Alkolizm: Harry İlacı ve alkolü kötüye kullananlar arasmdaki yaygın bir varoluşçu konu kendi yaşamlarının sorumluluğunu almalarını reddetmeleridir. Bugental (1981, s. 340), bu tür bireylerin kendi davranışlarının sorumluluğunu almaktan ziyade kendilerini suçlayabileceklerine dikkat çekmiştir. Eğer terapistler danışanların suçlama davranışlarına
Ozunu gunahlandirmanin sebeblerinden biri,eqoistcesine vicdan ezabindan qacmaq ucun suuralti rola girmek,tembelliyin zererli terefi...
Leylek de bebekleri oradan getiriyor. — Masallarda her insan için bir ilksel imge vardır, yeterince aranırsa bulunur. Şu dilber, tıpkı Pamuk Prenses'teki Kraliçe gibi, en güzel ben miyim diye soruyordur aynaya.Ömründe bir an bile huysuzluk ve titizlenmekten vazgeçemeyen cadaloz, boyuna "o kadar tokum ki, tek yaprak istemem, mee, mee" diye meleyen keçinin burnundan düşmüş gibidir. Gailelerden beli bükülmüş ama yine de neşesi kaçmamış şu yaşlı adam, ormanda odun toplarken tyi Prens’e raslayıp da tanıyamayan ama ona yardım ettiği için cömertçe ödüllendirilen ihtiyar kadını anımsatır. Bir başkası da talihini aramak için delikanlılık çağında evinden ayrılmış, pek çok devin sırtını yere getirmiş, ama sonunda New York'ta belasını bulmuştur. Bir genç kız tıpkı Kırmızı Şapkalı Kız gibi büyükannesine bir parça kek ve bir şişe şarap getirmek için şehrin beton ormanına dalar, bir öteki de aynı yıldızlı gümüş paralan olan kızın masumluğuyla soyunup erkeklerin yatağına girer. Aynı zamanda güçlü hayvan ruhu da taşıdığını sezen zeki bir adam, arkadaşlanyla birlikte onu da bekleyen kötü kaderden kaçmak ister, Bremen müzik topluluğunu kurar, onları haramilerin mağarasına götürür, orada kurnazlığıyla sahtekârların üstesinden gelir ama tam o noktada eve dönme isteğine yenilir. Kurbağa Kral, iflah olmaz bir züppe, özlem dolu gözlerini Prenses'e dikmiş, kendisini kurtaracağı günü boşuna bekliyor.
Reklam
Amel-i salihin hayatı olan ihlasın zararına teveccüh-ü nâs ve şan ve şeref, kabir kapısına kadar muvakkat olan bir lezzet-i cüz'iyeye mukabil, kabrin öbür tarafında azab-ı kabir gibi nâhoş bir şekil aldığından; teveccüh-ü nâsı arzu etmek değil belki ondan ürkmek ve kaçmak lâzımdır.
Beni bu halimle görmesin diye, başımı omzuna gömüyorum Haşim'in. Ondan kaçmak isterken, ona sığınmak gibi bir çelişkiye düştüğümü bile bile...
Eğer bir insan her şeyi yapabilecek kadar onursuz ve şerefsizse ,tehlike anında kendisini kurtarabilmek için çok sayıda yol vardir.Kısacası ölümden kaçmak çok zor değildir ancak kötülükten kaçmak çok zordur.Çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar.Daha yavaş olanı benim gibi yaşlı ve yavaş birisini yakaladı.
"bir tuhaf bir anlaşılmaz bir ürperti vardı içinde. rahat değildi. bir yerlere sığmıyor gibi bir hali vardı. kaçmak, bir şeyler kırmak, parçalamak istiyordu. kedere, korkuya benzer bir duygu içimde. bir çırpınma."
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.