Bağırıyordu avaz avaz. Empati yoksunu herif, ne anlarsın sen kadın ruhundan. Gözlerimi açtım, sarı bir gülün içindeydi kafası. Sinirli sarı bir gül. Uçarak yaklaşmaya çalıştım. İtiyordu sesiyle beni. Nerede olduğumu anlayamadan gözden kaybetmiştim., ama sesi hala kulaklarımda yankılanıyordu. Bir şarkı vardı, kayıp bir şarkı- ya da kayıp olması
Kadın; beş harftir görünürde fakat özüne indiğimde ne çok anlam barındırır içinde...
Kadın; kelimesini saymak istesem kelimeler mutlaka eksik kalır...Bunları tek tek sıralamak istememe sebebim eksik kalmasını istemediğimdendir haksızlık yaparım gibime geliyor bu da yakışmaz kadınlara...
İspanyol Edebiyatının kıyıda köşede kalmış keşfedilmemiş
Kendi menfaatlerini her şeyden herkesten üstün tutan, kadını toplumda cinsel obje olarak gören, kadınlara paranoyakça düşüncelerle namussuzluktan dem vuran Faik İrfan Elverir. Çocukluğu gece konduda yoksullukla geçen. Annesinin, ablasının yaptığı fedakarlıklara kör olan bir çocuk. Toplum onu dışladıkça, pis koktuğundan bir çok aşağılanmalara maruz
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu çok güzeldi hayranlıkla her sayfasını okudum . İnsanı oldukça üzen bir fark edilme çabası.
mektubu okuyan R. Bu mektubu aldıktan sonra hayatına nasıl devam etti, öncesinde gerçekten bilinmeyen kadının bize anlattığı gibi biri miydi vs. bir dolu soru ile baş başa kalıyorsunuz . Kitapla ilişkiniz hemen öyle bitmiyor. Derin bir düşünceye kapılıyor insan
Hele hele Stefan Zweig eseri olması kitabı daha ilgi çekici yaptı
bazılarına hastalıklı bazılarında göre ise masum bir aşk.
Kadının hayatı boyunca sev miş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun ” gönderen ”inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: ” Sana, beni asla tanımamış olan sana. ” Kadın büyük tutkusunu hep bir ” bilinmeyen ” olarak, tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde ” taraflar ” değil, sadece tek bir ” taraf ” vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi ?
"Bedenim mi değişmişti? Başka bir kadının bedenine mi girmiştim? Bedenim, gerçek bedenim, kendi bedenim nereye gitmişti?"
Kaçtım... Sorduğun soruların cevaplarından ben kaçtım Firdevs. Yaşamın herkese eşit haklar, eşit fırsatlar;eşit mutluluk ve üzüntüler veremediğini bir kez daha anımsadım. Neydi bu bazılarımızın çok iyi yaşamlar
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Korkularınızla yaşayamıyor musunuz?
Yüzleşin onlarla, kanıtlandı, iyi olacaksınız..
Düşündüğünüzde sizi cezalandırıyorlar mı?
Aklın ve bilimin rehberliğine sığındığınızda tepki mi görüyorsunuz?
Haksızlık karşısında susmanız mı isteniyor?
Doğruyu söylediğinde dışlanıyor musunuz çevrenizde?
İnandığınızı, doğru bildiğinizi inkâr etmenizi mi söylediler?
Adalet istediğinizde zarar mı görürsünüz hep?
Kendinize güvenmeniz ayıplanıyor mu?
Boş inanç yerine gerçeği gösterdiğinizde canınızı mı yakıyorlar?
Bağnazlığa akıl ve bilimle karşılık verdiğinizde sizi lime lime edeceklerini mi söylüyorlar?
Korkmayın! bedeli ödendi..
Evet, bir bedel ödendi..
Korktular O'nun 'konuşabilmesinden', korktular, O'nun öğretisinden, gölgesinden..
Bir 'kadın'ın tanrılarına meydan okumasından korktular devrin âsâlı erkekleri. Ve O'na susması söylendi, evden çıkmaması, bilim yapmaması, yazmaması, öğretmemesi..
Nasıl olur da bir 'kadın' putlarını yıkardı; doğruları söyleyip, akla uygun olanla gelerek?!
Ya insanlar ona inanıp, kendi yarattıkları tanrıları terkederse?!
Böyle olmaz, bu şekilde düzenleri sorgulanamazdı!.
Suç(!) hazırdı, o zaman kanıt da hazırlanacaktı, öyle ya, nasıl olsa insanlar 'tanrılarına' inanacaktı.
Tanrının kitabına 'Hypatia suçlu' yazdılar.
Ve linç ettiler onu.
Hypatia korkmadı, siz de korkmayın...
Aydınlık sizinle olsun, bedeli ödendi.
İki kitap okudum Ayfer Tunç’dan arka arkaya, iki roman. Bu ilki – Kapak Kızı Şebnem’in hikayesi. Hayır, aslında Şebnem’in hikayesi diğer kitapta, bu sadece Kapak Kızı’nın etkileri üç ayrı insan üzerinde.
İkinci kitaba daha sonra- kendi sayfasında tabii ki- gireceğim ama küçük bir karşılaştırma yapayım yaklaşık yirmi yıl arayla basılan bu iki
Bu incelemede salt Nietzsche'nin üzerinde en çok tartışma yaratan bu eserini ele almayacağım. Tabiki, bu eserden de tamamen kopuk bir yazı olmayacak. Şunu belirtmeliyim ilk önce: Nietzsche'nin fikirleri yer yer açık yer yer ise muğlaktır. Bunun sonucunda Nazi Almanya'sında onun eserlerinden faydalanılmıştır. Nazi Almanya'sının ordusunun