Muhayyer Münacaat
Allahım biraz konuşabilir miyim bağışla Konuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışla Ben de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdum Yarım kalmış bir çay gibi soğuttum kendimi, İçime şeker attın, tatlanmadım yine Seni anlayamadım, tişört yazıları, sokak isimleri, Plaka harfleri, medet umdum tümünden, bir tıkız idrakle tıkandım, Yağmurları
en zararlı maddeden beterdi o gözlerin kafamı kıyak yapardı masum gülüşlerin düşüşlere sokuyordu beni o sözlerin Tribe girdim ulann harbiden neden gittin.............
Reklam
Böylesin dediğini etiketle En zararlı maddeden beterdi o gözlerin kafamı kıyak yapardı masum gülüşlerin düşüşlere sokuyordu beni o sözlerin Tribe girdim ulann harbiden neden gittin
856 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Çok keyifli, hemen hemen her duyguya dokunan bir seyir yaşadığımı belirterek başlayayım yorumuma. Nerede akşam orada sabah diyerek vur patlasın çal oynasın bir hayat yaşayan yarı insan yarı fey Bryce Quinland, yine bir partiden kafası kıyak halde en yakın arkadaşının evine döner. Fakat eve girmeye çalışırken kapının önünde düşer. Yerler kaygandır, ıslaktır ve kan kokmaktadır. Zar zor içeri girmeyi başaran Bryce'ı korkunç bir manzara beklemektedir. En yakın arkadaşının vücut parçaları her yerdedir... Yazarımız bu kez bir çok türü kullanmış kitapta. İnsan, fey, melek, mer, cadı, şekil değiştirenler... ne ararsanız var. Hangi tür, kitapta ne yapıyor anlamaya çalışırken üzerine bir de bu türlerin hiyerarşisi eklenince kitaba adaptasyon epey zorlayıcı oldu. Bahsi geçen şehrin valisi bir melek mesela. He tabii bunun yanına çeviri ve edisyon hataları da eklenince sen bu zorluk 2 katına çık! Başlar tamamen fantastik polisiye havasında, hatta karakterler kanatlı, sivri kulaklı filan olmasa sıradan bir polisiye dozunda ilerliyor. Sonra işin rengi değişiyor tabii. Başlardaki ağır tempo yarıdan sonra ivme kazanıyor ve son 150-200 sayfada tavan yapıyor. Size önerim kitabı ara vererek okumamanız ve son 200 sayfayı kesinlikle bölünmeyeceğinize emin olup öyle okumaya başlamanız olacak. +18 aynı zamanda, şiddet ve cinsellik içeriyor. Her şey iyi güzel hoş ama sevgili DEX Kitap, neden bu yazarın kitaplarında bu kadar özensizsiniz? Kitaptan alacağım keyfi o kadar çok baltaladınız ki çevirisini bırakıp orijinal dilinde devam edip etmemek arasında gidip geldim sürekli! Yapmayın!
Hilal Şehir - Toprak ve Kan Hanesi
Hilal Şehir - Toprak ve Kan HanesiSarah J. Maas · Dex Kitap · 2021824 okunma
Marifetullah...
-Kur'an, hadîs, icma-ı ümmet, kıyas; herbiri üste doğru varoluşan tarzda-amelî (pratik) bilmenin ve nazarî olanı zaruriyata çıkarmanın, zâhir ve bâtın, iç ve dış, ölçü ve ölçülendirmeleri. İçyüzü ile toplu ve dış yüzüyle "insan ve toplum meseleleri" genişliğince geniş bu mânâ çerçevesinde, oluşumu boyunca kendi kavram ve diliyle oluşan tefekkür ve ilimler. Bahsi, "imân ve usûl" meselesi içinde takip ederek, kafası kütük ve kalbi sağır "kaynaktan yapmalıyız" tekerlemecilerinin hâli bakımından da gösterelim: Peygamber'in Peygamberliğini Allah tarafından biliriz. Her ne kadar Peygamber Allah'a çağırsa da, hiç kimse, Allah gönlüne tasdik ve Peygamber olduğu bilgisini koymadan, Peygamber'in hak ve doğru söylediğini bilemez. Bunun için Allah, "Sen şübhesiz ki sevdiğini doğru yola ulaştıramazsın, fakat Allah, dilediğini doğru yola eriştirir" buyurmaktadır. Eğer Allah'ı bilmek, Peygamber vasıtasıyla olsaydı, insanlara MARİFETULLAH nimetini ihsan etmek, Allah'tan değil, peygamberlerden olurdu. Halbuki, Rabbini bilme nimetini Peygamber'e ihsan edende Allah'tır. Peygamber'i insanlara tanıtarak tasdik ettirmesi, Allah'ın insanlar için bir nimeti ve lütfudur. "Kul, bildiği hayrı ancak Allah tarafından bilir!" dememiz gerekir... İmam-ı Azam'ın belirttiği mesele, imânın marifetullah'ın ne olduğunu gösterdiği gibi, Peygamber'in tasdikinin de -tasdik ne?- ne demek olduğunu gösteriyor. Peygamber'e kendini bildiren Allah, Peygamber'e peygamberliğini bildiren Allah; kullara kendini ve Peygamber'ini bildiren Allah. Bilmek; marifetullah ve nasibi kadar...
Sayfa 135Kitabı okudu
Marksizm’den bu yana Avrupalı kafası tek felsefe mektebi kurabilmiştir: Egzistansiyalizm. Egzistansiyalizm’in edebiyat çevrelerinde en tanınmış temsilcisi: Albert Camus. Camus'un temel düşüncesi Sizif miti (1943) ile İsyan (1951)dadır. Hayatın içinde gelişen bir düşünce karşısındayız. Kendi de söylüyor : “Düşünce, bir ömrün tecrübesiyle
Reklam
190 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.