…
Bülbül yine mey'ustu; vatan virandı gülüm
Uğrunda hayallerim bile yıprandı gülüm
Mecnun dahi Leyla'yı anmaz oldu yürekten
Güzeller güzeliydi; hani sultandı gülüm
Yaşamak, sonsuzluğu tattı avuçlarından
Ölüm tomurcuklandı; kabir uyandı gülüm
Bir kafdağı kalmıştı varlığından bihaber
Seni görünce, o da tutuşup yandı gülüm.
Beş vakit namazı kılmak, yedi kebairi terketmek; ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi ve meyvesi ve faidesi ne kadar çok mühim ve büyük olduğunu; aklın varsa, bozulmamış ise anlarsın. Ve fısk ve sefahete seni teşvik eden şeytana ve o adama dersin: Eğer ölümü öldürüp, zevali dünyadan izale etmek ve aczi ve fakrı, beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi varsa, söyle dinleyelim. Yoksa sus. Kâinat mescid-i kebirinde Kur'an kâinatı okuyor! Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, hidayetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim. Evet söz odur ve ona derler. Hak olup, Hak'tan gelip Hak diyen ve hakikatı gösteren ve nuranî hikmeti neşreden odur.
Inna lillâhi ve inna ileyhi râciün..
Vatan için canını feda etmiş,
Toprağa değil, ALLAH'a emanet olmuş,
Gözünü kırpmadan canını teslim eden,
Şehadet şerbetini içip, arşa yükselen
O aziz şehitlerimizin ruhuna,
Rahmetin en güzeline kavuşmuş o yiğit yüreklere,
Bir Fatiha, üç İhlâs okuyalım.
RABBİM, şehitlerimizi Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) komşu eylesin,
Makamlarını âli, derecesini yüksek,
Kabir nurunu bol eylesin.