Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Time dergisinin Nisan 1984 özel sayısı, cinsel devrimin bittiğini haber veriyordu. Artık aileye, romantik sevgiye ve cinsel yaşamda ölçülü davranmaya bir dönüş başlamıştı. Erkekler cinsel özgürlükten yakınmasalar bile bir bıkkınlık başlamıştı. Erkekler geleneksel olarak kadınlara cinsel doyum için yaklaşırlar. Kadınlar ise duygusal yakınlaşmaya ve sevgiye daha çok önem verirler; cinsel yakınlaşmaya bir amaç olarak değil, sevginin bir aracı ve evliliğe götüren yol olarak bakarlar. Cinsel özgürlük akımından bu nedenle kadınlar daha zararlı çıktı. Çoğu kez yüzüstü bırakılan, umudu kırılan kadın oldu. Her gün değişik bir eşle yatağa girmek kadın erkek herkese bir süre sonra anlamsız gelmeye başladı. Bu tür ilişkiler bağlılık ve sevgiyle sonuçlanmadığı için kişilerde bir boşluk duygusu yaratmaya başladı. 1970'lerde başlayan ekonomik durgunluk ve cinsel kökenli bulaşıcı hastalıkların yayılması da cinsel devrimin sonunu getirdi. Time dergisine göre gençler, romantik sevgiye dönüş yaptılar. Cinsel istekleri sevgi ve yakınlaşmanın bir sonucu ve bütünleyicisi olarak görmeye başladılar. Bu da olumlu bir gelişmedir.
Sayfa 64 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Erkek kadının duygu ve istekleri konusunda tartışmak ya da karşı çıkmak yerine onları kabul edip hak verdiğinde, kadının beşinci temel ihtiyacı da karşılanmış olur.
Reklam
Woody Allen’ın kadınları hep iyi şeyler olsun isteyen, sorunları çözen, asla seslerini yükseltmeyen, başkaları seslerini yükseltip sinirlendiğinde de buna uysalca katlanan kadınlardır, bu kadınların kendilerini değil başkalarını düşündüğü aşikardır, onlara karşı çıkmak, onlardan farklı düşünmek zordur çünkü yumuşak başlı ve iyidirler, ayrıca bu kadınlar çoğunlukla istediklerini alırlar. Bu kadınlar genellikle amaçlarına ulaşırlar, şaşırtıcı bir şekilde yerine gelir istekleri, gelmeye devam eder. O, bu kadınların özenli davranma kisvesi altında verimli olduğu kadar kadınca da olan bir iktidar dili geliştirdiğine inanıyordu.
Sayfa 208 - Siren Yayınları
Engizisyoncuların cadıların çoğunun neden kadın olduğuna ilişkin çok yalın bir açıklamaları vardı: "Tüm büyücülük kadınlardaki doyumsuz cinsel şehvetten kaynaklanmaktadır." Sözlerinin kanıtı olarak bazı atasözlerine (Proverb XXX) atıfta bulunurlar: "Üç şey doyumsuzdur ... Ve dördüncüsü kimsenin dilinin varmadığı... Yeter: Evet, dördüncüsü doyumsuz klitoristir. Bu nedenle kadınlar, arzularını doyurmak için Şeytanla bile cinsel lişkiye girerler." Yazarlar, kadınların baştan çıkarılmalarını kolaylaştıran çeşitli özelliklerinden söz ediyorlardı: Kendini beğenmişlik, kararsızlık, gevezelik ve saflık. Ama bu iki engizisyon üyesine göre cadılığın asıl itici gücü, kadınların doymak bilmeyen cinsel arzularıydı. Bu kusurun özellikle kadınlara atfedilmesi yeni bir şey olmadığından, Kilise'nin şeytanla cinsel ilişkinin ağır bir suç olduğunu ilan ettiği 1400'den önce niçin kadınların şeytanla bu tür ilişkilerinden söz eden hiçbir belgeye rastlanmadığı sorulabilir. Malleus'un buna "erkek görünümündeki şeytanın kadınları onların istekleri dışında gebe bıraktığı" şeklindeki eski güzel günlerde söylenenlerden başka bir açıklaması yoktur. Fakat yeni dönemin cadıları ise "bu iğrenç ve sefil hizmeti istekle kucaklamışlardır." Ne kadınların ne de cadıların eskiden oldukları gibi olmadıklarına dair bu iddia, Büyük Cato'dan modern kadın ahlakının uğradığı çöküntüyü vaazlarında anlatan son dönem TV evangelistlerine kadar her mizojinist tarafından dile getirilen eski bir söylemin grotesk bir biçimidir. Sonuçları bu kadar korkunç olmasaydı, bu bir komedi olabilirdi.
Sayfa 129 - Cennetin Kraliçesinden İblis Kadına
Çözüm bu kadar basit!..
"İyi ama tüm bunların Evle ne ilgisi var?" "Şöyle bir ilgisi var," diye cevap verdi, yavaşça ve üzgün bir şekilde. "Sizin çocuklarınız, becerebilirlerse cennete gitmek ten başka bir emeli olmayan, ev dışında hiçbir ilgi, hırs ya da vazife bilmeyen, eve bağımlı annelerin sorumluluğunda büyüyorlar. Bu eve bağımlı kadınlar erkek emicidir; onlara her şeyi erkekler sağlamak zorundadır ve hiç azımsanmayacak istekleri vardır. Böylece erkek 'Her şey bana bağlı,' der ve canını dişine takıp çalışır. Ama sadece bu amansız ekonomik baskı değil mesele. Bunun altında yatan ve her şeye sebep olan şey, fikrin kısıtlanmasıdır! Çocukluğun en erken evrelerinden itibaren hayata toplum odaklı bakmanız gerekirken, sizde Ev düşünülüyor, Evden bahsediliyor, Ev için çalışılıyor... Her erkeğin sadece kendi küreğinden mesul olduğu küçük bir kano filosundan, bir donanma gibi hareket etmesini bekleyemezsin herhalde, değil mi?" "Ne yapılmasını istersin?" diye sordum, bir süre sonra. "Demokratik düşünce, algı ve davranış konusunda erken yaştan itibaren tam bir eğitim verilmesini. Kamusal kaynakların iktisadi idaresini ve bu idarenin, evin bir yük olmaktan çıkarılarak mutluluk ve huzurun doğal bir kaynağı haline getirmesini. Bir de elbette, ev endüstrisinin kamulaştırılmasını."
Sayfa 101Kitabı okudu
"Hiç şüphesiz düşünce eşitliğiyle tatmin olmayacak kendi irade veya istekleri tek geçerli söz oluncaya kadar huzur bulmayacak erkekler olduğu kadar kadınlar da vardır. Bu tür insanlar boşanma yasası için uygun öznelerdir. Bu kişiler yalnız yaşamaya uygundur ve hiç kimse hayatlarını onlarla birleştirmek konusunda taviz vermeye zorlanmamalıdır."
Reklam
Erkek kadının duygu ve istekleri konusunda tartışmak ya da karşı çıkmak yerine onları kabul edip hak verdiğinde, kadının beşinci temel ihtiyacı da karşılanmış olur. Erkeğin haklı görme tutumu, kadının hissettiklerinin içine sinmesini sağlar. Başka bir deyişle, kadının böyle hissetmeye hakkı olduğunu onaylar. Erkek kadına hak verdiğini belli etmeyi öğrendiğinde, kendisinin de öncelikle ihtiyaç duyduğu onayı elde etmiş olur. Her erkek için için sevdiği kadının kahramanı ya da şövalyesi olmak ister. Bir erkeğin kadının sınavlarından geçmiş olduğunu belirten işaret onun onayıdır. Kadının onaylayan tavırları bir erkeğin iyi olduğunu doğrulayıp, ona her açıdan doyurucu bulduğunu ifade eder. Onaylayan bir davranış biçimi erkeğin davranışlarının gerisindeki iyi gerçekleri tanır ya da araştırır. Erkek ihtiyaç duyduğu onayı gördükten sonra, eşinin duygularına hak vermesi daha kolaylaşır.
Erkekler program bozmayı severler, siz ne kadar kendinize odaklanırsanız karşı taraf o kadar kendi istekleri ve teklifleri ile gelecektir. Bu erkekler için bir değer biçme yolu olarak görülür kendisi için programını iptal eden bir kadını benimseyeceklerdir. Ancak her zaman yapmamak kaydıyla elbette.
Sayfa 160Kitabı okudu
O adanın yüreğime saldığı korkunun tümden kaybolup gideceğini sanmasam da, çoğu zaman uzaklarda bir bulut, bir anı, belli belirsiz bir güvensizlik olarak zihnimin gerilerinde bir yerde bekliyor; ama kimi zaman o küçük bulutun yayılarak gökyüzünü tümüyle karanlığa gömdüğü de oluyor. İşte o zaman çevremdeki insan dostlarıma bakıyorum. Ve korkuya kapılıyorum. Bazıları capcanlı, hayat dolu, bazıları donuk, tehlikeli, bazıları kaypak, içtenliksiz yüzler görüyorum; ama hiçbirinde aklı başına bir insanın o sakin özgüveni yok. Sanki o hayvansılık içlerinde boy atıyormuş, adalılardaki o aslına dönüş çok geçmeden hem de daha büyük ölçüde yeni baştan sahneye çıkacakmış gibi geliyor bana. Bunun bir yanılsama olduğunu, çevremde gördüğüm kadınlar ve erkeklerin gerçek birer kadın ve erkek olduklarını, her zaman da öyle kalacaklarını, içgüdüye yenik düşmeyen, insanca istekleri ve can alıcı kaygıları olan, son derece aklı başında yaratıklar olduklarını, hiçbir hayal ürünü Yasa'nın kölesi olmadıklarını, Hayvan Halkı'ndan tümüyle farklı olduklarını bilmiyor değilim. Ama yine de, onlardan, onların meraklı bakışlarından, durmadan sorup sorgulamaları ve yardım etmeye kalkışmalarından ürküyor, onlardan uzak durmaya, yalnız kalmaya can atıyordum."
Sayfa 161 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Reklam
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
Çok eskiler ve günümüz pek değişen bir şey yok
Evlenen kadın kocasının âmirliğini tanımak istemediği gibi, genç kız da ebeveyninin vesâyetine tahammül edemiyor. Kadınlar artık hür olmak, istedikleri gibi hareket etmek, yaptıkları şeyler için kimseye hesap vermemek arzusu ile doludurlar. Kadınların bu gibi iddia ve istekleri bâzı erkekler tarafından da doğru bulunarak desteklenmektedir.
Hiç tanınmayan bir kadının, salt büyük yeteneklerine ya da erdemlerine dayanarak cesurca saygınlık talep ettiğini duyduğunuz oldu mu? Böyle kadınlar nerede bulunur? - “Tek amaç ve istekleri, gözlenmek, ilgi görmek, onaylanmak'tır."
Sayfa 89 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.