Jurnalin Feryatlarla Dolu
Denize atılan şişe, denize değil, kör kuyuya. Kuyunun sahili yok ve şişedeki kalp ve şişedeki kafa, kıyamete kadar karanlıklarda taaffüne mahkûm.
Sayfa 366Kitabı okudu
“Benerci, Somadeva’nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat’ın “akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken” soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat’ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor : — Girdim ki içeriye, iki eli yanına gelmiş yatıyor otel odasının dört topuzlu karyolasında. Ölü. Omuzlarına kadar çarşafla
Reklam
Kafa ve Şişe
“Garson götürmek istemeyince sululaştı. Çaresiz kalan Barba Mihal şişeyi götürdü. Öteki masadaki saçı başı birbirine karışmış yakışıklı çocuk kalktı. Elinde garsonun götürdüğü şarap şişesi bizim masaya doğru yürüdü. Önüne dikildim. Güldü.”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kafa ve Şişe
“— Dur yahu, dur bakalım, dedim. Bakmak günah mı yavrum? — Bakmaktan bakmaya fark var, amca. — Sen üzülme be delikanlı, bırak ihtiyar adamı. Belki birine benzetmiştir seni. Dönüp adama baktım: Hayret!”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kafa ve Şişe
“Birdenbire benim kulağım hizasından bir bira şişesi uçtu. Frijider vitrininin kalın camında tuz buz oldu. — Ulan pezevenk, diyordu, ne gözümün içine içine bakıyorsun. Baktım benim demin karşıma aldığım kömür gözlü arkadaşımdı.”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kafa ve Şişe
“Ellerini severim, gözünün rengini severim. İçime ondan durmadan yağmur gibi bir şeyler yağar. Hiçbir sözü gücüme gitmez. Hiç büyük laf etmez. Fazla konuşmaz, tükürmez, kaşınmaz, ideal arkadaştır. Kadın mıdır, erkek midir, zengin midir, fakir midir, okumuş yazmış mıdır, cahil midir, ihtiyar mıdır?”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
122 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.