Epigenetiğin söylediğine göre biz insanlarda sadece 23.000 adet gen varmış. Bu genter açılıp kapanabiliyormuş. Bizler dünyaya gelirken ailemizden bize geçen genler işimize yarıyormuş.
Sonrasında ailemizde olan bir hastalık bizde de olacak diye bir şey asla yokmuş. Çünkü bizler düşüncelerimiz, onlara eşlik eden duygularımız ve vücudumuzda meydana gelen tepkiler sayesinde hastalık genlerimizi açık tutuyor ya da onları kapatıp bağışıklık genlerimizi açıyormuşuz. Bazı insanların hastalıkları daha kolay atlatıp bazılarının atlatamamasının sebebi tamamen buymuş. Dünyada sadece %5 insanda genetik hastalık olduğunu, bunun dışında her şeyin kontrol altına alınabileceğini savunuyor bu bilim dalı. Sadece bir saat boyunca gülmekle bile 23 adet bağışıklık genini açabiliyormuşuz.
Siz, bu topraklarda yaşayan sevgili kadınlar. Çocuklarınıza sevgi verin ama lütfen onları büyütürken "senin o bakışına kurban olurum, seni sevmeyen ölsün, sana kurban olsunlar, senin için bu dünyayı yakarım" gibi cümlelerle sevgide şiddeti
ve ölümü normalleştirmeyin.
Bu topraklarda yaşayan sevgili erkekler.. Sizlere ailenizden birisi gibi; anneniz, babanız, kız kardeşiniz gibi sarılıyorum. Lütfen sevdiğiniz kadının toprağın altına girinceye kadar sizin olacağına dair koşullandırılarak büyüyen bir yetişkin bile olsanız, gerçek sevginin ölmekten, öldürmekten geçmediğini, aşkın bitebileceğini, sevginin biçim değiştirebileceğini, karşınızdaki insanın günün birinde gidebileceğini anlayın.
Sessizliğini bozmayan diğer arkadaş âşık olduktan
sonra artık başka biri oluyorsun diye geçiriyor aklından. Yaralanmak gibi bu. Düşmek gibi. Bir kere düştün mü, canın acıdı mı başka biri olursun. Aşk da böyle olmalıydı.
Uyku beyin için uyunur. Teknik olarak beyin dışında
bedenimizin uykuya ihtiyaç duyan hiçbir yanı yoktur. Yorulursanız uzanırsınız bedeniniz dinlenir
ama uyumazsanız beyniniz asla dinlenmez.