kabe
İslâm'ın biricik kutsal yeri, gerçekten Mekke camiinin içinde bulunan ve bütün dünya camilerinin ona doğru yön aldıkları Kâbe'dir.
Sayfa 21 - Varlık Yayınları, sayı 1706, La Vie quotidienne des Musulmans en Moyen Age, Çeviren Doç Dr Bahriye ÜçokKitabı okuyor
Anladın mı
Hicran destanını kendinden oku, Mecnun'dan duyup da rivayet etme. Aşkın Leyla'sını gördünse söyle. Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla doğar alemde her gün, Senin aradığın zevk, sefa düğün. Tutacağın işi önceden düşün;
Reklam
"Türklük doğrudan doğruya senin kalbinle alakalı bir şeydir. Senin kalbin de Kâbe'dedir. Eğer Kâbe'ye teveccüh etmediysen Türk olamazsın. Kalp, Kâbe'dir. Kâbe'den başka kalp yoktur. Onun için bütün gavurlar kalpsizdir."
İsmet Özel
İsmet Özel
Kuran'da alınan kararlarda savaş ve geri çekilmeye bakıldığı zaman en çok geri çekilme vardır. Kabe'nin olduğu yerden 2 defa, o da bilinen. Nuh tufanı geri çekilme. Musa(as) geri çekilme... Şimdi Kabe'den geri çekilme var, düşmana bırakma var. Neden akıllıca olduğu için. Karşı taraf güçlü olduğu için. Kudüs'ten geri çekilme olmaz. Melekler var, Hamas var, şu var bu var. Kudüs kırmızı çizgi. Kabe ise yeşil çizgiydi. Kudüs büyüktür, Kabe. Çoluk çocuğun olduğu yerde, ailenin olduğu yerde geri çekilmenin bir çok örneği varken savaşmak. Bu ne akılla alakalı ne de vicdanla. Fanatiklik...
Bile bile aynı kâğıdı açıyorum, kendimi sınamanın ağırlığı her gün artsa da. Saat kaç olmuş... hâlâ bir çocuk yürümemiş sokakta! Sabah da akşam da kül boşaltıyorum, yanan zamanın. Tek tek kendi yazgımızı mı yaşayacağız, yoksa yazgılarımızın toplamından her birimize düşen parçayı mı yaşayacağız? Hayır! Yazar havlu atmaz. Olsa olsa sükûtunu duvara asar, tüfek gibi, bakar. Bir nidâ kadar gerekli bana, sinirliliğim sakinleştiriyor beni. Alın yazıma sâdık kalmalıyım. İki eliyle sıkıyordu başını, çatlamasın diye... Çileyi çeken yazıyı yazandır. Bin çile de bin çeşit yazı demektir. İnsan, yeryüzündeki garipliğini, sabaha girmek üzere olan ıssız bir sokakta daha iyi mi anlar gibi oluyor ne? Ağlaya ağlaya yanına geldi zaman, diz dize oturup, teselli etti; n'apsın. İçinden, 'Amma da buldu ha adamını! ' da geçmedi değil doğrusu. Ne durumda olursak olalım, bir müziğiz, insan kendi sesini dâima başkalarından önce işitir. Herkesin, kendince bir çileye dayanabilme gücü de burdan gelir ya. Elbette aynı şeylerle acı çekmek çok zor bir eylem. Yüzünüze güller, dün gece çok okudum. ... Uzak bir pencereydi, yeni kalkmıştım uykudan. Bir ağacın dalları Kâbe'ye bakıyordu. Stop - zamanın da bir uğunması var ki doğrusu dayanamıyorum bakmaya, mekânda çünkü zamanla derin bağıntı içindedir ya herhalde sana göstermemeye çalışıyor. İnsan yıkılan, kendi kendisiyle de burun buruna gelebilir bazen..
Nuri Pakdil
Nuri Pakdil
🫒🌿
Bu aralar Hira'ya gidesim var. Bu sahte dünyadan kaçıp Nur dağına sığınasım var. Ashab-ı Kehf gibi bilmem kaç yıl uyuyasım var. Kabe'nin duvarına başımı yaslayıp gözyaşım kuruyana kadar, ağlayasım var..
Reklam
Yoklayalım gönlümüzü
Gönlünde senin gayr ü siva sureti neyler Lâyık mı bu kim Kabe'ye büthane desinler (Senin gönlünde ondan başkasının sureti ne arar?Layık mı bu Kabe'ye puthane desinler!)
Şeyhülislâm Yahya Efendi
Şeyhülislâm Yahya Efendi
Tevhid anlayışı
Bunların iflås hallerine bir örnek verelim: Bir insan abdestini alarak kıbleye yöneliyor ve: "Muhakkak ben, tevhid dinine boyun eğip yüzümü gökleri ve yeri yaratan Allah'a çevirdim ve ben Allah'a ortak koşanlardan değilim." (Enam: 79) mealindeki ayeti okuyor Bu ayeti okuduğu zaman, eğer gerçek månasını bilerek ons uymuyorsa, yalancı duruma düşen bir müflis olur, çünkü "Ben yüzümü Allaha çevirdim" dediğinde, bundan görü nüşteki mânayı kasdediyorsa, yüzünü Allaha değil, kibleye (Kabe'ye) doğru çevirmiştir. Zira Allah bir yönde değildir ki, kable tarafında bulunsun da ona yönelmiş olsun. Allah. yönlerden ve mekânlardan münezzehtir, bunları yaratandır Yaratılan şey, hiç bir zaman Yaratanı çevreleyemez, kuşataniaz
Hamd, tevhîd kelimesini kullarına kale ve sığınak, Beyt-i Âtîk'i (Kâbe-i Muazzama'yı) müracaat mercii ve darü'l-emân yeri (emniyet yurdu) yapan Allah Teâlâ'ya mahsûstur. Kâbe'ye "Beytullah" demekle zâtına nisbet ederek teşrîf, tahkîm ve minnet cihetlerinden fazîletlendirmiştir. Kâbe'yi, ziyaret ve tavafı, kul ile cehennem âzabı arasında bir perde ve kalkan eyledi. Salât, rahmet nebîsi ve ümmetin efendisi olan Hazret-i Muhammed aleyhisselâma; selâm halkın efendileri, halkın öncüleri olan âline ve ashâbı üzerine olsun.
Alman Psikanalistin Hac Günlüğü ve Manevi Uyanış Hikayesi Halvette 40 Gün'ün yazan Dr. Michaela Mihriban Özelsel, Sufilerin "aşk yolu"na girişinin öyküsünü, "varoluşumun en yüksek ve en aşağı noktası" dediği hac deneyimi eşliğinde anlatıyor. Batılı bakış açısından, hasta ve tamamen halsiz düşmüş bir halde Suudi
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.