136 syf.
·
Puan vermedi
Giyinmek her zaman coğrafi, örfi, ahlaki, dini ve zamansal olmuştur. Ve aynı zamanda: “Kıyafet, giyinenin bedenini şekillendiren, bedene nüfuz eden ve yön veren güçlü bir araçtır-bedenin hareketlerini, duruşunu ve jestlerini etkiler. Giysi bedeni fiziksel olarak şekillendiren ve uygun şekle ve tavra sokan bir toplumsal pratiktir.” Hiçbir simgesel
Ahlakı Giyinmek
Ahlakı GiyinmekHilal Özçetin · Metis Yayınları · 20244 okunma
Proleter kadın... yalnızca iktisadi ve kültürel yaşam çıkarlarını savunmak için seçim hakkına ihtiyaç duymuyor, seçim hakkına örneğin kendi sı­nıfının erkek dünyasına karşı mücadele etmek için değil, bilakis her şeyden önce kapitalistler sınıfına karşı mücadele etmek için ihtiyaç duyuyor. Ve do­layısıyla o, burjuva topluma, kapitalist iktisat dü­zenine dayanak olmak için toplumsal reformu ta­lep etmiyor. Hayır! Biz erkekle eşit politik hakları, bu toplumu devirmek, parçalamak için; yasal engel­lerle engellenmeden birlikte çalışmak için talep ediyoruz.
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Demokrasiyi egzotik bir nebata benzetip ona kapalı bir ser hazırlama düşünceleri, De Gaulle tipi otoriter bir demokrasi nizamına geçiş, hükümeti ve iktidarı dokunulmaz kılmak hevesleri, toplu tevkifler veya parti kapatma düşünceleri, o garip Basın Kanunu, Emeklilik Kanunları ve Radyo'nun iktidara tapulanması gibi bir takım yollar, maksat için
Sayfa 361 - Remzi Kitabevi
Çoğu kadın, erkeğin kadını sevdiğinde daha fazla yakınlaşmadan önce belli zamanlarda kendini çekme ihtiyacı duyduğunu fark ettiğinde şaşırır. Erkekler içgüdüsel olarak bu kendilerini çekme dürtüsünü hissederler. Bu bir karar ya da seçim değildir. Yalnızca olan bir şeydir. Ne erkeğin, ne de kadının suçudur. Doğal bir döngüdür bu. (...) Erkek, kadın yanlış bir şey yapmamış olsa da çekilecektir. Kadını sevip güvenebilir ama birdenbire kendini çeker. Tıpkı gerilmiş bir lastik şerit gibi, kendini uzaklaştıracak, sonra da yine kendiliğinden yaklaşacaktır. Erkek, bağımsızlık ve özerklik gereksinmelerini karşılamak için uzaklaşır. Yeterince uzaklaştıktan sonra hemen yine yaklaşacaktır. Çünkü uzaklaştığı zaman sevgiye ve yakınlığa duyduğu ihtiyacı yeniden hissedecektir. Otomatik olarak, sevgisini vermeye ve gereksindiği sevgiyi almaya daha çok istekli olacaktır. Erkek geri geldiğinde ilişkiyi uzaklaşmadan önceki yakınlık çizgisinden devam ettirir. Yeni bir ısınma dönemine gerek görmez.
496 syf.
·
Puan vermedi
Paylaşılması epey geciktirilmiş bir kitapla geldim: Çılgın Kalabalıktan Uzak..Mart'ı bu kitapla kapatmama rağmen birkaç gündür paylaşamadım kitabı Bu kitabı okumak epey uzun süredir aklımdaydı( Issız Adam'ı izleyen herkesin aklından geçmiştir sanırım bu kitabı okumak ). Ben de fırsat bu fırsat deyip #bizimbuyukchallengeimiz ın bu seneki listesine almıştım bu kitabı. İlk kez Thomas Hardy okudum ve tıpkı Emma'yı okuduğum zamanki hisse bağlı kalarak arada bu tarz klasikleri okumaya karar verdim. Kitaba gelirsek; "çılgın kalabalıktan uzak" bir çiftliğin başına geçen bir kadın ve üç erkek arasında geçiyor diyebiliriz. Batsheba, amcasından kalan çiftliğin başına geçer ve Gabriel Oak, Boldwood ve Troy arasındaki aşk üçgeni arasında sınav verir. Yanlış bir seçim yapan Batsheba'nın hayatı trajik bir sona doğru ilerlemekteyken kitabın akışını eegistiren bir olay olur. Kitabın olay akışından ziyade üslubu ve özellikle doğa betimlemeleri kitabın iskeletini oluşturmuş bence. İngiliz yazarların betimleme becerisine hayran olmamak elde değil zaten.. Sıkılmadan hatta merakla okuduğunuz ve gözünüzde canlandırdığınız bir betimleme gücüne sahipler bence. Bunun yanı sıra karakter betimlemeleri, aşk acısı ve daha pek çok şey kitabı okunur kılmış. Velhasıl ben sevdim kitabı. İngiliz edebiyatından klasik okumak isteyenlere de önerimdir
Çılgın Kalabalıktan Uzak
Çılgın Kalabalıktan UzakThomas Hardy · Can Yayınları · 20192,962 okunma
Ben bugün bu ülkeden vazgeçtim. Dersini çalışmaya gitmişsin, bu ülke için bir şeyler yapmak istiyorsun, üstünde kimseye iyi hal indirimi verdirmene sebep olacak (!) bir kıyafet yok, sakin sakin eve dönüyorsun ama sırf yoldan bir kız geçti diye, saç da tahrik edici olabilir gerçi hayatlarında hiç kadın görmemişler çünkü, ne oldukları belli olmayan
Reklam
Hanımcılığın böylesi....
Hakim: - Söyle bana. Niçin orada duruyordun? Niçin polis sana tekrar tekrar hareket etmeni söylemesine rağmen hareket etmedin? Adam: - Efendim, devletin kanunuyla eşimin kanunu arasında bir seçim yapmam gerekiyordu. Hakim: - Ne demek istiyorsun? Adam: - Karım bana tam olarak o noktada saat on ikide buluşmamı söylemişti. Bu yüzden seçim yapmalıydım. Elbette karımın kanunu seçtim.
Neruda özgünlük için neler söylemiş "Ben özgünlüğe inan­mıyorum. Özgünlük, başdöndürücü uçurumun derinliklerinden, çağımızın bulup çıkardığı tanrıcıklardan biridir. Ben dilde kişili­ğe, biçimde kişiliğe, sanatta her alanda yaratıcılığa inanırım. Ama, bu çileden çıkarıcı özgünlük çağcıl bir buluştur ve seçim palavrasıdır." Neruda'nın bu sözlerine katılıyorum. Türkiye'de düşünce olmadığı için eleştiri de yok. Biz zaten günübirlik yaşayan bir toplumuz. Türkiye'nin ortamı da eleştiriye uygun değil. Sanatçıyı, nite­likleri dışında, birtakım nedenlerle değerlendirme alışkanlığı var. Politik ilişkiler, toplumsal ilişkiler, kadın veya erkek oluşu gibi.
Adamın biri mahkemeye çıkarıldı ve polis, "Bu adam ya deli ya da körkütük sarhoş çünkü yolun tam ortasında duruyordu. Ona defalarca hareket etmesini söyledim ama yapmadı. Şaşırmıştım çünkü onun sarhoş olduğunu zannetmiyordum ve onun deli olduğunu da sanmıyordum. Her açıdan akıllı gibi görünüyordu ve nefesini kokladım ve içkili değildi. Ancak, yolun ortasından hiç hareket etmedi" dedi Hâkim, "Söyle bana. Niçin orada duruyordun? Niçin polis sana tekrar tekrar hareket etmeni söylemesine rağmen hareket etmedin?" diye sordu. Adam çok ufak tefek bir adamdı, son derece zayıf ve inceydi. "Efendim, devletin kanunuyla eşimin kanunu arasında bir seçim yapmam gerekiyordu" dedi. Hâkim, "Ne demek istiyorsun?" dedi. "Karım bana tam olarak o noktada saat on ikide buluşmamı söylemişti. Bu yüzden seçim yapmalıydım. Elbette karımın kanununu seçtim" dedi. Hâkim güldü, "Bu her zaman böyledir. Evine git. Eğer sorun buysa kişi karısının kanununu seçmek zorundadır" dedi.
Ganj YayınlarıKitabı okudu
devletin laik olduğu Amerika'da köktendinci bir harekete katılmak kadınlar açısından bir "seçim" sorunu olduğu halde; bir şeriat devleti olan İran'da, ya da devlet ile erkek müminin çıkarlarının özdeş olduğu ve bu çıkarların hem dinsel ideoloji, hem de fiziksel güçle korunduğu herhangi bir dinsel/toplumsal çerçeve içinde kadınlara tanınan, seçme özgürlüğü değil, dinin kutsal aylasıyla çerçevelenmiş bir "kader".
Reklam
352 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Her kötü adam, kendi masalının kahramanıdır." İçeriği dark olan her türlü kitabı seviyorum ve esaret temalı hikayeler favorilerim arasında yer alıyor. Bu yüzden 'Kötü Adam'ın tanıtım yazısını okuduğumda tam bana göre olacağından emindim. Yanılmadım. Bu tam da sevdiğim türden kötü adam hikayesiydi. Konusuna gelecek olursak,
Duygusuz
DuygusuzCelia Aaron · Pukka Yayınları · 2023474 okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
İncelemeye Kendine Ait Bir Oda kitabına adını veren fikirden başlamak yerinde olacaktır. Virginia Woolf kitabın ilk sayfalarında bize “Eğer kurmaca bir metin yazmak istiyorsa, bir kadının parası ve kendine ait bir odası olmalıydı.” der. Eser boyunca asıl amacının bizlere “Kurmaca ve Kadın” başlıklı bir yazı hazırlamak derdinde olduğunu hatırlatır. Böylece bizler kitap boyunca Woolf’un bu hazırlık aşamasına, araştırmalarına, karşılaştırmalarına, yakınmalarına ve aklından geçenlere eşlik ederiz. Yazar kurmaca yazarlığın kadınlarla olan ilişkisiyle özellikle ilgilenir. Bunun kadınların yüzyıllardır hem fiziksel açıdan hem de zihinsel açıdan aşağı görülmesi, eğitimsiz ve parasız bırakılmaları, çok erken yaşta evlendirilmeleri ve seçim şanslarının olmaması, edebiyatla ilgilenmeleri için fırsat bulamamaları ve bulsalar da küçümsenmeleri gibi çokça sebebi vardır. Virginia Woolf tüm bunları bizlere aktarırken tarafsız olmak, kendi cinsini övmemek, erkekleri aşağılayıcı herhangi bir tabirde bulunmamak için çok özen gösterir. Çünkü onun derdi her iki cinsten hangisinin daha üstün olduğunu kanıtlamak ya da erkek ve kadınlarla ilgili kesin hükümler ileri sürmek değildir. Woolf “Kadınların özgürleşmesi için erkeklerin verdikleri mücadele, özgürleşme hikayesinin kendisinden daha ilgi çekiciydi belki de.” demiştir. Kitap temelde bu konuyu ele almaktadır.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,7bin okunma
Toplumumuzdaki yalnız ve kurallara uygun yaşayan insanların hayatlarına baktığımızda çoğunlukla ortaya çıkan şaşırtıcı gerçek, ilişkilerde sevgi öğesinin ne kadar az yer tuttuğudur. Doğal olarak insan ilişkilerinin çoğu birçok nedenin karışımından oluşur ve içlerinde değişik duyguları bir arada barındırırlar. Bir erkekle kadın arasındaki, (belli
·
Puan vermedi
#JodiPicoult #IşığınİkiYüzü 368 sy “Yasalar siyah ve beyazdır; kadınların hayatları grinin tonlarıdır”. “Çocuklar seçim değildir.” “Anne baba olmak avucunuzda bir sabun köpüğü bulmak ve onu paraşütle atlarken dağlara tırmanırken Savaş alanlarından geçerken korumak zorunda olduğunuzu öğrenmek gibiydi.” ____________________ Merhaba
Işığın İki Yüzü
Işığın İki YüzüJodi Picoult · Aprıl Yayıncılık · 202332 okunma
Resim