Şeyhime birisi kabz halinde olduğundan yakınmıştı. Şeyhim de buyurdu ki; İnsan da mevsimler gibi sürekli hal değiştirir. Bazen bast hali olur, insan ferahlar, ibadete karşı içine bir şevk gelir. Bazen kabz hali olur, ibadetlere karşı zorlanır, yatağından kalkmak istemez. İnsan sanır ki bast halinde yaptığı ibadet daha makbuldür. Çünkü onu şevk ile yapmıştı. Fakat, kabz halinde, zorlanmasına rağmen sırf Allah emretti diye kalkıp sıkılarak yaptığı idabet Allah'ın da çok hoşuna gider. Çünkü bast halinde Allah'tan kula bir geliş vardır zaten, O sana geliyor. Kabz halinde ise kul bir gayret, bir çaba ortaya koyuyor, yani o Allah'a gidiyor.
яr

яr

@fehavi
·
14 Mart 06:12
ey mürid, cenâb-ı hâkk bazen, bast gündüzünde elde edemediğin mârifeti, kabz gecesinde bağışlar. bast ve kabzın hangisinin faydalı olduğunu bilemezsin..
ey mürid, cenâb-ı hâkk bazen, bast gündüzünde elde edemediğin mârifeti, kabz gecesinde bağışlar. bast ve kabzın hangisinin faydalı olduğunu bilemezsin..
Reklam
Mahremce bir arzuhâl
Küçücük kalbime kâinatı sığdırıp; Celal ve Cemal tecellileriyle çalkalayan Sensin biliyorum. Tâ kemâl bulsun diye.. Kalbime bu duyguları yerleştiren, hâlimi en iyi bilen Sen iken; Sana arz-ı hâl etmeye ne hacet, ne cüret.. Ama duâ diliyle de işitmek istiyorsun madem, mahremce hâlimi Sana arz ediyorum ey Rabbim! Hâlden hâle geçişler, birbirine zıt
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri, Hakk yolcusunun şu 8 maddeyi tatbik etmesinin lüzumuna işaret etmişlerdir: 1- Devam-ı vudu: Her zaman abdestli bulunmak. Rızık çokluğuna ve amel defterine devamlı sevap yazılmasına vesile olur. 2- Devam-ı halvet: Kesret ve vahdette (toplum arasında ve yalnızken) fikri, Hakk teâlâ olmak 3- Devam-ı savm: Her haliyle oruçlu bulunmak, (her azasıyla) oruçlu gibi yaşamak 4- Devam-ı sükût: Dış kapı kapanınca, iç kapı açılır. Sükûtu ihtiyar (susmayı tercih) etmek demek, çok konuşmayı terk etmek demektir. 5- Devam-ı zikir: Cenâb-ı Hakk'tan bir an bile gafil olmamak. 6- Devam-ı def'i havatır: Kötü düşünceyi terk etmekle havatırdan (kalbe gelen kötü düşüncelerden) kurtulmak 7-Devam-ı itikad-ı pak ve kemal-i teslim ile kalbini mürşidine rabtetmek: Şu şekilde ki, cümle âlem meşayih olsa, "bu fakire feyiz ancak benim üstazımdan olur, gayriden olmaz" diye itikad ede. 8-Hakk teâlâ'ya ve üstaza itirâzı terk ede. Kabz (manevi tutukluk) ve bast (manevi genişlik) hallerini Hâlık-i Zülcelâl'den bilip teslimi tam göstere.
Kabz ve bast âriflerin iki şerefli halidir. Allah kabzettiği kişiyi dünyadan çeker, bast edince de onu koruması altında dünyaya geri gönderir.
yamalı yüreğim ecnebidir emana hiç bilmem ki sıcak çorba kokusu, anne terliği güneş celali çocukluğumun sâfi duyguları yaş gözlerimin gayba dildadeliği ne o battaniye ısıtır beni ne buharı tüten demli çayım ne de kitabımın acı sayfalarında kuruyan kiraz çiçeği bazen sahrada görülen bir serap bazen muamma-yı müşkül-küşa olur dört duvar kimi
Reklam
hayat döngüm.
kabz hali, ümitsizlik, ruhani bunalımlar 🔄 bast hali, tevekkül, ruhani şevk ve heyecan
Emn ü ye’sin vartasına düşmemek hikmetiyle havf u reca müvazenesinde, sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast haletleri, celal ve cemal tecellisinden intibah ehline gelmesi; ehl-i hakikatça medar-ı terakki bir düstur-u meşhurdur.
Kastamonu Lahikası
Kastamonu Lahikası
Ben artık bast haline sabretmenin kabz haline sabretmekten daha meşakkatli olduğunu ve elzem olduğunu düşünüyorum... Şu sıralar bast halinin de gelip geçici hal olduğunu ve bana ait olmadığını idrak etmeye ve tek geçici olmayanın "Allahsız olmamak, kalmamak "olduğunu idrak etmeye çalışıyorum.
Reklam
Rabıta devadır
İnsanda bir kabz hâli, bir de bast hâli vardır. Mümin iki hâlde de Allah'a teslim olandır. Tasavvuf ise; daimî huzur verir. İmtihan olmaz değil, bilâkis daha çetin.. Lâkin huzur bozulmuyor büyüklerin himmeti ile... Teslim olan zarar etmez ihvânım.
Kurtarıcı bilgi gelmezse İşin içinden çıkamayız, Seyrü suluk = yer değiştirme, Meseleye senin gözünle bakayım Hakikat yeni bir veçhe ile tanınır Mizaç ise kendine uydurur Aslolan Allah a göre tanımaktır.
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.