152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
BÜTÜN YORUMLAR EŞİTTİR AMA BAZI YORUMLAR ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR
YouTube kitap kanalımda Hayvan Çiftliği kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY "Animal You're an animal Don't take anything less" Muse 70 yıllık bir fener. Çok çabuk unuttuk ülkede olanları. Unutmak ve kanıksamak en sevdiğimiz şeyler oldu. "X kişi ne yapsa her
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247,9bin okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Korkutucu Derecede Mantıklı ve İnandırıcı Bir Kehanet Hikâyesi
‘’Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez.’’ (s.
Çocukluğun Sonu
Çocukluğun SonuArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20213,487 okunma
Reklam
"Ne zaman tökezlesem aklıma hep dağlar gelir.Onların imtina ettiği yükü biz nasıl kabullendik? İnsan dönüp bakmadı mı kendine? Dağların sırtlanamadığı yükü nasıl sığdırmak istedi gönlüne?"
188 syf.
9/10 puan verdi
MERHABA DOSTOYEVSKİ! Bir merhaba dedim. Çünkü ben akıllı ben, hiç Dostoyevski okuyan biri değilmişim. Etkinlik ile bu açığı kapatacağım. Geldik yemeğe, ama kitapta da yemek var. Kovulmadık biz umarım. Oturduk mu masaya? Mozart eşliğinde yiyoruz kitaplarımızı. Mozart bu kitaba özel. Tabi ki başka şeyler de dinleyeceğiz elbette. Kemancı var mı
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,3bin okunma
Affetmenin yüceliğini tadın...
Tamam, haksızlıklara uğradığını kabul edelim. Hatta işin içinde yaralamalar, incitmeler, belki de kötü niyet bile vardı. Peki, bu insana ömrünün sonuna kadar senin hayatına hükmetme hakkını verecek misin? Affetmekle kendimize iyilik yapmış oluruz. Eğer affetmezsek, yerimizde saymayı kabullendik demektir! Olduğumuz yerde kalırız ve başkalarına hayatımıza hükmetme hakkını veririz. Belki bu insanlar çoktan ölmüştür ya da başka biriyle mutlu bir evlilik yaşıyordur. Bir tek biz bu affedemeyenler dönemecinde takılıp kalmışızdır.
143 syf.
8/10 puan verdi
"KENDİSİYLE MEZARI ARASINDA YALNIZCA KENDİ ÖLÜMÜ VARDI." Her birimiz bir gün mutlaka öleceğimizi biliyoruz, ama ölümün soluğu ensemizde olsa ne hissederiz? Her an ölüm kaygısıyla yaşamak yaşamaktan sayılır mı? Diyelim ki ölümü kabullendik, ölüm anı geldiğinde korkusuzca ebediyete göç edebilir miyiz? İşte bu kitabı okurken bunları
Mavi Köpeğin Gözleri
Mavi Köpeğin GözleriGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20181,942 okunma
Reklam
Sen ve ben çoğu kimse değiliz. Demek ki çoğu kimsenin durumu bize uymaz. Dünyada rahatlık aramıyoruz, dünyanın katılığını olağan karşılamıyoruz ve bu katılığa katılıkla cevap vermek gerektiğini düşünmüyoruz. O halde dünyada rahatlık aramıyoruz diye eziyeti onayladığımız söylenebilir mi? Dünyanın katılığına katılıkla cevap veremeyeceğimize göre yumuşaklık gösterip ezilmeyi mi kabullendik? Yenilmeyi göze mi aldık? İşte diyalektik tuzağı. Sen ve ben bu tuzağa yakalanmadığımız kadar insanız. Çoğu kimse bu tuzağa düştüğü için insanlığından uzaklaşıyor. İsmet Özel
Ben cumhuriyet adamı mıyım yâhu? Ben imparatorluktan kalma bir adamım. Ben Osmanlı'yım! Ne kemalistim, Ne laiğim, Ne cumhuriyetçiyim! Sen deli gömleği giymiş gibi bir cumhuriyet mantığına büründürülmüşsün. Bunu yırt,at! Nizâm-ı Âlem endişesi ile bak hayâta. İslâm'ın mümessili olmaya namzet hiç olmazsa. Oradan tard edildin, tekrar o yere geçme arzusunda ol. Biz ne çabuk sünepe bir Türkiye olmayı, "Yurtta sulh, cihanda sulh." kabuğuna çekilmeyi ne çabuk kabullendik? Dünyada bizim yaptığımızı yapabilen bir millet yok! Biz bin yıl süper güç olmuşuz efendi! Üç yüz sene Selçuklu, altı yüz elli sene Osmanlı; bin yıl! Demek oluyor ki, biz tâyin-i ilâhiyle İslâm'ın cihâdına memûruz. Tarihimiz de bununla doludur! O halde bizim için aslî yol Allah'ın dini gâlib gelsin diye çalışmaktır. Bizi yanlış bir yola sokmuşlar... Cumhuriyet Türkiyesi bu millete ayakkabıları ters giydirmiştir! -Kadir Mısıroğlu (رحمة الله عليه)
...Öyle çaresizlik içindeydik ki itirazsız kabullendik. Ve ne olduğunu anlamadan sarhoş olduk...
Sayfa 207Kitabı okudu
224 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Gitgide hızlanan zaman, etrafımızı kuşatan vahşi teknolojik ağlar, artık her yerde karşımıza çıkan ve hatta sürekli elimizde bir mecburiyetmiş gibi taşıdığımız ekranlar. Öyle bir çağa denk geldik ki, bunları doğal karşılar olduk, sormadan sorgulamadan kabullendik. Kısacık hayatımızın normali saydık. Halbuki kitaptaki temel mesajı özetleyecek bir cümle isterseniz şunu alıntılayabilirim: “Ancak yavaşlayarak içimize bakabilir ve ancak yavaşlayarak hayatla konuşabiliriz.” Bu kitap bir roman ya da kurgu yazısı değil tamamen günümüz insanın 220km hızla giden hayatına tutulan bir ayna. Kemal Sayar şöyle diyor: “Hız uyuşturuyor. Artık her yerde ve hiçbir yerdeyiz. Orada ama buradayız. Dostumuzla sohbetteyiz ama telefonun veya sohbet ağının ucundayız. Aslında bütün varlığımızla bir yerde değiliz, parça parça orada ve buradayız. ” Kitapta anlatılan şeyler yeni ya da çok farklı düşünceler değil belki ama birinin bizi yavaşlatıp düşündürtmesi lazım. İste bu sebeple okumanızı tavsiye ederim. Belki okudukça kendi aceleciliğimizin sebeplerini daha iyi anlarız kim bilir. Genel olarak beğendim, tek eleştirim sonlara doğru farklı konu başlıklarına da değinilip konunun dağılması. Baştan itibaren verilmeye çalışılan yavaşlama mesajıyla bağlantı kurulmaması. Bu bölümlerde biraz ana temadan kopuluyor. Kitaptan düşündüren bir alıntıyla bitirelim: “ Hız, bir bakıma insanın kendi ölümünün, ölümlülüğünün farkına varmasını engelliyor. Hızla gelen duygusal uyarı bolluğu, insanın dikkatini çeliyor ve onu kendi kırılganlığını fark etmekten alıkoyuyor.” Keyifli okumalar.
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20159,5bin okunma
419 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.