Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1808 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Bu güne kadar yazılan en iyi 10 roman arasında sayılan,yazılması 5 yıldan fazla süren, yazım öncesi alt yapısı için bir kütüphaneyi dolduracak kadar kitap okunan Tolstoy’un muazzam eseri SAVAŞ VE BARIŞ. Kitabın künyesi bu kadar kabarık ve parlak olunca haliyle yorumlanması da zorlaşıyor. Tolstoy’un eserlerini okuma isteyi duyan birine naçizane
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201920,9bin okunma
Reklam
238 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
#puslukıtalaratlası #ihsanoktayanar #iletişimyayinlari . Türk Edebiyatının ilk postmodern eseri olarak kabul edilen PUSLU KITALAR ATLASI @terskarga #kitaptavsiye lerinden biriydi . Liste bir hayli kabarık aslında ama ben incelerden okuyarak sayıyı yüksek tutmaya çalışarak kendimi motive ediyorum . 17.yy ın ilk çeyreğinde İstanbul'da yaşayan Uzun İhsan'ın düşlerinden mütevellit oluşturduğu bir #atlas düşünün . Ve bu atlasta ; hayalle gerçek arasındaki puslu dehlizlerde bir zincirin halkaları misali, düşündüğünüz ölçüde dahil olduğumuz ucu açık öyküler yer alsın. Her açılan sayfada tutunulan cümlenin rahiyası ve geçmiş ile gelecek arasındaki an'a asılı kalan düşünceler ! Felsefik fantazya desem tarihin hatrı kalır, geçmişin tozlu sayfalarında yaşanmışlık desem şimdinin beli burkulur. Uyanığım desem ölümün anlamı ve gerçekliği üzerine yazan çizen filozofların emeği zayi olur ... İstihbaratın ,dilenciliğin , güvenliğin,denizciliğin , Konstantiniyyedeki mistizm semalarindaki salınımı #hikâye içinde hikâyeye dönüşümü ve dalga sesleri ... Ayrı ayrı yaşanmışlıklar tek bir meydana çıkan ara sokaklar misali sarıyor insan zihnini . Hepimiz bir 'iz ve hepimiz bir bütünün parçalarıyız düşüncesi belirtiyor zihnimde .... #okuyunokutun . "Bilgi doğru olmak zorundadır ve bilgin,hata yapmaktan ölümden korkar gibi korkar. " . Şahane tavsiyen için teşekkürler #orkungalolar
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
Euphemos bir kürekçiden diğerine koşarak Bütün güçleriyle kürek çekmelerini söylüyordu, Onlar da çığlık çığlığa denizi dövüyordu. Ama Dalgalar bir adım ilerleyen tekneyi iki adım Geriye itiyor, kürekler kahramanların zorlamasıyla Yay gibi kıvrılıyordu. Tam o sırada devasa Bir dalga üzerlerine gelerek tekneyi bir silindir Gibi kabarık denizin içine sürükledi ve akıntı Onu çarpışan dalgaların arasında sabitledi. Sular iki tarafından çarpıp onu sarsıyor, tahtaları Gıcırdatıyordu. Bunun üzerine Athena sol eliyle Kayalardan birini durdurdu, diğer eliyle de tekneyi İtti ve rüzgarı yaran kanatlı bir ok gibi Pontos’a Geçtiler. Ama hızla kapanan kayalar birbirine Çarparken pupanın en ucunu parçaladılar. Athena güvende olduklarını görünce Olympos’a Geri döndü. Kayalar da kutsanmış tanrıların emriyle Birbirinin karşısında kök saldılar ve aralarından geçen teknelerle tayfalarını bir daha engellemediler. Kahramanlar yaşadıkları büyük korkudan sonra Gökyüzüyle denizin önlerinde uzandığını görünce Rahat bir nefes aldılar.
Sayfa 63
"Kadınların, şimdilerde dalga geçilen o zamanki kıyafetleri olağanüstü derecede parlak ve gösterişliydi; zevkli bir şekilde kullanıldığında ve abartıları dizginlendiğinde bu kıyafetler güzelliği, ressamların dahi yansıtmayı başaramayacağı bir asalet ve yumuşak bir zarafetle donatıyordu. Tüm o tüyler, çiçekler ve kumaşlardan oluşan ıvır zıvırın altında, kadınlar tüm hareketlerini yavaşça yapmak zorunda kalıyordu. Nice iri yarı kadınlar gördüm, bembeyaz giyinip pudralandıklarında ve hareli kumaştan kuyruklarını sürükleyip alınlarındaki tüyleri incelikle sallarken, mübalağa etmeden söylüyorum, kuğuya benzerlerdi. Rousseau ne derse desin, kabarık tüylerinin içindeki bir kumru gibi, küçük zayıf vücutları sarmalayan o muazzam saten kumaşların kıvrımları içinde, bol ve kabarık tüllerin, kollardan dökülen uzun dantel kanatların içinde, capcanlı, rengarenk eteklerimiz, kurdelelerimiz, değerli taşlarımızla, yabanarılarından çok kuşlara benziyorduk ve de küçücük ayaklarımızla şık topuklu terliklerimizin içinde dengede durmayı başardığımızda, işte o zaman gerçekten de, dere kıyısında, toprağa ayak basmaktan korkan bir kuyruksallayan kuşunun gururlu ihtiyatlılığıyla yürüyormuş gibi görünüyorduk."
Sayfa 72 - Can Yayınları -Klasik-Kitabı okudu
Bir kere de de ki ben sana ne yaptım yani soruyu sorsan inan sana şunları şunları yaptın diye yargılamayacağım hadi bırak bu dalgaları dalga denizde ben karadayım karasal bir iklim burası çok ayazdır toprağı çatlak elin hatta kolunu sokarsın aman oralarda çok pis böcekler vardır yani o yarıklarda ısırırlar sokarlar biteviye bitmez bir girizgah yaşatırlar sen şimdi geldin ya tüm gelmeler sana benzeyecek rüzgardan esen saçların ipek mavi gözlerine gök kadıköy vapuru gibi geleceksin kadıköye vardığım için mutlu ve heyecanlı, dalgası bile neşelidir buranın sonra karaya adımımı atarım ben karası karasal değildir deniz kokar yosun tutmuştur yemyeşil hiç bir fotoğraf makinesi o yeşilin hakkını veremez işte sen geldin ya artık kadıköy sokakları daha anason kokar pastacıları daha şeker kokar akmar pasajı daha küf korkar kitap sayfaları daha sarıdır daha kabarık. sen geldin ya kahveci de oturup bir kahve isteyebilirim. sen geldin mi sahiden sen sen neredesin artık her şey bir rüya kahvem kokmuyor kitaplar ciltli yepyeni, vapur beşiktaşa geri dönüyor tüm dalgalarını yanında götürerek.
Reklam
Kabiltü, hebtü, kabiltü ve hebtü, oldu tamam! Ne kizb ü zulm ü cinayet, ne girye-i eytam! Ucuzca hem de ne âlâ seyahat-ı Arafat, Ziyaret et, anadan doğma, ol sabi gibi, yat! Çalışma, gez, bu kadar altın, elmas, evler, akar... Yeter bu, yüz sene bitmez, çalışmadan ne çıkar? Cenab-ı Hak sana vermiş, hayatı fırsat bil! Bu servetin Hac'efendi,
Namık Kemal
"Kumral bir yeleyi andıran kabarık, öfkeli saçlar altında büyük ve ağır düşüncelerle katlanmış bir alın. Kalın fakat ahenkli bir boyun, geniş omuzlar, dalga gibi kabarık bir göğüs. O kumral yele ile biten alnın altında sarı şimşekli ela gözler, kıvırcık tunç bir sakal ve bu yalçınlık içinde biraz yadırganan pembemsi çok beyaz bir ten."
244 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Medeni olmakla övünen ilkel insanlar!
Hüzünlü yağmurlu bir günün sabahından hepinize selamlar. Hüzünlü diyorum çünkü kitapta anlatılanlar biz insanlara karşı acı bir tokat niteliğinde. Uzun bir yolculuğa çıkacak, bilenmeyen diyarlarda yolumuzu arayacak, iç dünyamıza eğilerek hesaplaşmalar yapacağız. Bu yolculukta kırbacımız Aborjinler olacak. Evet, yanlış duymadınız. O ilkel, vahşi,
Bir Çift Yürek
Bir Çift YürekMarlo Morgan · Klan Yayınları · 201923,2bin okunma
460 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
EDEBİ PORTRELER'DE NAMIK KEMAL TASVİRİ
Hakkı Süha Gezgin, "Edebi Portreler"de Namık Kemal'i şöyle tasvir ediyor; "Kumral bir yeleyi andıran kabarık, öfkeli saçlar altında büyük ve ağır düşüncelerle katlanmış bir alın. Kalın fakat ahenkli bir boyun, geniş omuzlar, dalga gibi kabarık bir göğüs. O kumral yele ile biten alnın altında sarı şimşekli ela gözler, kıvırcık tunç
Edebi Portreler
Edebi PortrelerHakkı Süha Gezgin · Kapı Yayınları · 201326 okunma
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.