Semra Meydan nın tavsiyesi üzerine okuduğum ve enlerim arasına giren fevkalade bir kitap ile geldim.
Cemil Meriç’in Bu Ülke kitabında bahsettiği ve Marcel Proust’un en çok etkilendiği yazarlardan biri olan John Ruskin gördüğünüz bu eseri 155 yıl önce yazmıştır. Üstadların neden böylesine hayran olduğunu kitabı okuyunca açıkça
Herkesin seçimine kimse karışamaz. Kadın bencil erkek seviyor demek ki.. :D
"Güzel bir dünya için kadınların seçimi büyük önem kazanmaktadır. Eğer kadınlar bencil erkeği seçmeyi sürdürürlerse insan soyunun hiçbir zaman mutluluğa erişemeyeceğini bilmemiz gerekir."
İstanbul'da kayıtlı ilk fahişelere Kanuni
Süleyman zamanında rastlanıyor ama jigololar daha da önce ortaya çıkıyor: Yavuz Selim'in iktidar yıllarında... Bali Bey, dönemin millî kahramanıdır. Fetihler yapmış bir aileden gelmektedir. Cesaretiyle, muharebe planları hazırlamaktaki ustalığıyla ve kazandığı zaferlerle halkın gönlünde taht
kurmuştur. Ama karısından dertlidir... Büyük bir servetin sahibi olan kadın varını-yoğunu genç erkeklerle yemekten başka bir şey yapmamaktadır. Bali Bey Semendire beyi iken karısı Üsküp'te oturmakta ve gününü bir delikanlıyla beraber geçirmektedir. Dedikodular artınca evi basılır, sevgilisiyle beraber "aradan kılıç geçmeyecek" vaziyette yakalanıp kadı'nın önüne çıkartılır. Delikanlı, kadınla olan yasak aşkını itiraf eder,"Bana para veriyor, şık elbiseler alıyordu..."gibisinden sözler söyler ve böylelikle, tarihlere İstanbul'un ilk jigolosu olarak geçer. Ama Bali Bey'in karısının, ortaya yeni çıkan bu meslekte taraf olması, Bey'in mahkemeyi izleyen
yakınlarının kanına dokunur. Kadı kararını tam açıklayacağı sırada, mahkeme
salonundakilerden biri kılıcını çeker, önce delikanlıyı biçer, peşinden de altı kişiyi, basılan evin kapıcılarını ve hanıma erkek bulmakla görevli kadınları, kadı efendinin gözleri önünde doğrar.
Boynumuza dokunmak ve/veya belli belirsiz okşamak, kendimizi baskı altında hissettiğimiz zamanlarda kuilandığımız en belirgin ve yay gın yatıştırıcı davranışlardan birisidir. Kadınlar yatışmak için bu davranışı gösterdiğinde, çoğu zaman boynun altındaki çukur bölgeye (âdemelmas- ile göğüs kemiği arasında kalan çukurluk) elleriyle dokunur ya da örterier . Bir kadın boynunun bu kısmına dokunur ve/veya eliyle örterse, bu davranış genellikle kendisini baskı altında, rahatsız, güvensiz hissettiğini ya da korktuğunu gösterir. Diğer işaretlerin yan;nda kişi yalar söylediğinde veya önemli bir bilgiyi sakladığında hissettiği rahatsızlığın davranışsal bir ipucudur bu.
“...beklenen yağmur en sonunda yağar ama Savaş'tan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba?"
Tek kelime ile hayran kaldım. Yazarın okuduğum ilk kitabı (ve tek) ama bu kitaba resmen bayıldım. Öyle bir kurguya sahip ve öyle sürükleyici ki resmen gömüldüm bir gecede gözlerim dola dola bitirdim.
Kelimelerin kifayetsiz
Bazı kadınlar kaç yaşında olursa olsun içinde uçan balon telaşıyla
Dans eden küçük bir kız çocuğu taşırlar
Abartılı sevmeleri saçmasapan halleri ve dudak büzüp
Şımarıkca omuz silkmeleri hep bu yüzdendir..
Ve saklambaç oynarken bir kuytu köşede uyuyakalmak kadar
Olasıdır onlar için oyunu kuralına göre oynamamak..
İçinden geldiği gibi davranan aklına ilk geleni konuşan,
Çıplak ayaklı dağınık saçlı bahçe düşesleridir bazı kadınlar..
Gülümsettiğiniz zaman küçücük göz bebeklerinin içine,
Sizi nasıl da kocaman yerleştirdiğini hayretle izlersiniz..
Seviyorsa ruhunuzu sesli kahkahalar atar yanınızda
Ve kıymetinizi derinden hissedersiniz..
Babasına ilk kez pişirdiği kahveyi taşıdığı gün olduğu kadar
Heyecanlı sevebilen kadınlar..
Ne kadar itina etse o kadar tökezleyebilen,
Sağa sola saçılan düş kırıklarını toplarken
Bağıra bağıra ağlayabilen gerçek kadınlar diyorum....
Şanslıysanız onlardan biri mutlaka dokunur hayatınıza...