Hanedan kuran diğer Türk boyları gibi Osmanlılar, Kayı damgasını bir egemenlik sembolü olarak sikkelerinde ve önemli eşyada kullanmışlardır. M. Fuad Köprülü'ye göre Kayılar, Osmanlı Devleti'nin ilk etnik çekirdeğini oluşturmuştur. Osman'ın aşireti hakkın da kroniklere aktarılan bilgiler ve uydurma soy kütükleri hiçbir tarihi esasa dayanmaz. Kroniklerde genel giriş kısmında yer alan efsaneleşmiş birtakım belirsiz iddia ve gelenekler içerdikleri tarihi bilgiler ayırt edilerek kullanılmalıdır. Paul Wittek, Osmanlı hanedanının Kayı aşiretiyle ilgisi olmadığı tezini savunur; Osman'ı Oğuz Han'a bağlayan soy kütüğünün, hanedan siyaseti etkisiyle II. Murad döneminde ortaya çıktığını vurgular. 1380'lerde küçümseme amacıyla Kadı Burhaneddin, Osman'ın bir kayıkçı oğlu (Kayıg boyu kelimesinden) olduğunu söylemiştir. Timur, Yıldırım Bayezid'e bir mektubunda Osmanlı sultanına bir kayıkçı Türkmen soyundan geldiği gerekçesiyle hakaret etmek istemiştir. Osmanlı hanedanın soyu meselesi, Timur'dan sonra oğlu Şahruh
zamanında bir diplomatik tartışma konusu olmuştur.
Reşadiye, Kapadokya Arazisine dahildir, Eski Kapadokya kıtası elden ele geçmiş, sırası ile Keyhusrev zamanında İraniler, Büyük İskender ve bunun tavaifi mülükü, Mihridat, Pontüsler, Romalılar, Bizanslılar, Selçukîler, Danişmendiye Kadı Burhanettin ve Akkoyunlu Bayınderiye hükümetleri buralarda hüküm sürmüşler, niyahet osmanlılar eline geçmiştir.
Tokat Reşadiye İlçesi
Tarih, Coğrafya, Sağlık, Eğitim, Tarım, Köyler ve Yetişen şahsiyetler
Sayfa 9
Prof. Dr. Ali Rıza Atasoy
Milli Mecmua Yayınları
1950 İstanbul
Dilberin işi itâb-ü(terslemek) nâz olur
Çeşmi câdû gamzesi gammâz olur
Ey gönül sabr et tahammül kıl ana
Yarâ erişmek işi az az olur
(Kadı Burhanettin)
Timur devrine geçmeden önce Timur'dan önceki durumdan bahsetmiş yazar. Ben de burada birazcık o karışık döneme maksat bilgi aktarımı olsun diye değinmek isterim. Cengiz Han'dan sonra devletin başına Ögedey geçiyor ve onun kardeşi Çağatay'a ise belli başlı yerler veriliyor. Çağatay müslümanlığa iyi bir niyetle bakan kişi değildir.
“Cihan gözüme kararır perişan olalı zülfün
Havaya tabi olmakhlıkh bu gönlüme ne sevdadır...”
Kadı Burhanettin
(“kh” sesini, Arapçadaki “hı” sesinin karşılığı olarak kullanıyor Nurullah Ataç.)