"Ey nutfe iken ahseni takvim olan insan Bil kadrini bil, bil kadrini bil"
Hüznün kadrini bil, inkisarı aziz tut.
Reklam
Kadrini bilen görse hilâl-i ramazanı
Allah’ım Bu Ramazan Kur’an-ı Orucu ve Seni Doğru Anlamaya niyet ettim. ‎بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ Ne Hoş Geldin Sen Ey Şehr-i Ramazan Ondadır feyz-i hidayet ondadır afv ü kerem. Kadrini bil mevsim-i inzal-ı Kur’andır gelen. Yiyiniz, içiniz” emri şehvet için bir tuzaktır, ondan sonra gelen “israf etmeyiniz” emriyse
"Giden gelmez gelen meşkûktür bil kadrini hâlin .Bu devrin mihnet ü zevki bütün efkâra tâbi'dir."
Bir hikâyemiz var hepimizin… Umutla doğan güneşin aydınlattığı bir bahar sabahına uyanmış gibi “mutluluk mavi çocuk” sesiyle mahmurluğumuzu atarken… Kuşların kanat çırpınışları içinde ılık rüzgârın yüzümüzü okşaması gibi merhabalar derken yeni güne… Bir hikâyemiz var hepimizin... Bazen hüzün kokan bazen umutla doğan… Her birimiz kendi
Neylerem Ol Cenneti İçinde Didar Olmasa..
Neylerem ol cenneti içinde didar olmasa Koy anı virane kalsun bağçede yar olmasa Gaflet ehli kaldı hakdan şöyle bil kim bî nasib Kande didarı görür ol bunda bidar olmasa Dünyede aşık olan geydi melamet donunu Her yeten aşık olur mu derd ana kâr olmasa Aşıkın meydanda başı top yerine çalınur Başını meydane koymaz kim ki serdar olmasa Doğruluk dost kapusudur doğru gel gir bu yola Eğri meydanda utanur bunda ikrar olmasa Ey Hatâyî cevheri harc eyleme nadana sen Cevherin kadrini bilmez ger hırîdâr olmasa Şah (İsmail) Hatayi
Reklam
Hem aklın mutluluk peşinde senin, Hem söylerim, söylerim dinlemezsin; Aldığın her nefesin kadrini bil Ot değilsin ki kesildikçe bitesin!...
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
*Muhabbete talip ol. İçinden sökülen her şey, muhabbetsiz kaldığından. Kendini sürüklenir bulduğun o yaşam, muhabbetsiz yaşadığından. Bil kadrini, kıymetini. Bildirenlerle ol. Kendi kadrini kıymetini bilen, O'nun kadrini kıymetini bilecektir. "Anladınsa sen seni, bildinse cân u teni Gayrı ne var ey gönül, câna cânân sendedir." ∙Yağız Gönüler
Allah sana rahmet etsin şunu bil ki: Dinde seni koruyacak olan şey, dinin bittiği noktada durman, dinin sana çizdiği sınırı geçmemendir. Çünkü dinen kemal, dinen bilinen şeyleri bilip tanımak, bilinmeyene dalmamaktır. Binâenaleyh dinde, neyin hakkında geniş bilgi varsa, gönüller hangi nok- tasında durdurulmuşsa, neyin esası Kitap ve Sünnet'te zikredilmişse, miras olarak bu ümmetin elinde ne varsa, korkmadan onu söyle. Rabbin hakkında, kendisini vasfettiği sıfatlarla konuş, bundan utanç duyma, bu vasıflamaları ölçüp biçmeye kalkma. Nefsin neyi tanımamışsa, Rabb'inin Kitab'ında, Peygamberinin hadisinde Rabb'inin sıfatları açısından bulamadığın bir şeyi aklınla bilmeye çalışmadilinle didelemeye kalkma, Rabb'inin o konuda susup bir şey söylemediği gibi, sen de sus ve bir şey söyleme Çünkü kendisi hakkında bir açıklama yapmadığı hususu bilmeye kalkmakla, kendisini vasfettiği sıfatlarını reddetmek aynı şeydir. Allah'a yemin ederim ki, marufu bilen ki maruf kendileri sayesinde bilinir ve münkeri yadırgayan ki onların yadırgamalarıyla münker olduğu anlaşılır müslümanlar bu konuda Allah'ın kendisini Kitab'ında vasfettiği şeyleri ve peygamberlerinden aynısını duyuyorlardı. Ama yine de buna rağmen onlardan hiçbirinin kalbi bu anış ve vasıflamalardan hastalığa tutulmuyor (şüphe etmiyor), onlardan hiçbir mü'min Allah'ın kadrini kendi kendine belirtmeye kalkmıyor, başkalarının O'na taktığı isimlemelere de kapılmıyordu.
Mecmû'u'l Fetava - (16 Cilt Takım)
Mecmû'u'l Fetava - (16 Cilt Takım)
Kendime Söylüyorum
(Hasan Âli Yücel’in, Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’ne taşınırken yazdıkları) Biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? O insan mı? Olamaz. O bir cihandı. Fezalara sığmamalıydı; nasıl bir soğuk mahfazanın içinde durabiliyor? Oraya niçin girdi, nasıl girdi? Biliyor musun? Bilemezsin! Anlayamazsın. Sen bu
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.