1935 yılında uluslararası bir bayan kongresi de düzenliyor hanımlarımız. 1913’te ilk Roma’da başlatılan bu kongreye kadınlarımız “ne konuşacağız” diye katılamıyorlar. Bu kez alınları, başları açık özgürce konuşabilen kadınlar olarak karşılamışlar gelenleri. İşin garip yanı bizde kadınlar bu özgürlüğü alırken faşist idareler tarafından İtalya’da, Almanya’da kadınların dernek kurmaları yasaklanmış, Güney Amerika’da da kadınlar sıkı bir baskı altına alınmış. Bu yüzden kongreye katılan az olmuş. Bu kongrede İsviçreli bir kadın delege, “Siz bizden Vatandaşlık Kanunu’nu aldınız ve hemen seçimlere katılıp milletvekili oldunuz, halbuki biz henüz seçimlere bile katılamıyoruz” diyor. Bir Mısırlı kadın da, Mısırlı kadınların 1923’ten itibaren peçelerini atarak şapka giydiklerini, erkeklerle beraber gezebildiklerini, tiyatrolarda kadınları ayırtan kafeslerin kaldırıldığını anlattıktan sonra, “Siz Mustafa Kemal’e Türk’ün babası diyorsunuz, biz ise onu bütün doğunun babası olarak kabul ediyoruz” demiş.