Kader: Hayatının her alanında karşına çıkan şaşmaz ölçü ve denge
Nasip: Sana verilecek olan payın tama- mının genel adı
Kısmet: Nasibin parça parça belirli aralıklarla sana ikram edilmesi
Rızık: Boğazından geçenlerin tamamı
Bonatti, astroloji bilimi sayesinde salgın hastalıklar, kıtlık, kötü hava şartları gibi şeylerin önceden bilinmesinin faydalı olduğunu savunur. Ona göre, "Eğer bir kişi belirli bir bölgede ya da iklim kuşağında kitlesel ölümler nasip gerçekleşeceğini öngörürse, bu bölgeden ayrılabilir ve salgın hastalık tehdidi altında olmayan başka bir yere gidebilir. Belirli bir bölgede hastalık olacağını öngörürse, kendini bu hastalığın nedenine karşı hazırlayabilir ya da güvenle bekleyebileceği başka bir bölgeye geçebilir; ve böylelikle bunun önceden bilinmesi, bu tehlikeyi ve bundan nasıl kaçınılabileceğini öngörene sağlık bahşeder."
Her vakit, her an insana bir emanet, hayat da bir emanet. Nasip var hiç şüphesiz, kısmet var, kader var, tecelliyat var. Bir program yapacağız ama bileceğiz ki o mutlak bir program değil, o her an değişebilir. Değiştiği zaman da üzülmeyeceğiz.
Sayfa 175 - Turkuaz Haberleşme ve YayıncılıkKitabı okudu
Her vakit, her an insana bir emanet, hayat da. bir emanet. Nasip var hiç şüphesiz, kısmet var, kader var, tecelliyat var. Bir program yapacağız ama bileceğiz ki o mutlak bir program değil, o her an değişebilir. Değiştiği zaman da üzülmeyeceğiz.
Frenkler Türklere fatalist adını verirler. Bu kelimenin manası her şeyi kader ve kısmete yükleyip çalışıp çabalamadan tam bir tevekkül içinde yaşamaktır.
"Hepimiz nasip sahibiyiz, bütün insanlar hakkında dua halinde olmamız lazım. Onlar da onlara biçilen kader de, bizim inandığımız Hâlik-i Hakiki'nin yarattıkları. "
Saadettin Ökten
İnsan sadece kendisi için yaşadığında süfli arzuları her seye galip gelebilir. Modernite, ihtiraz üzerine kuruludur. Dayanağı kendi varlığıdır ve o varlık modern insana "Önce ben ,hep ben," dedirtir. Müslüman'ın varlığıysa nefes alırken bile 'Hû"der.
Hepsi insanî, hepsi anlaşılabilir şeyler; buna şüphe yok. Peki inançlarımızın “gerçekliği”ne bakınca acaba ne göreceğiz? Biraz evvel açmaya çalıştığım gibi, inançlarımıza dair temel bilgi ve görgüyü ailemizden ve sosyal çevrenizden alırız. Kabul ettiğimiz veya reddettiğimiz inançların kökeni bizzat bu sosyal piyangodur. Evet, piyangodur çünkü
“Arkadaşlar! Yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakın ki o büyük dâhi, çağımızda Türk ulusuna nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı.”
- “Kader, ona teslim olmayı bileni saadete götürür, teslim olmayanı da sürükler”: İMÂN ve İNKÂR kutbunun hâli de, sonların ilminde ne olduğu görüleceği üzere bu. Allah Sevgilisi’nden başlayan ve dereceler hâlinde Peygamberler’den küfür ehline kadar herkesin kalbinde “inanıp inanmama” nasibiyle beraber mahfuz bir mânâ..."