Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kadın Varolma Mücadelesi
Daha sonra diğer kadınları düşündüm, yani gerçek kadınları, büyük çoğunluğu. Ev işlerini bir hizmetçi maşı bile almadan ve soylu annelik görevlerini ihmal etmeden sabırla yerine getirenler; bir tekdüzelik içinde kör, zincirlenmiş, cahil ama yeryüzünün en büyük gücü olanlar. Yaptıklarıyla karşılaştırıldığında daha neler yapabileceklerini düşündüm ve kalbim öfkeden çok başka duygularla kabardı. Daha sonra tüm gücümle kadınların, tüm kadınların kadınlıklarını, bunun hayattaki gücünü ve gururunu ve yerini fark etmelerini...
Kadın Varolma Mücadelesi
Dünyanın kapıları Mollie'nin önünde açılıyordu. İçinde büyümüş olduğu ve yuva kavramının haritanın neredeyse tümünü kapladığı, geriye kalanının "yabancı" veya "keşfedilmemiş" olduğu dünya değil; erkekler tarafından inşa edilmiş, yaşanan ve görülen erkek dünyası.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Cinsiyetli olmak, feminizm ve kadının varolma mücadelesi ile uzaktan yakından alakalı pek çok makalenin derlendiği bir kitap. Özellikle çoğunluğu akademisyen olan kadın yazarların Freud'un kadına bakış açısı, psikanalizde kadın ve Osmanlı'dan Cumhuriyet'e oradan da günümüze Türk dünyasında kadın mücadelesini ele alış şeklini çok başarılı ve yerinde buldum. Feminist teoriyi anlatan klasik kitaplardan sıkılanlar için okunacaklar listesine eklenmeli.
Cinsiyetli Olmak
Cinsiyetli OlmakKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 2019117 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
Boyalı kuşun kanadındaki bir tüyüz, hepimiz.
Boyalı kuşun varolma mücadelesi desem eksik olur fakat bir şeyler anlatır yine de. Bir hayatı anlamak için bir fragman belki de.. Savaş yıllarında dilsiz kalan yazar gibi boyalı bir kuşa,saldırıyı yapan türdaşlarının düşmanlığını hangi sözcük bize ifade edebilir? Kamus eskidi. Yeni sözcükler boşluğu dolduran yankı gibi ulaşmıyor bir türlü varmak
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,582 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
Semerkant, Amin Maalouf ile tanışma kitabım. Akıcı üslubu, sanki oradaymışsınız ve tüm olanlar gözlerinizin önünde gerçekleşiyormuşçasına anlatımı oldukça etkileyici. Kitabın ilk sayfalarından itibaren dönemin karmaşasıyla, katı ve baskıcı atmosferiyle karşılaşıyorsunuz, farklılıklara çok sıcak bakılmıyor, insanların kendileri gibi düşünmeyenlere
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,4bin okunma
Ancak yeni sınıf iktidara ve egemenliğe ortak olur olmaz,eski müttefiklerine karşı düşmanlarıyla birleşir ve bir süre sonra yeniden sınıf mücadelesi başlar.Fakat bu arada varolma koşullarının karakterini ve tüm topluma zorla kabul ettirilmiş olan yeni egemen sınıf,iktidarını ve mülkünü yalnızca uygarlık kazanımlarının bir bölümünü ezdiği ve sömürdüğü sınıfa uzlaştırarak genişletebildiğinden dolayı yeteneğini ve bilgisini yükseltir.Ama böylece kendi imhasının silahlarını ona bizzat vermiş olur.
Reklam
Suçlar, toplumun sosyal durumuyla yakın ilişkidedir, ancak toplum bunu kabul etmek istemez. Kendisini suçlayan koşulları kabullenmemek için deve kuşu gibi kafasını kuma gömer ve suçun yalnızca işçilerin "tembelliği"nde ve keyif düşkünlüğü"nde ve "dini inancın" yetersizliğinde olduğu yalanıyla kendisini kandırır. Bu kendi kendini kandırmanın en kötü, veya riyakarlığın en iğrenç türüdür. Toplumsal durum çoğunluk için ne kadar elverişsizse, suçlar o kadar çok ve ağırdır. Varolma mücadelesi en sert ve zorba görünümünü alır, Toplumsal bağlar gevşer ve insan insanlara düşman olur.
Sayfa 333
95 syf.
10/10 puan verdi
"Sadece lambanın karşısında duvara yansıyan gölgem için yazıyorum. Kendimi ona hatırlatmalıyım."diyerek söze başlayan ve vâroluşunu anlamlardırmaya çalışan bir garip adamın hikâyesi... Kör Baykuş, karakterin duvara yansıyan gölgesine verdiği isimdir. Eserden ne anladığımı sizlere anlatmadan önce Sâdık Hidâyet kimdir? kısaca bahsetmek
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
İnsana acı veren bir kitap. Acının yanında bir çok şey hissettiren ince ,akıcı , umut ,yaşam ,güç , kadın kelimelerinin çok yakıştığı bir hikaye. Beni etkileyen bir çok nokta oldu ,bunlardan biri kitabin ismi dişil ve kitabın bütününde ki kadının gücü , varolma ve varetme yolunda mücadelesi . Evrende yalnız ve acılar içindeki kadının hissettiği umudun gücü ve etrafındakileri yaşatmak için sahip olduğu yaşam enerjisini gözler önüne seriyor. Tüm acılara rağmen ,onca acılara rağmen. Kitapta dikkatimi çeken diğer şey "acımak " kelimesi. Çok sık kullanılması dikkatimi çekti . Ve savaşın ne kadar lanet bir şey olduğunu bir kez daha hatırlattı bana #cengizaytmatov , sonra #cahitzarifoğlu 'nun , " Ne çok acı var " cümlesi geliyor aklıma . Yazarın betimlemeleri öyle akıcı ve gerçekçi ki , adeta kitabın içine girip hep etrafı,eşyaları ,doğayı hem de duyguları derinden hissediyor ,satırların arasında kendinizi kaybedip adeta orda bir karakter oluyorsunuz. Erkek olmasına rağmen duygusal olarak bir kadın karakterine olabildiğince bürünmüş ve inandiriyor. İnce ama ağır bir kitap diyebilirim ,bir çok şey diyebilirim ama daha fazla detay vermek istemiyorum
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,1bin okunma
Kadının varolma mücadelesi
“Uyuyoruz,” diyor Montevideo’daki Casavelle mahallesinden bir kadın işçi, “Bir prens seni öpüp uyutuyor. Uyandığında da seni yoruluncaya kadar dövüyor.” Bir başkası: “Bende annemin korkusu var, annemde de anneannemin korkusu.”
Sayfa 76 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
#DünyaKlasikleriOkumaKulübü #Şubat
Unamuno ,enteresan bir adam . Yaşamı,mücadelesi,ürettikleri ,fikir dünyası. Kendi yazım türünü icat etmesi,önsöze cevap yazması ,karakterleriyle kavgası hem yüz komik,hem zihin açıcı , hem de Unamuno’nun bir derdi anlatma isteğini gözler önüne seriyor. Başlarken, Aylak Adam ‘ın bir Dostoyevski romanına uğradığını düşündürten çokça nüans olsa da ;Sis , kendi tarzını öyle güzel bir yerden oluşturup biricik bir nivolaya dönüşmüş. Augusto Perez’imiz aslında bir bakışın peşinden sokaklar arasında sürüklenirken ve sonunda kendini keşfederken,hayat amacını ararken ;aslında çok sevdiği ve önüne çıkan tüm dikenleri tek tek temizleyen annesinin o saf ve temiz sevgisini arıyor baktığı her yerde. Her kadında. Özellikle kitap boyu kahramanımızın karşılaştığı karakterlerle birlikte sorguladığı ikili ilişkiler,evlilik,kadın erkek ilişkileri,tuzaklar,zaferler,yenilgiler ve varolma sancılarıyla kitabın felsefi tabanı da çok güçlü .Sis metaforu çok başarılı ve etkileyici kullanılmış.Hayattaki sislerle başa çıkarken sanatın iyileştirici ve ebedi gücünden faydalanmak gerektiği vurgulanıyor. Orpheus’un son sözü çok duygusaldı ve son olarak Augusto Perez iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geri dönüp söyleyebilseydim söylerdim. Augusto derdim her ihanet sevgi ile başlar.
Sis
SisMiguel de Unamuno · Can Yayınları · 20194,828 okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“Bir Kadının Görünmez Yaşamı” Brezilyalı yazar Martha Batalha’nın ilk romanı. Eser, farklı dillere çevrilmiş, “Görünmez Yaşam” adıyla sinemaya da uyarlanmış ve Cannes film festivalinde büyük ödüle layık görülmüştür. Gerçek hayattan beslenen roman 1940’ların Brezilyasının kültürel yaşamından izler taşıyor. Olaylar başkarakter Euridice Gusmao ve ablası Guida Gusmao’nun yaşamları etrafında gelişiyor. Aslında kitapta yüzyıllar boyunca devam eden kadın mücadelesinin hikâyesi anlatılıyor. Kabuğunu kırmaya çalışan, varolma mücadelesi veren, erkek egemen toplumda yazgısını yaşamaya mahkum edilen kadınların hikâyesi... Bir yanda kadınların hayalleri öte yanda içinde bulundukları toplumun beklentileri Martha Batalha’nın güçlü gözlemi ve ironik dili ile satırlara dökülüyor. O dönem toplumunda bir aile için en büyük mesele kızlarının iyi bir evlilik yapabilmesidir. Kadının en önemli görevi de iyi bir ev hanımı olup kendini eşine ve çocuklarına adaması... Ne yazık ki aradan yıllar geçse de toplumlar farklılık gösterse de kadına biçilen hayat tarzı çok da değişmiyor. “İşin doğrusu, Euridice çok zekiydi. Doğru denklemleri verdiğiniz taktirde köprü tasarlayabilirdi. Elinin altına bir laboratuvar verin, size aşı bulurdu. Boş sayfalar verin, klasikler yazardı. Ama onun yerine kendisine kirli çamaşırlar veriliyor, Euridice de bunları çabucak ve tertemiz yıkadıktan sonra kanepeye oturuyor, tırnaklarına bakıp ne düşünsem acaba diye düşünüyordu.” s.14
Bir Kadının Görünmez Yaşamı
Bir Kadının Görünmez YaşamıMartha Batalha · Kafka Kitap Yayınları · 2020203 okunma
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.