Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
250 syf.
10/10 puan verdi
Derginin bu sayısında The Truman Show filmini anlatıyor. Filmin konusu hayatı televizyon şovundan ibaret olan bir adamın hikayesi anlatılıyor. Truman Baudrıllard sahte bir dünyadan ve kameraların onun hayatını çektiğinden habersiz bir karakter. İlerleyen dakikalarda yavaş yavaş gerçeği anlamaya başlıyor. Filmin sonunda her şeyi öğreniyor. Bende ot dergisi sayesinde izledim filmi. Tavsiye ederim filmi kesinlikle izleyin. :) ... Her ay severek okuduğum bir dergi. Bu ay ki sayıda bir kaç ilgimi çeken yazılar var onları da söylemek istiyorum; Nergis Muhammedi özgürlüğü çalınan bir dahi. İranda özgürlük ve kadın hakları için çalışan bir kadın. Malesef tutuklanıyor sonra. Rabia Çetin'in yazdığı yazıda da depremde çocukları vefat eden iki babanın mezarlıkta tanışıp arkadaş olmalarını anlatıyor. Gerçekten okurken kelimeler boğazımda düğüm düğüm oldu. ALLAH sabır versin bir daha da yaşatmasın. Yağız Yılmaz 8 mart kadınlar günü ile ilgili yazısı. Bunlar dikkatimi çeken yazılardı burada da yazmak istedim. Severek okuyorum her ay hiç okumadıysanız şans verin derim. Kesinlikle okuyun tavsiye ederim. Kitaplı günler.
Ot Dergi - Sayı 130 (Mart 2024)
Ot Dergi - Sayı 130 (Mart 2024)Ot Dergisi · Medu Yayıncılık · 202475 okunma
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Al-i imran
‌ نَزَّلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَاَنْزَلَ التَّوْرٰيةَ وَالْاِنْج۪يلَۙ O, sana Kitab'ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat'ı ve İncil'i insanlar için birer hidayet olarak indirmişti.Furkan'ı da indirdi. Şüphesiz, Allah'ın âyetlerini inkar
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır. Erkek kendisini sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde, olduğundan en az iki kat daha büyük görmezse nasıl karar vermeye, yerlileri medenileştirmeye, kanunlar yapmaya, kitaplar yazmaya, giyinmeye ve ziyafetlerde nutuk çekmeye devam edebilir?
...Kadın öyle bir şeydir ki, sen onu ne kadar incelersen incele, hep yepyenidir. -O zaman en iyisi incelememek. -Hayır. Bir matematikçi, zevk, gerçeği ortaya çıkarmakta değil, onu aramaktadır, demiş. Lev Nikolayeviç Tolstoy
Reklam
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü”yle ilgili paylaşımlar başladı bile. gün boyu İçimiz dışımız kadınlar günü ile ilgili paylaşımlarla dolacak, Güzel yazılar, değerlendirmeler var ama çoğu boş şeyler, çoğu göstermelik, çoğu samimiyetsiz. Birçok alanda kadınlara lütufmuş gibi haklar veren, hak ettiğine inandığı için değil renk olsun, dostlar alışverişte görsün diye böyle yapan birçok kişi ve kurum var. Kadınların ayrıcalık istemediği, genel insan hakları temelinde ekonomik, siyasi ve sosyal haklara sahip olduğunun anlaşılması gerektiği gerçeği tam olarak içselleştirilmeden anlamadan yazılan hiçbir yazının anlamı yok bizim için. Daha fazla uzatmadan diyorum ki Canım kadınlar sadece bugünümüz değil tüm günlerimiz kutlu olsun 🫶🏻
Türk kültüründe kadının değeri diğer öne çıkmış medeniyetlere göre çok öndeydi. Türk kültüründe kadınlar, erkeklerle eşit bir şekilde muamele görüyor. Tek eşli bir hayat sürüyorlar ve HANIM/HATUN hitapları kullanılıyor. Kadın hükümdarlar/imparatoriçeler yetişiyor, kadınlar da savaşıyor ve aynı şekilde yönetimde de erkek kadar kadın da söz sahibi o
Adımız varsa, şayet yok ama, kadınlar günümüz kutlu olsun
işimize gelince sevdiğimiz gelmeyince sövdüğümüz coplayıp, tekme tokat dövdüğümüz bazen kölemiz... bazen de gölgemiz olarak gördüğümüz evde, ofiste...bağda, bahçede, sokakta, tarlada, fabrikada ırgat gibi çalıştırıp...iliklerine kadar sömürdüğümüz kadınlar; ana(larımız!) , yavuklu(larımız!) , eş(lerimiz!) , dost(larımız!) , kız(larımız!) ,
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Reklam
Biz de Ankaralı olmaya hazırlandık, Evimizin arka tarafında geniş, boş arsalar vardı. Ankara'ya gelen köylülerin bir kısmı burada açıkta yaşarlardı, hayvanları ve çoluk çocuklarıyle beraber. Hayvanları bir kenara bağlıyor, yere yırtık pırtık bir şeyler açıyor, günü geceyi onların üzerinde geçiriyorlardı. Köylülerin arabaları ve hayvanlarıyle şehre girmeleri yasak edilmişti. Üstleri başları yamadan görünmüyor, renkleri topraktan ve kilden anlaşılmıyordu. Yaşayışları fakirce olmaktan da aşağıydı. Hani istatistiklerde asgari yaşayış seviyesi diye bir deyim vardır. Bunlar bu yaşayış seviyesinin de altındaydılar. Eğer buna yaşamak demek doğruysa... Arada sırada yanlarına giderdim. Başka bir dünyadan gelmiş yaratıklar gibiydiler. Ben sefaletin bu kadar koyusunu, bu kadar elle tutulanını görmemiştim. Oysa, bu büyük kurtuluş savaşını onlar yaşamışlardı. Şu yırtık kirli paçavralar içinde vücutlarını örtmeye çalışan kadınlar, cepheye sırtlarında mermi taşımışlardı. Anadolu'nun kesin gerçeği buydu.
Sayfa 116Kitabı okudu
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Kafkasyalılar, tıpkı bir sevgiliye yazar gibi hançerleri için aşk şiir­leri yazar, adeta sevgiliyle buluşmaya gider gibi savaşa giderlerdi. Dünyanın en güzel insanları olduğu söylenen bu esmer halk için savaşmak hayatın ta kendisiydi. Hançerleriyle yaşar ve yine han­çerleriyle ölürlerdi. Cenk etmek onlar için nefes almak gibiydi. Amentüleri
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
188 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.