Dış görünüşüne bakınca; güzellikten yoksun, oldukça kilolu, parlak hiçbir özelliği olmayan ve ne geçmişi ne de amacı olan bir kadındır kapıcı kadın. Konum ve görünüm olarak yoksul biri olarak görünen kadın aslında idrak gücü yüksek, zeki ve ömrünü kitap okumaya, müzik dinlemeye, film seyretmeye ayırmış bir kadındır. Görevli olduğu binada oturanların hepsi mevki sahibi zengin insanlar. Kapıcı kadınla ilişkileri yok. Görmezden geliyorlar. Tıpkı çoğu insanın yaptığı gibi.
Kitapta ayrıca on bir yaşında, intihari düşünen, etrafındaki zengin insanların davranışlarından tiksinen, kültürel yoksunluk çeken bir kızımız da var. Kitabı her ikisinin ağzından okuyoruz. Onların gözlemlerine ve psikolojik tahlillerine şahit oluyoruz.
Uzaktan bakınca basit, cahil olarak görünen kadının aslında hepsinden kültürlü olduğunu öğreniyoruz. Yazar bu kadını kitabında güzel örnek vererek açıklamış :Tıpkı Kirpi gibi. Dışardan dikenlerle zırhlı ama içinde rafinelik var. Bir zariflik var. Apartmana yeni taşınan bir Japon farkına varıyor kadının aslında göründüğü gibi olmadığını.
Kendini oldukça kültürlü gören ve büyük bir yayınevinin kurulu üyesi olan zengin bir kadının not yazarken noktalama işaretini yanlış kullanması beni çok güldürdü.
Eğitimsiz gibi görünen birilerinin aksine el işleri olsun, sohbetleri olsun her alanda başarılı olduklarını, yoksul ve üstelik çirkinseniz bazı insanların aptal etiketini yapıştırdıklarını, hiçbir şeyden zevk almamanın nedeninin hiçliğe yakın bir duygu olduğunu felsefi sözlerle anlatmış yazar.