ne olur kim olduğunu bilsem Pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam ...
Pia / Attila İlhan
"Attila İlhan,bir gün Kadıköy’de rıhtımda otururken, bir nakliye aracı görür.Aracının üstünde, “Pakistan İnternational Airlines” yazmaktadır.Üstat bu nakliye aracını hayalindeki kadına benzetir.Ya da benzetmek ister.Beklediği hayalindeki kadını belki görmüştür ama araç hızla yanından geçip gittiğinden hevesi kursağında kalmıştır.Belki de yabancı bir ülkede olacaktır artık ve hiç tanıyamayacaktır onu.Oysaki kadınının elini tutmak için nelerden feragat etmezdi ki? Nakliye aracının üstündeki yazının baş harflerinin birleştirerek 'Pia’ ismini oluşturur.Bir gün meraklı birileri tarafından da Pia sorulur Attila'ya.
”Kimdir bu Pia?“ diye.
Pia, o hiç olmayan kadın… İmkânsız aşkların kadını.Yaşanmış aşklar daim olmuyor ve bir gün bitiyor ama Pia ve Attila’ aşkı öyle mi? Değil.Yaşanmışlık falan olmadığı için hiç bitmiyor.Herkesin olmasa da en azından aramızdan birilerinin de çok uzaklarda göremediği bir Pia’sı ve böyle bir hikâyesi vardır.Pia'nıza tez zamanda kavuşmanız dileğiyle."
Can Dündar yine üstatlığını konuşturmuş ve şöyle demiş bir makalesinde : "Evlilik, inanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için.. 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni zamanda da...
Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan geçiyor. Evliliği toplumun
