Gazali ismini görüp beğenenler için not :bu bir yergidir
Hüccet’ül İslam üstadımız Gazali, kadın tiplerini on çeşide ayırmış ve her birini, karakter itibarıyla on hayvana eş kılmıştır. “Nasihat-ül mülk” adlı kitabında bu konuya özel bir yer ayırır ve şöyle der: “kadın sınıfı on farklı tipten oluşur ve bunlardan her birinin karakteri, çeşitli hayvan gurubunun evsafına tekabül eder. Bu hayvanlar domuz, maymun, köpek, yılan, katır, akrep, fare, güvercin, tilki ve nihayet koyun olarak ele alınabilir”
Bari Tealanın üçbin ismi vardır. Binini, ancak Melekler bilir. Binini, ancak Peygamberler bilir. Üçyüzü Tevratta, üçyüzü Zeburda, üçyüzü İncilde ve doksandokuzu Kur'an-ı Kerimdedir. Bir adedini kendi zatı gizlemiş, onu bildirmemiştir. O ismine (İsmi Azam) tabir olunur. Hangisi ismi asgardır? Hepsi azamdır ama, o ismi kendi zatında olduğu için gizli kalmasından anlaşılıyor ki, O'na mahsus bir isim. O'nun için ismi Azam deniliyor. O isimde Kur'an-ı furkanda'dır. Kur'an okuyan ve hatim eyleyen o ismi de okur ve bulur, ama bilmez.Allah Celle Hazretleri merhametinden bazı şeyleri gizlemiştir. Mesela: Evliyasını gizlemiştir, bütün insanlar birbirine hürmet etsin diye; Kadir gecesini gizlemiştir; bütün Ramazan ayının gecelerini ibadetle geçirsinler, fenalıklardan kaçınsınlar diye. Rıza-i ilahisi hangi ibadettedir, gizlemiştir. Bütün emirlerini tutmaları için. İsmi A'zamını Kur'an-ı Kerimde gizledi. Bütün Kur'an-ı Kerim'i kullarım okusunlar diye.
Reklam
"... bir bilgeye göre, bütün dünyada bir tek faziletli kadın varmış ve bütün erkeklere, o tek faziletli kadının, kendi karıları olduğunu düşünmelerini, inanmalarını tavsiye eder, böylece mesut yaşayabileceklerini söylermiş. Ben evli değilim; bugüne kadar evlenmeyi düşünmüş de değilim. Buna rağmen, fikrimi soracak olana, evleneceği kadını nasıl arayacağı konusunda nasihat vermeye cesaret ederim. Her şeyden önce, mülkünden çok, şöhretine dikkat etmesini öğütlerim; çünkü faziletli kadın, bu şöhretini yalnızca faziletli olarak değil, aynı zamanda öyle görünerek kazanır; ortalıkta yapılan hafiflik ve serbestlikler, kadının namusunu, gizli yapılan ahlaksızlıktan daha çok lekeler. Evine namus­lu bir kadın aldığın takdirde, onu öylece korumak, hatta daha da faziletli kılmak, kolay iştir. Halbuki ahlaksız bir kadın alırsan, düzeltmen çok zahmetli olur; çünkü bir uçtan diğerine geçmek, imkansız olmasa bile, son derece zordur."
Böyle gidersem yalnızlaşacakmışım, sanki yalnız değildim..
Ne olacak ki? Dağlara çıkıp orada mı yaşayacağım hikâyesi bile bilinmeyen, doğuştan sakat bir kadın olduğu için bir abdestli namazlı bir adamın, "iyilik yapayım da cennete gideyim" niyetiyle evledirilen, içinde cehennemleri taşıyan "sakat çocuk" gibi evlatlarım büyüdü diye dağlara çıkıp orada ölümümü kolaçan edeceğim? Hayır
122-123
şu bizim yazar şair arkadaşlar o kadar kitap yazıp işe yarar tek kelam etmemeyi nasıl başarıyorlar bu da bi yetenek işte modern edebiyatın ilk başarılı metni neden don kişot kabul edilir çünkü don kişot destanların masalların halk hikayelerinin ideal örnek iyi cesur yiğit 'kahramanını' alay konusu etmiş ve küçük düşürmüştür modern roman bir tür olarak varlığını ve bağımsızlığını 'kahramanı' reddetmesine borçludur aslında modern edebiyat kadim metinlerin ideal örnek iyi cesur yiğit kahramanını reddedip her seferinde bunalımlı hasta yalnız katil kötü sapık budala hırsız ve benzeri arızalı karakterler üzerinden varlığını tahkim etmiştir sevgilisini canavardan ülkesini düşmanlardan kurtaran ideal kahraman don kişottan beri modern edebiyat için sadece alay konusudır toplumcu gerçekçilerin veya hidayet romanlarının modern edebiyat tarafından bir türlü kabul görmemesinin bir sebebi de budur modern edebiyat hikmete hakka hakikate iyiye bünyesinde yer veremiyor metinden bir ders ve ibret almayı bir hisse ve nasihat çıkarmayı asla istemiyor çünkü tam da bunları reddetmekle varlık buldu biz dertli yazarlar da hikmeti hakkı hakikati iyiyi güzeli anlatmak istediğimizde modern edebiyatın bu gizli ve otoriter tehdidiyle ve reddiyle baş etmek zorunda kalıyoruz sanatta mesaj olur mu diyenler işte bu tezgaha düşenlerdir bir meselesi olmayan bu kadar geveze işte bu yüzden piyasayı doldurmuştur
Sayfa 45 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Tanıdık, çenesine vurmuş teyzeler...
Kadın susmak bilmiyordu. Yalnızlığının, kayınvalidesinin kendine söylediklerinin hırsını Asiye'den ve çocuklardan alıyordu. Kendisine gösterilmeyen anlayışı kimseye reva görmüyordu. Yılların birikmişliğini salonun orta yerine kustuktan sonra, hızlıca ayaklanıp kapı önüne geldiğinde de nasihat etmeyi unutmadı...
Sayfa 59
Reklam
1,000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.