Kadife bir kutuya koyayım ve hep yanımda taşıyayım istiyorum seni.
Sayfa 177Kitabı okudu
168 syf.
9/10 puan verdi
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocuklarıyız biz” Murathan Mungan’ın dizesini kurgulayan bir roman niteliğinde. Beyrut'u hayallerin içinde geziyorsunuz. İç savaş sonrası şehirde yaşanan tahribatı zihne işleyen yansımasını görüyorsunuz okurken. Kumaşlar, keten, kadife, ipek.. hepsinin hikayesini dinliyorsunuz aşkla, varoluş sancılarıyla harmanlayarak. Yol alıyorsunuz anılara. Sıradışı bir tarzla güzel kurgulanmış. Edebi akıcılık oldukça dinlendirici bir tarza sahip. Bazen kopanbiliyorsunuz anıları hayalleri okurken. Ama bir anda tekrar toparlayıp hiç kaçırmamış gibi kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz. farklı kurgu işleyiş arayanlar değerlendirebilir. Keyifli okumalar.
Akdeniz Sürgünü
Akdeniz SürgünüHoda Barakat · DeliDolu · 202141 okunma
Reklam
Olmasa da olur, ne çok insan birikmiş meğer hayatımda; tıpkı bir daha okumayacağım yahut kimsenin okumasını istemeyeceğim kitaplar, çirkin fotoğraflar, kırmızı kadife kutular içindeki gülünesi onurluklar gibi.
460 syf.
9/10 puan verdi
‘Kar altında tekinsiz siyaset’ başlığını atıyordu Yeşim Dinç, bir incelemesinde. Her ne kadar romanın içerisinde siyasi olaylardaki dengeyi gözetmeye çalışsa da ‘siyasi’ bir roman Kar. Kendisine yapılan radikal olamamakla ilgili suçlamaların verdiği suçluluk duygusuyla yazılmış bir roman belki de. Orhan Pamuk’un kendi söylemiyle. • Şair Ka. Kerim Alakuşoğlu. Almanya’daki 12 yıllık siyasi sürgününü ‘annesinin ölümü’ sonlandırıyor. Meursault gibi belki de. Tabi tek sebep bu muydu? Hayır tabiki. Eserin ilk yayımlandığı günlerde kitapla ilgili yoğun ‘aşk’ temalı tanıtımların verdiği ipuçlarını da göz önünde bulundurursak bir ‘evlilik’ vakasıdır da sebep. İpek.. Kars. Belediye seçimleri ve intihar eden kadınlar. • Karpalas Oteli, 203 numaralı oda. Sunay Zaim, Taner, Necip, Fazıl, Lacivert, Kadife, Serhat Şehir Gazetesi, Serdar. • Kar, yazarının yaşayan en büyük Türk kalem olduğunu bir kez daha ispatlayan bir eser kanımca. Buyurun.
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114,4bin okunma
Kekik Suyunun Faydaları
“Her zaman derim: Kekik Suyu çok faydalıdır. Yemeği hazmettirir, iştah verir. Bal ile içilirse solucanı düşürür. Akrep sokmasına dermandır. Yine bal ile karıştırılıp içilirse öksürüğü bıçak gibi keser. Kaynatılır, egzemaya sürülürse illet yok olur. Balgamı sıyırır. Midenin, akciğerin, göğsün hastalıklarını, soğuklamalarını, kalp ağrısını, kuluncu anında söker atar. Mideye, akla kuvvet verir. Daha da faydası var, cildi güzelleştirir. ‘Ben buruşuk bir yüz görmek istemiyorum, kadife gibi pırıl pırıl düzgün, güzel bir yüz görmek istiyorum,’ diyenler Kekik Suyu içmelidir.”
Ruth gerçek aşk ateşini bilmiyordu. Aşk bilgisi salt teoriye dayalıydı ve bunu kafasında çiy düşmesi ya da durgun suyun hafifçe dalgalanması kadar yumuşak, yaz gecelerinin kadife karanlığı gibi sakin, dokunup geçen bir alev olarak canlandırıyordu. Kafasındaki aşk düşüncesi daha ziyade uysal bir yakınlıkla ifade buluyor ve çiçek kokulu, loş bir uhrevi dinginliğin hâkim olduğu bir atmosferde sevgiliye nazikçe sunuluyordu. Ruth aşkın volkanik sarsıntılarını, kavurucu sıcağını ve kuruyup savrulmuş küllerini hayal etmiyordu.
Reklam
Burada başka birileri varmış dedi. Kadın durarak loca gerçekten de doluydu. Kadife bir koltukta bir subay ve genç güzel sarışın ve kıvırcık saçlı bir Kadın birbirlerine sokulmuş oturuyorlardı.
Sayfa 102Kitabı okudu
Böyle gözlerinin önünden yüzlerce, binlerce insan hayatı geçerdi; burası, şu kahvenin şu kısa kadife iskemlesi onun için zengin bir kütüphaneydi ki içindekiler, ciltli kitapları okunmaz, hissedilir; görülmez, anlaşılır. Roman yazmak isteseydi bunların her birinde bir mevzu bulmuş olurdu.
Sayfa 129Kitabı okudu
Bu ilaçlar sadece bugünkü tıbbın ve kimyanın zaferi değildir. Ayrıca kendilerine has bir estetikleri, hatta edebiyatları vardır. Onlar en zarif ciltten, maroken taklidi cüzdana, en çıldırtıcı ve pahalı kokuların, pudra ve tuvalet eşyasının kutularına kadar giden, itinalı ambalajları ile, her büyüklükte, her biçimde, her renkte, kimi adeta, "Ben bir fikir kadar faydalı ve o kadar kolay taşınırım!" diyen küçük, zarif ve cana yakın, kimi ağırbaşlı bir dost gibi her türlü güveni vaat eden oturaklı şişeleriyle, kadife kadar parlak ve tüylü üst kağıtları, ayvacık tüyleri güneşte parlayan bir taze cilt gibi insana haz veren paketleriyle gündelik hayatımıza, hiç olmazsa şehirli ve cadde hayatına, kendilerine mahsus bir değişme getirmişlerdir. Hakikatte bu müstahzarlar zamanımızda beliren birkaç belli başlı fabrikanın mahsulü olarak kalmazlar, müstehliki gelecek insan idealinin gelişmesine doğru götüren ilk adımlardır. Onlar getirdikleri sun'i kolaylıkla insanda tabiatın yavaş yavaş ölümünü temin ederler.
Sayfa 159 - İKİNCİ BÖLÜM: NURANKitabı okudu
Kadife sesli bir saray müezzininin okuduğu ezan başlarken, Vahidettin camiye girdi, padişahlara özgü olan bölüme geçti. Padişah-Halife'nin her cuma namazında halka görünmesi töre gereğiydi. Ama selamlık törenlerine kaç zamandır halktan pek az kimse katılıyordu. İstanbul halkının çok büyük bir bölümü, hiçbir yenilginin acısına, hiçbir zaferin sevincine katılmamış, milletinin ırzı ve namusu için şehit olanlara bir kez bile rahmet dilememiş olan bu benzeri tarihte az bulunur hükümdarı kafasından silip atalı çok olmuştu. Yüzünü ve yüreğini Ankara'ya çevirmişti. İstanbul yıkım ve esirlik, Ankara ümit ve özgürlüktü..
Sayfa 281 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
460 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Kar Üzerine
Ödüllü yazarımızın okuduğum ilk romanı Kar oldu. Ödülü bu kitapla almış olmasına rağmen ismini Masumiyet Müzesi isimli kitapla duymuştum ilk. Son derece siyasi konulara değinen bir kitap olduğunu fark edince okuma hevesim biraz kırıldı doğrusu. Çünkü son dönemlerde edebiyat dergilerinde olsun sosyal medyada olsun yeterince siyasi tartışmalara
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114,4bin okunma
592 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Cevdet Bey ve Oğulları Orhan Pamuk’un ilk romanı. 1970lerin başında yazılmasına rağmen roman ancak 1982 yılında yayımlanır. Cumhuriyet sonrasında Işıkçı soyadını alan tüccar bir ailenin üç neslini anlatan bir dönem romanıdır. Üç bölümden oluşan eserde ilk bölüm Cevdet Bey’in, ikinci bölüm oğlu Refik’in, üçüncü bölüm de torunu Ahmet’in etrafında gelişir.Geleneğin içinden gelen ama Batı tarzına öykünen bir ailenin yaşam tarzı, düşünceleri, çelişkileri, çatışmaları anlatılır kitapta. Tüm aile geri kalmış ve acınacak durumda olan Doğu geleneğinden uzaklaşmak, Batı’ya yaklaşmak istemektedir. Kıyafetler, dekorlar ve ilişkiler de Batı tarzındadır. Kadife koltuklar, sedef takımlar, avizeler zengin bir ailenin iç mekânında kullandığı eşyalardır. Sindirilemeyen inkılaplar, Jön Türkler, milliyetçilik mefhumu gibi birçok konuyu masaya yatırır Pamuk. Özellikle Refik’in üst sınıfa dahil olma isteği, içindeki boşluğu doldurma arzusu, hayatı anlama çabası, yalnızlığı ülkenin içinde bulunduğu durumun yansımasıdır. Refik’in oğlu Ahmet, Fransa’da resim öğrenimi görmüş, Batı tarzını biraz daha sindirmiş ama o da ailesine ve topluma yabancılaşmış bir bireydir. Siyasi gelişmelere duyarlı olan Ahmet, 70 sonrası sol darbe söylentileriyle oldukça ilgilenir. Orhan Pamuk, kendisinin de içinde bulunduğu burjuva kültürünü son derece başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Kitabın sonuna eklenen son söz de yazarın düşüncelerini yansıtmaktadır.
Cevdet Bey ve Oğulları
Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,8bin okunma
Sevilmek duygusu...
"Seyran onu seviyordu. Bunun farkına daha ilk gününden varmış, birkaç gün ikircik içinde kalmış, sonra da onun kendisini sevdiğine bir iyice inanmıştı. Kız yanıp tutuşuyor, deli oluyordu. Bu kadar onurlu bir kız kendini verse verse ancak bu kadar ele verebilirdi. Sabaha kadar gelip bostanın yöresinde dolaşması Memed'in çok hoşuna
Sayfa 420
Hayat onları kadife bir kesedeki inciler gibi korumuştu. Bense inciden yapılm am ıştım.
Sayfa 334 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
248 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.