...ezelden beri bütün şairlerin bütün yapıtlarında kadınların işaret ışığı gibi yandıklarını söyleyebiliriz - Oyun yazarlarında Clytemnestra, Antigone, Kleopatra, Lady Macbeth, Phèdre, Cressida, Rosalind, Desdemona, Malfi Düşesi; düzyazı yazanlarda, Millamant, Clarissa, Becky Sharp, Anna Karenina, Emma Bovary, Madame de Guermantes - bu adlar insanın aklına üşüşürken 'kişiliği ve niteliği eksik kadınları düşündürmüyor hiç. Aslında, eğer kadın, sadece erkeklerin yazdığı kurmacalarda var olsaydı, kadının büyük öneme sahip biri olduğunu hayal ederdik; çok farklı; yürekli ve huysuz; muhteşem ve çıkarcı; müthiş güzel ve aşırı derecede çirkin; bir erkek kadar büyük, bazılarına göre erkekten de büyük. Ama bu, kurmacadaki kadın. Aslında, Profesör Trevelyan'ın da işaret ettiği gibi, kadın odasına kilitleniyor, dayak yiyor, oraya buraya fırlatılıyordu.
Böylece çok garip ve karışık bir varlık çıkıyor ortaya. Hayal edildiğinde çok önemli; pratikte ise tamamıyla önemsiz. Şiir kitaplarını baştan sona istila etmiş, tarihte ise adı geçmiyor.