işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin.
İsmet Özel
İsmet Özel
Üç Frenk Havası
II. ölüm cantabile___ ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerimi yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadan beyaz bir aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin
Reklam
üç frenk havası ( II. alum cantabile )
Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerime yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadan beyaz bir aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara güneşin zekasıyla doymak
BEN KADAR BİR YER
Saat ırmağında akan sokaklar, Üzerine serpili martılar, güvercinler, Kadife bulutların altında, Yokuş yukarı çıkan bir adamım. Bir elimde ısrarla soğumayan çayım, Bardağında cilveli cilveli dans ediyor. Üzerime yara düşen güneş ötesi bir gezegen,
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin
İsmet Özel
İsmet Özel
İsmet Özel
İşte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, baldıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için ince bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiçbir âyetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin.
Reklam
eski defterlere yazılanlardan
KARANLIK Geziniyor yatağımın başucunda ,ayak sesleri rüyalarımın dipsiz uçurumlarında yankılanıyor.Geleceğimi yutuyor,geçmişimi satın alıyor; bedelsiz ve kahpece.Sigaramın dumanı her saat tik takı ile seviştikçe içimi kaplayıp titretiyor. Yürüdüğümde hep benimle beraber ;sağımda ,solumda.Kimi zaman tanımadığım insan silüetlerinde gizli,kimi zaman en sevdiğim yüzlerden bana yansıyor.Toplum içinde bir ıssızlık serinliği veriyor ve diken diken oldukça tenim,nefesimin buğusu dolduruyor her yanı.Hatıralarımdan siyah beyaz filmler oynuyor odamın duvarında,o bir köşede sinsice gülüyor.Yüreğimde sevgi ile nefreti takas ettiğimden beri,damarlarımdaki kanda usulca , derinden yüzüyor ve zehirliyor ince sızılarla. Ruhumun derinliklerini dinlediğim zaman yumuşak tınılar duyuyorum ninniye benzer ama onlar ninni değil,onlar çığlıklar, içimdeki devasa isyankarlığa ait kadife çığlıklar.O bazen yakıyor içimdeki arzuları ve bir an sevindiriyor,mutlu ediyor.Sonra tüm ümit yollarına ördüğü taş duvarlara çarpıyor gönlüm , paramparça.Kırık kalp mevsimlerinin ilk baharında tam sevgi çiçekleri açarken kış geliyor onun vahşi gölgesinin çöküşüyle ve soluyorlar. Tüm vefasızların adreslerinin yazılı olduğu kirli kağıt parçaları kül gibi yağarken üzerime,yalnızlığım haykırıyor adımı boş odalara.İşte bu benim hikayem.İşte bu beynimdeki kör nokta.İşte bu karanlık,yalnızlıktan doğan karanlık,sürgit bir karanlık.... 14.03.2000
İşte evlilik budur;
Hapsolduğumuz hayatların kirli pencerelerinden izliyoruz dışarıdaki güzellikleri... Görüyorsun o rengarenk çiçekleri ama bir türlü koklayamıyorsun. Elini uzatıyorsun da dokunamıyorsun kadife yapraklara. Bir hayat var dışarıda biliyorsun ama yaşayamıyorsun...
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı -İsmet Özel youtu.be/eNjWqGkUrJk?si=...
87 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.