Bir zamanlar evdeki halim, şimdi geziyorum :)
Ertesi sabah ablama, "Birlikte Kadıköy'e gidelim," diyorum. "Olmaz," diyor önce. Sanki evde oturup ne yapacaksa. Bütün gün elinde telefon oflayıp pufluyor oysa ki.
Sayfa 11 - Hep KitapKitabı okudu
hayatın bedava hazları
"aşık olmak: tekrar çocuk olmaktır aşk, eski çete arkadaşınızı bulmak.. ve öbür mahallelere incelemeye, teftişe çıkmak.. tutarsınız elinden canoş'unuzun, ada'ya, moda'ya, kadıköy'e, sarıyer'e, size çok özel yerlere gidersiniz..bazen ilgisiz, her zaman geçtiğiniz bir sokak bile müthiş anlam kazanır sevginizle, sevginizle birlikte.. bazen bir vapurun güvertesinde beraber oturmanın, kavanozlanıp satılamayacak kadar eşsiz, değerli bir şey olduğunu düşünürsünüz.. sebepsiz bir mürevvet yayılır yüzünüze.. sevindirik olursunuz, durup dururken.. anlattığı aptal aptal şeyleri, ciddi ciddi dinlersiniz.. yaptığınız salak savalak şeyler, onun çok hoşuna gider, her nedense..
Sayfa 71 - ÇınarKitabı okudu
Reklam
TEPEBAŞI'ndaki İngiliz Elçiliğinin bahçe kapısının önünde bavullu, torbalı, çantalı, sarıklı, fesli yüzden fazla Osmanlı toplanmıştı. Birbirleriyle itişerek, kakışarak, panik halinde, içeri girme ye, kapıdaki görevliler de düzeni korumaya, sığınmacıların birer birer içeri girmesini sağlamaya çalışıyorlardı. Bir İngiliz askeri içeri girmek
Sayfa 134Kitabı okudu
Etraf uzun saç ile dolmuştu. Çok gereksiz olanlar vardı. Bilinçsiz yaşıyordular. Oralarda aylak aylak dolaşıyorlardı. Hepsi sorunlu gözüküyordu ama baktığımda hiçbir sorunları yoktu. Çok akıllı olduklarını sanıyorlardı ama bence diğer insanlardan farkları yoktu. Hep çıkarları olan şeyler peşindeydiler. Birbirlerini kullanıyorlardı. Birbirlerine yararları yoktu. Joint içip, etrafta ilgi çekmek için abuk subuk şekillere girerlerdi. Joint içmenin bir marifet olduğunu sanıyorlardı. Bunları ben kurtaramazdım. Kendileri hiç kurtaramazdı. Şimdi söyleyeceksiniz ki sen bizim yaşımızdayken böyle değil miydin. En azından bazı şeyleri görebiliyorduk. 90 döneminin kız ve erkeklerinde duygu yoktu. Onun için ilişkileri çarpuk çurpuktu.
intihar biçimleri
Kadıköy-moda tramvayıyla dudak dudağayım. hadi öp beni bebeğim. öp beni aslanım. zepzenci peter öpmedi, kıpkırmızı sen öp.
Türkçe karşılığı yoktu. Ama aslında, Türkiye'nin özetiydi. 1 Ekim 2023, Kadıköy, Yılmaz Özdil
Reklam
Kadıköy iskelesine hava almaya indiklerinde Heybeliada'dan akşamüstü gelen vapurdan çıkan deniz okulu öğrencilerinin kendilerine bakmasını istediklerinde, hep o siyahi yaşlı adama rastlamak için gecelerce dua ettiklerini unuturlar mıydı hiç? Bir kez de böyle hayırlı bir rastlantıyla deniz öğrencileri yanlarına değin gelip kendileriyle nasıl da konuşmaya davranmışlardı. Uçarılıklarını anında bastırıveren bir çekingenlikle bu olayı ortaya döküyorlardı.
Sayfa 143Kitabı okudu
Sultanahmet Cami Koruma ve İhya Derneği'nin internet sitesinde, Atatürk'ün fotoğrafı, köpek vücuduna monte edilerek yayınlandı. Tarihte bir başka ilkti. Atatürkçü Düşünce Derneği suç duyurusunda bulundu. Söz konusu dernek, internet sitesini hazırlayan kişinin sorumlu olduğunu söyledi. Siteyi hazırlayan kişi ise, korsan giriş olduğunu, o
Çakma sarışın da olur :)
Kadıköy'de ilkokul öğrencileri arasında yapılan ankette her üç öğrenciden birinin annesinden şikayetçi olduğu anlaşıldı. Çocukların yüzde sekseni sarışın anne istiyor ve içki içen anneleri sevmiyor.
İstanbul Kadıköy kolejleri neyse Hakkari Şemdinli, Derecik mekteplerine aynı değer ve ilgiyi göstermezsek coğrafyadan sürülmesek bile oralarda hüküm süremeyeceğiz!
Sayfa 93
Reklam
Amerika’da sosyal antropoloji öğrenmekteki amacım, Türkiye’deki köyleri görmek ve araştırma yapmaktı. Köyleri çok merak ediyordum. Çünkü onların Erenköy ya da Kadıköy olmadıklarını biliyordum. Birde“Yaban”romanını okumuştum. Öte yandan, Nâzım’ın köyler hakkında yazdıkları vardı. Oraları fevkalade sefil bulmuştu. “Omuz yamçısız..bilek kamçısız..ayı ini evler” gibi tanımlamalar yapmıştı. Bütün bunlar beni araştırma yapmaya zorluyordu. Amacım, Atatürk devrimlerinin köyde ne dereceye kadar benimsendiğini saptamak, köyün bu devrimler doğrultusunda gelişmesine hizmet edebilecek bilgileri toplamaktı. Bu araştırmalara başladığımda, bir taraftan üniversitede ders veriyordum, bir taraftan da Maarif Koleji’nde felsefe hocalığı yapıyordum. Giderek arkadaşlar da katılmaya başladı. Bütün haftasonlarını köylerde geçiriyorduk. Araba yok, ya yürüyeceksiniz, ya da kağnı arabasına bineceksiniz. Dedim ya, ne enerjiymiş! Ankara ’da köyden gelmiş, gecekonduda yaşayan çocuklar vardı, ayrıca köy öğretmenleriyle tanıştık. Onların yardımıyla köylere girmemiz kolaylaşıyordu. Satılmış Bey vardı, köy öğretmeni, o bizi kendi evine çağırdı. Çevrenin ve köylülerin bilmemesi gerekiyordu.
"Kadıköy, Üsküdar ve Sirkeci'deki bütün binaların camları kırıldığına göre sen var bir de gemidekileri ve denizin içindeki canlıları düşün! Hep siyasiler sorumlu, hep..." O infilakı hapishane için milat kabul etti ve kendisinin uğradığı kazanın sorumlusunu kimseye soramadı. Gerçekten de ruhuna iftira diye akıtılan zehrin ve öldürülen gönlünün sorumlusu kimdi? İçini kaplayan bu kaza Independenta'dan daha uzun süre kara dumanlarla yanacak, yüzeyi zift kaplayacak, etrafta çok camlar kırılacak, içerlerde, derinlerde bir yerlerde çok ölümlere sebep olacaktı. İki hafta sonra, o gün infilak eden şeyin bir tanker değil, insanlık olduğunu idrak edebildi.
Sayfa 165Kitabı okudu
Sonra Kadıköy İskelesi’ne yorgun varıp oradaki kanepelerde uzun zaman oturdum. Ahbaplar geçti. Onlar beni görmemezlikten geleceklerine, ben görmemezlikten geldim. Yine cıgaramı yaktım. Selam verirlerse aldım. Vermezlerse sallamadım. Baktım durdum insanların yüzüne. Hani hikâye yazmak, onlara dair düşünmek için sanma! Sevmek için. Yüzlerine bakarak sevmek için.
-Körler Ülkesi de neresiymiş? -Kadıköy. Sarayburnu gibi şahane bir yer dururken, Kadıköy'ün bulunduğu bölgeye yerleşen göçmenleri eleştirmek için kullanılan bir deyim. Yani siz güzellikleri göremeyecek kadar körsünüz demeye getirmişler.
Sayfa 60 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Caanım Kadiköy :)
Kadıköy için akşam, sokağın huyudur. Gündüz sıradandır. Herkes ve her yer gibidir. Gece bir kez daha huy değiştirir ama huyların en güzeli akşamda gizlidir.
Sayfa 174 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.