Totaliter bir rejimin gölgesinde ezilen bir toplumda, Winston Smith adında bir adamın tüyler ürperten hikayesi... Büyük Birader adındaki her şeyi gözetleyen ve kontrol eden bir diktatörün yönetimi altındaki bu distopik dünyada, gerçeklik çarpıtılmış, propaganda her köşede kol gezmekte ve Düşünce Polisi her an pusuda beklemektedir.
Bireysellik yok edilmiş, insanlar tek bir ideolojiye göre şekillendirilmeye çalışılmıştır. Winston ise bu sisteme karşı içten içe bir isyan duygusu beslemektedir. Özgürlüğünü korumak için amansız bir mücadeleye girişir. Yasak bir aşk yaşayarak ve geçmişi anlatan bir günlük tutarak sisteme karşı direnmeye çalışır.
Ancak Winston'ın isyanı sonucunda trajik bir kader onu beklemektedir. Düşünce Polisi tarafından yakalanan Winston, işkence ve beyin yıkama yoluyla Büyük Birader'e ve onun ideolojisine boyun eğmek zorunda kalacaktır.
Bu roman, sadece sürükleyici bir kurgu eseri olmanın ötesinde, totaliter rejimlerin tehlikeleri üzerine bir uyarı niteliğindedir. Yazar, yarattığı distopik dünya ile günümüz toplumları arasında paralellikler kurmamızı sağlayarak, özgürlük ve bireysellik kavramlarının önemini sorgulatmaktadır.
totaliter rejimlerin karanlık dünyasına dalmak ve özgürlük ve kölelik arasındaki mücadeleyi yakından görmek istiyorsanız, bu kitap tam size göre. Sizi derinden sarsacak ve okumanın keyfini bambaşka bir boyuta taşıyacaktır.