Orta Doğu kızı..
Onun yüreği bugün rengarenk gökyüzünde ve romantik gençlik hayallerinde, özgürlük gösterilerinde, cinsel vesvese ve aşklarda, ergenlik bunalımlarında, yenilik arayışlarında ve zihni karmaşalarda, yeni dünyanın cazibe dolu tasavvurlarında boğulmaktadır. Kimi zaman o duvarın arkasında yürüyor, kimi zaman da duvar deliklerinden ve pencereden bir hırsız misali karşı tarafa uğruyor. Onun bedeni annesinin emirleri ve babasının nehiyleri arasında, karmaşık örümcek ağına düşmüş bir sinek gibi "hayırlara, yasaklara" esir olmuştur. O sadece kız (kaçak ve tehlikeli bir cins) olma cürmünden dolayı, evin köşesinde saklanması gerektiğini hissetmektedir. Ta ki "mahrem bir kaçak" gelip onu haremine götürene dek. Orada da gezinme sahası sadece mutfak ile yatak odası olacaktır. Zira sadece beyefendinin midesini ve belden aşağısını doyurduğunda onun varlığına bir anlam ve insani bir sorumluluk yüklenmektedir. Hatta erkek onun kendi dinî duygularına ortak olmasına ve dinî toplantılarına katılmasına da müsaade etmemektedir. Zira bu fikir sisteminde din bile kadın ve erkek için ikiye ayrılmıştır: ağıt, yas ve dinî sofralar kadınların dinî sorumluluklarıdır. Meclisler, minberler, medreseler, kütüphaneler, ders, sohbet ve konferanslar ise erkeklerin dinî vecibeleri!
Manastır yürüyen birliklerin tozları ve gürültüsü ile silahların gümbürtüsüyle sarsılıyordu. Yunanistan Girit'i ele geçirmişti. Türkiye savaş ilan etti ve askeri birlikler cepheye koştular. Gün büyük zorlukların ve mücadelelerin yaşandığı, savaşlar ve savaş söylentilerinin her yana yayıldığı günlerdi. Osmanlı İmparatorluğu son nefesini vermek
Reklam
II KALKÜTA'YA GİDİP BENERCİ'Yİ NE HALDE BULDUM? Ya yattı karanlık sulara
Kız belki düşler kuracaktı... Belki de oğlana aşık olacaktı.
‘Doğumdan düğüne, ölüm döşeğine kadar her duruma dair mutlaka bir dua var; kaçak bir kürtajcıya giden yirmi yaşında bir kız hakkında, dönüşte yolda yürürken, kendini yatağına atarken aklından geçenler hakkında da bir tane olmalıydı. Tekrar tekrar okurdum onu. Kitaplar dilsiz bu konuda.’
Sayfa 12 - Can YayınlarıKitabı okudu
Nasıl olursam olayım, yeter ki annem gibi olmayayım! Bir yandan, asla özdeşleşme noktasına varmayan bir hayranlık, bir yandan da, anneyi kıskançlıkla reddetmekten ibaret olan Eros'un aşırı gelişimi söz konusudur. Böyle bir kız ne istemediğini çok iyi bilmesine rağmen, yazgısının nasıl olmasını istediği konusunda genellikle bir fikri yoktur.
Reklam
157 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.