Duygular boşlukta değerlendiriliyor. Çatışmaların, mücadelelerin, bağımlılık korkusunun, yıkımın, ödüllerin hepsi insanlık durumunun korkunç ve kaçınılmaz sonuçları haline geliyor. Ruhsal yapıya ve toplumsal koşullara duyarlı bir dil kullanmak yerine, sıkıcı didişmeler, hesaplaşmalar ve duygu yatırımlarıyla uğraşıyoruz.