"Kemalizm aslında büyük ve esaslı bir din reformudur. Tanrı, bir peygambere verdiği şeriatı, ikinci bir peygamberde değiştirmekle, hatta Kur'an'ın bir ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla hükümlerin toplum evrimini izlemesi gerektiğini göstermiştir. Fıkıh'ta buna nesih diyoruz. Muhammed, peygamber olduğuna göre,
Ali, "Haklı olmak kadar, hak- lı kalmak da önemlidir." sözünün sahibidir. Çünkü Ali, bir istikamet ve istikrar insanıdır.
En son O, Küfe'de; cehaletin ve taassubun kurbanı olan hain İbn Mülcem'in zalim kılıcı altında doğranırken: "Bis- millah ve billah ve a'la milleti Resûlullah. Fuztü bi Rabbi'l-Kabe/ Allah adına, Allah ile beraber, Resûlullah'ın milleti ile beraber, Käbe'nin Rabbine yemin olsun ki ben şimdi kazandım."
Hz. Ali, şehit olarak bu dünyadan giderken kazanıyordu. Çünkü o çok iyi biliyordu ki asıl hayat yeni başlayacaktı.
O sevmiş, sevdiğinin yolunda yaşamış, en son sevdiğinin yolunda da kanını feda ederek gidiyordu. Hz. Ali'nin sevdası, tüm peygamber sevdalılarına bu işin nasıl olacağını gösteren önemli bir örnekti.
Bir papaz, dua kitabını okuyarak ağır ağır ilerliyor. Ara sıra başını kaldırıp denize beğenerek bakıyor: Deniz de bir dua kitabıdır. Tanrı'dan söz eder. Hafif renkler, hafif kokular, ilkbahar ruhları. "Hava güzel, deniz yemyeşil. Bu kuru soğuğu nemli ha- valara tercih ederim." Hepsi şair bunların. İçlerinden birini eteğinden yakalayıp, "Bana yardım edin!" desem, "Bu yengeç de nereden çıktı?" der ve paltosunu elimde bırakarak kaçar.
Aşkı, imanı görmek isteyen hac mevsiminde Kâbe-i Muazzamaya baksın. Beş milyon insan, bir kara taşın etrafında, deniz dalgaları gibi, dönüyor. Bin dört yüz yıl önce bir yetim öyle dedi diye...
İslam toplumunun varlıklarının teminatı kardeşliktir. İslam, sadece mabed dini değildir. İslam ile diğerlerinin ve dinlerin en bariz farkı da budur. İslam asla bir mekana sığacak bir din değildir. Ne mabede ne mescide ne Mekke'ye ne de sadece Kâbe'ye... Detayların her biri sembolüdür, şiardır ancak İslam'ın sadece tedavisi sınırlıdır. İslam'ın böyle bir özelliği var: Hayatın tamamını kuşatır ve asla şirk kabul etmez. “Şu kadar İslam olsun ama şu kadarı da başka bir şey olsun” şeklindeki bir şeyi İslâm asla kabul etmez. İslam yüzde yüz İslam'a uymak zorunda. Böyle olduğu için İslam hayata hakim bir dindir.