"...Eşlerin birbirine benzemesi lazım. Ayakkabı ve mestin çiftlerine bir bak. Bir teki ayağa biraz dar gelse ikisi de bir işe yaramaz..." diyor Hz. Mevlana.
Zeliha ve Berk de işte birbirinden farklı numaralı ayakkabılar gibi uyumsuz ve huzursuzdular.
Aslında eve bir demet çiçek gelene kadar her şey yolunda idi..Gelen çiçek ile Zeliha nın çocukluk travmaları depreşti ve içindeki sese artık dur diyemez oldu.
Zeliha başka, içindeki ses başka şey düşünüyor , hissediyordu.O günden sonra evlerinde huzur kalmadı.Zaten içinde iki zihnin yaşadığı bir ev ,geriye kalanlara nasıl iyi gelebilirdi ki...
Zeliha 'nın içindeki ses aldatıldığına inanmayı seçmiş ve bunu kendi kendine ispatlamayı da kendince başarmıştı.Sonunda suçluya cezasını da kesmişti işte.
Kitap ; aslında bir çift, bir komşu aile ve bir pastacı ile sınırlı kadroya sahip lakin derin bir iç çatışma ile bireyler arası çatışma barındıran pskilojik bir roman.
Bilinçle bilinçaltı arasındaki ince çizgide dans eden; kötünün içinde iyinin ve aslında herkesin içinde bir öteki olduğunu ima eden harika bir kitap.
Ben çok severek okudum.Eğer pskilojik yönü ağır basan, biraz bizden , biraz içimizden bir şeyler okumak isterseniz mutlaka şans verin derim...
O gün biz dört Türk cengaveri, sur kapısını bekleyen yüz Çinli askere saldıracağız. Dile kolay, dörde yüz. Dört kişi, yüz kahramana saldırıp hepsini telef edeceğiz ki surdan içeri girebilelim.
Yeni yeni bu tür filmler çektiğimiz için kahramanlık adına, gururdan yanımıza yaklaşılmıyor. Az şey mi; dört kişi, yüz babayiğidi parçalayacağız. Dört Türkten biri de "ParçalaBehçet."
Sayfa 118 - Kabalcı Yayınevi 1. Baskı 2001Kitabı okudu
Bütün Turancı sanıklar dinlenir. Nihal Atsız, Orhan Saik Gökyay, Osman Yüksel Serdengeçti, Sait Bilgiç, Halûk Karamağralı, Hikmet Tanyu, Zeki Sofuoğlu ve Alparslan Türkeş gibi, 1944 yılında çoğu «Hükümeti devirmek» suçuyla tutuklanan Turancılar, birer birer ifade vererek, Yücel'i suçlarlar.
Sayfa 220 - Tekin Yayınevi 14. Baskı 1993Kitabı okudu
En kötü film kadrosunu Kolpaçino 4 kadrosu olmuş.Ibrahim Tatlıses şiddet faili,yeteneksiz ve parasını kumarda yemesine rağmen eski eşini suçlayan Serdar Ortaç öğ kadroya bak aq.
Reşat Ekrem Koçu tarih öğretmeni. Ünlü eleştirmen Nurullah Ataç bize derse gelmedi ama, en azından koridorda görmüşlüğümüz var. Üstat Mesut Cemil müzik hocamız. Beden eğitimi öğretmeni Sabih Özlü çok sevdiğim bir hocamdı, Demir Özlü'nün babasıydı. Emre Kongar'ın babası İhsan Kongar da felsefe hocamızdı. Çok şeyler öğrendim İhsan hocamdan...
Sinesinden Mozart, Beethoven, Schubert, Brahms, Johann Strauss gibi dahileri çıkaran Viyana; aynı zamanda sanatıyla Alman, Slav, Macar, İspanyol, İtalyan, Fransız gibi pek çok milleti bir arada yaşama kültürü ile birbirine bağlıyordu.
" 1952'den 1976 yılına kadar 275 sayı çıkan "Yeni Ufuklar Dergisi " hümanist sosyalist bir patikayı takip ediyordu. Yazar kadrosunda Halide Edip Adıvar, Çetin Altan, Melih Cevdet Anday, Nurullah Ataç, Halikarnas Balıkçısı, Fakir Baykurt, İlhan Berk, Asım Bezirci, Adnan Binyazar, Muzaffer Buyrukçu, Orhan Burian, Edip Cansever, Sabahattin Eyüboğlu, Sait Faik, Vedat Günyol, Fethi Naci, Muzaffer Erdost, Atilla ilhan, Orhan Kemal, Demir Özlü gibi yazarları barındıran dergi..."
THE END OF
Book Four of
THE STORMLIGHT ARCHIVE
Akıllarda tek bir soru 5. kitaba kadar nasıl nasıl nasıl sabredeceğiz. Bir seneye türkçesi gelse -en iyi ihtimalle- onu okusam. Arada Sissoylunun 2. üçlemesini okusam, hazır gözümü karartmış İngilizceden okumaya başlamışken türkçeye çevrilmemiş hikayeleri okusam, o arada mezuniyetti Dus tu falan