Veronica’nın “çözüm”ü, çağdaş annelik anlayışının doğasında yatan kandırmacanın uç bir örneği. Kadınlar, psikolojik ve eğitsel sorumluluğun ne kadarının kendilerine yüklendiğini sorgulamak yerine, bunu kendi mutlak sorumlulukları haline getiriyorlar. Sorumluluklar çok güç hale geldiğinde, kadınlar ya mümkünse başkalarının emeğini satın alıyorlar ya da başarısızlıklarından pişmanlık duyuyorlar.
Hepimiz toplumsal değişimlerin kadınları etkilediğine ilişkin genel bir şeyler biliriz ama bunların özünde, kadın kuşakları arasındaki gerçek insan ilişkileri vardır.Yeni bir doğrultuyu benimseyen her kuşak, bir öncekine karşı bir konum alır. Pratik düzeyde, bu, kadınların evlilik, çocuklar ve iş hakkında annelerinden farklı kararlar aldıkları anlamına gelir. Duygusal düzeyde ise, kızların annelerinin kendileriyle mutlak bir özdeşleşme kurma ihtimalini yok etmeleri anlamına gelir. Bu durumu son derece acı verici kılan, hiç kuşkusuz kadınların yaygın “kadınlık” fikirlerine karşı aşırı duyarlıklarıdır. Bu yüzden de bir kuşağın yaşadığı ideal yıkıldığında, kendilerine duydukları güven de yıkılır. Bu gerilim ve güvensizlik, haset, kıskançlık ve kırgınlık dolu bir atmosfer yaratır.
Reklam
İster kınayın ister övün, içimizdeki vahşi atı inkar edemeyiz. Taşkın bir halde dörtnala koşmak, yorgun düşüp kumlara uzanmak, dünyanın döndüğünü duyumsamak, insanlık sona ermişçesine taşlar ve otlarla mutlak bir biçimde arkadaşlık etme isteği duymak, bütün erkek ve kadınları boşvermek; bu arzunun bizi sık sık ele geçirdiği gerçeğini yok sayamayız.
Sayfa 188Kitabı okudu
Kadınlar için hem siper, hem sığınaktır mutfak ve her zaman sıcak aile yuvasının içimizi ısıtan sembolü anlamına da gelmez; yaşayan ölüler haline gelmiş kimi kadınların morgudur aynı zamanda..
71.Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar.Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler.Allah'a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet TEVBE SURESİ
"Kurtlar rahatsız edildiklerinde "Ah, hayır! Yine mi?" Demezler. Sıçrar, çullanır, koşar, dalar, tırmalar, ölüyü oynar, boynuna hücum eder, ne gerekiyorsa yaparlar. Öyleyse entropiyle, kötüye gidişle, zor zamanlarla karşılaştığımızda biz de sarsılmamalıyız. Kadınların sevincini tuzağa düşüren sorunların her zaman değişeceğini ve farklı kılıklarda görünebileceğini anlamalıyız; neyse ki, yüreğin zorunlu tüm eylemleri için gereken libido ve mutlak dayanma gücü kendi öz doğalarımızda mevcuttur."
Sayfa 270 - AyrıntıKitabı yarım bıraktı
Reklam
1.000 öğeden 551 ile 560 arasındakiler gösteriliyor.