ÇOK ANLAMLI LÜTFEN OKUMADAN GEÇMEYİN.. Merhaba... Ben Kapitalizm! Küçük kızlarınızı Barbie bebeklerle büyüttüm, “bugün sizden estetik operasyon için para istiyorlar” diye neden şaşırıyorsunuz! Çıkarlarım uğruna kocaman bir moda endüstrisi yarattım! İstediğimi de elde ettim; 17 yaşındaki kızların çoğu dış görünüşlerinden rahatsız. Ben
Ah biçare kadınlar!.. Bizi hiç insan yerine koymazlar. Babalarımız istedikleri adama bizi hediye verircesine verirler. O adamların huyuna suyuna hiç bakmazlar. Biz o adamlarla geçinebilecek miyiz, orasını hiç düşünmezler. Bize bir kere olsun "Falan adamı koca olarak ister misin" yahut "Kimi koca istersin?" diye sormak yok. Bize sadece "İşte seni falan adama vereceğiz" derler, biz de ses çıkarmayız. Ama gönlümüz ne der? "Yarabbi, babamın söylediği adam genç olsun, güzel olsun, iyi huylu olsun." Gerçi bazen öyle çıkar. Fakat bazen tam tersi olur. Gider bakarız ki bize koca olacak adam altmış yaşında yahut bir gözü kör yahut burunsuz yahut sarhoş yahut ahmak... Ah siz erkekler, ne kadar zalimsiniz! Bir kızcağızın bir gözü birazcık şaşı olsa yahut bir ayağı hafif topallasa biçare evlenmeksizin ihtiyarlar gider. Kimse almaya tenezzül etmez. Ama sizin en fenanız, en uğursuzunuz, en sakatınız bakarsın kızların en güzelini, en uslusunu alır da biçareyi esir eder!
Reklam
Üstelik bizler de bu pranga mahkumları gibi çivisi çıkmış sıralarda oturup kürek çekiyoruz! Karşılığında ne alıyoruz peki! Hiç! Sadece kafamıza inen sopalar, sefillikler, palavralar, daha nice kazıklar. Çalışıyoruz ya ! Deyip duruyorlar. Aslında kepazeliğin dik alası da bu ya, şu çalışmak dedikleri şey. Biz aşağıdayız, sintinede, anamız ağlıyor, leş gibiz, taşaklarımızdan ter akıyor, işte bu kadar ! yukarıdaki güvertede ise efendiler, gölgede, pembe yanaklı, parfüm kokularını havaya salmış güzel kadınları kucaklarına oturtmuş, keyif çatıyorlar. Derken bizi güverteye çağırıyorlar. Sonra silindir şapkalarını kafalarını geçirip başlıyorlar bize sıkı bir zılgıt çekmeye : “Leş sürüsü ,savaş çıktı ! diye böğürüyorlar. 2 No’lu vatandaki pisliklerin gemisine saldıracağız , kafalarını uçuracağız ! haydi ! haydi ! Ne lazımsa” gemide var ! Hep bir ağızdan !Önce hep beraber yaşasın “ 1 No’lu vatan ! diye avazınız çıktığı kadar bağırın bakalım, yer gök inlesin ! sesiniz taa uzaklardan duyulsun ! En sıkı bağırana hem madalya hem de yüce İsa’nın vaftiz şekerinden verecegiz ! Ulan ne duruyorsunuz ! Ayrıca, denizde gebermek istemeyenler isterlerse gidip karada geberebilirler , orada bu işler buradakinden çok daha çabuk halledilebiliyor!
"Belki de kadınları onların istediği biçimde anlamıyorum. Ne istiyorlar acaba?"
"ŞİA GERÇEĞİ ve İRAN... İhsan Şenocak'ın Kaleminden."
Büyük Yürüyüş Allah Rasulü “kuruluş”, sahabe ise “yükseliş” dönemidir. Risaletin bereketi ve sahabe olmanın feyziyle onlarca yıl, yıllara sığdı. Hicaz ve çevresi insanlığın diriliş havzası oldu. İslam önü alınamayan bir hızla yayıldı, şehirler, ülkeler İslam Devleti’ne katıldı. O günleri tahayyül edin. Sürekli yeni fetihler var. Mısır, İran ve
Insan, siddet ile mutlak hazzı arar..
İşte bu yüzden kadınlar pomo filmlerde çığlık atıyorlar, işte bu yüzden müşteriler dilleri yarığımın üzerinde gezinirken çığlık atıp inlememi istiyorlar benden, hatta bu isteklerini dile getirmeleri bile gerekmiyor, çünkü zaten çığlık atmalıyım yoksa hiçbir şey yolunda gitmez, zevk almadığıma karar verildiği için gidip gelme durur, neyin var böyle, neden çığlık atmıyorsun, neden doyuma ulaşmıyorsun; hiç bilmiyorum, hem sonra benim doyuma ulaşmamla ilgili ne biliyorsunuz ki siz, hiçbir şey bilmiyorsunuz, hiç ses çıkarmadan doyuma ulaşabileceğimi ya da doyuma ulaşmadığım halde çığlık atabileceğimi bilmiyorsunuz
Sayfa 151 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
608 öğeden 481 ile 490 arasındakiler gösteriliyor.