"(...)Kimi kadın ise, kadınlığına ilişkin güvensizliğini baş­ka bir biçimde ödünlemeye ve erkekleri baştan çıkararak gücünü kanıtlamaya çalışabilir. Bu, çapkın baba modelini benimsemiş ya da annelerinden çok bunalmış kadınlarda daha sık görülür. Böylesi davranışlar erkeklere kar­şı bir zafer kazanma öğesini taşıdığı gibi, ulaşılamamış baba sevgisini arayan bir küçük kız davranışlarını da içerebilir. Erkekleri baştan çıkarma eğilimi, erkeklere yö­nelik bir öfkenin yanısıra, sürekli bir ilişkinin sorumlulu­ğunu üstlenememekten ya da böyle bir ilişki içerisinde zedelenme korkusundan da kaynaklanabilir. Böylesi kadınlar erkek eşcinselliğine karşı büyük bir ilgi geliştirirler. Bu, babalarında baştan çıkarıcı davranışlar görülen kadınlarda daha belirgindir. Hadımlaşmış bir erkeğin varlığının erkeklere yönelik sadizmlerine doyum sağlamasının yanısıra, bir erkeği hadımlaştırma eğilimlerinin gerçekleşmiş olduğunu görmekten ötürü duyulan suçluluk bu tür erkeklere yakınlık göstermelerine neden olur. Bu, aynı zamanda bir özdeşleşmeyi de içerir. Edilgen eşcinsel erkek, cinsel organından vazgeçmiş olmakla, böylesi bir organa sahip olmayan ama sahip olanlara karşı öfke ve imrenme yaşayanların safına katılmıştır.(...)" * Ortak Yaşam İlişkisi
Sayfa 131 - RemziKitabı okudu
104 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Şükrü Erbaş'ın farklı yıllarda kaleme aldığı denemeleri ve birkaç şiirinin bulunduğu bu kitapta; insana, şiire, sevgiye, yalnızlığa,tükenmişliğe ve yazmaya dair o kadar çok şey var ki... Şiirin doğuşundaki o yaşantı, acı, öfke , hüzün, sevgi... derinlerde bekleyip bir süre sonra mutlak bir sessizlikle beraber herflerle varlık bulma sürecine tanıklık ettim adeta. Bu muazzam bir duygu. Erbaş, özellikle de insanın yalnızlığını ele almış denemelerinde. İnsanın özünden kopuşu, yabancılaşması... "Hüzünle Seviniyorum" adlı denemesinde "Ömür Hanım'la Güz Konuşmaları" şiirini şu şekilde anlatıyor: Kendi içimden çıkarıp dünyanın ortasına bıraktığım; kendimi bir başkasıymış gibi kendime anlattığım; yalnızlığımı, yine kendi yalnızlığımla ete kemiğe büründürdüğüm bir varoluş acısıdır. İçimizde kaybolan bütün kadınlara duyulan bir dilsiz aşktır, sevmek ağrısıdır, güzellik duasıdır... "Ömür Hanım'la Güz Konuşmaları" benim için çok özel bir şiir, çok severim, ve her okuyuşumda ayrı bir lezzet alırım. Okuduğum bu denemeden sonra şiirdeki harflerin iç sesini daha çok hissettim daha çok sevdim.. Deneme okumayı çok seviyorum ve bence ilk kez deneme okuyacaklar bu kitapla tanışmalı.
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Çırpınıp İçinde Döndüğüm DünyaŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20214,445 okunma
Reklam
Dostlarımdan sözetmem gerektiğini söylüyorlar. Eğer insan çok yaşlanmamışsa ve dostları bu dünyadan ayrılıp gitmemişlerse bu konuda gerçekçi olunamaz. İnsan boşboğazlık ile sır saklama arasında rastgele bir denge kurmak zorunda kalır. Rahatla, yazdıklarımı okuyabileceksin. Birisi ayrıntılı itiraflarda bulunmuştu. Elbette eski metresine metni
Sayfa 287 - -23-Kitabı okudu
Yaşamının ilk yıllarında itibaren çocuğun fallik gururu perçinlenir. Çocuk büyüdükçe, çokeşlilik ve boşama gibi, ona çeşitli cinsel eşler edinme ve bunları keyfince değiştirme izni veren ayrıcalıklarının farkına varır ve toplumun onun cinsel arzularını doyurmak için düzenlendiği izlenimine kapılır. Genç bir erkek olunca da sistematik olarak düzenlenen, cinsel yoksunluk anlamına gelen, yetişkinliğin katı gerçekliğiyle karşılaşır. Yirmi yaşlarının ortalarına dek, o da talihi varsa, bulamayacağı bir miktar olan başlık parasını ödemedikçe bir kadına sahip olamayacağını anlar. Cinsel gereksinimini karşılamak istiyorsa, kanunu çiğneyip gayrimeşru ilişkiye girmek durumundadır. Daha önce bahsedilmeyen cinsel kısıtlamalardan dolayı öfkelidir. Aslında, kadına özgü sanılan cinsel trajedi, her iki cins için de geçerlidir. Fas edebiyatının ve sahne oyunu kahramanlarının cinsel mutsuzluğu inanılmaz derecelerdedir. Toplumun genç erkeğinin cinsel arzularına dayattığı beklenmedik düş kırıklığının dışa vurulmasına izin verilmez. Fas ekonomisinin yöneticilerine karşı saldırganlık göstermek şiddetle yasaklanmış ve denetim altına alınmıştır. Topluma duyulan öfke, aileye ve karşılanmayan arzu nesnelerine, yani kadınlara yönelir. Cinsel ve siyasi yönden baskılanmış Fas erkeği için aile, düş kırıklığını gidereceği doğal bir tahliye kanalıdır.
Sayfa 201
108 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 8 hours
ÇOK SUSARSAN DELİRİRSİN. KONUŞ O ZAMAN. KONUŞ. KONUŞ...
İnceleme kitabın içinden kesitler içeriyor.!!! "BÜTÜN KADINLARIN KAFASI KARIŞIKTIR. çünkü bir gün bir anda, bazı kızgınlıklarını unuttuğunun farkına varacaksın. artık pek düşünmediğini, çünkü artık bildiğini anlayıp, ellerini bir klarnet taksimi gibi uzatacaksın. hala kafan karışık olacak. ama artık bunu seveceksin.
Bütün Kadınların Kafası Karışıktır
Bütün Kadınların Kafası KarışıktırEce Temelkuran · Everest Yayınları · 20211,580 okunma
96 syf.
·
Not rated
·
Read in 22 hours
Selam️ Hans-Ulrich Treichel “Kaybolan”.. Polonyalı bir aile 2. Dünya Savaşı sırasında Rus ordusundan kaçarken ilk çocukları Arnold’u kaybeder. Kurtulup yeni bir hayat kurduktan sonra, hayattaki tek gayeleri sağ olduğuna inandıkları oğullarını bulmak haline gelir. Prusya terbiyesi ile yetişmiş olan baba, bir yandan kayıp oğulu ararken, öte yandan
Kaybolan
KaybolanHans-Ulrich Treichel · Ayrıntı Yayınları · 201364 okunma
Reklam
36 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.