"Başladım sana şiir yazmaya,
yıllar oldu, anladım kafiye falan hikaye, hiçbir şiir seni getirmeyecek.
Ama bütün şiirler sana gelecek, her satır ve her sayfada."
Küçükken belliymiş benim adamlığım,
fişleri toplar, eve getirirmişim.
okumayı sökünce de kesip kesip,
İlk yeminimi seni sevmeye etmişim..
Küçükken belliymiş benim adamlığım..
geceleri seni düşünmekten ezberleyemediğim duaları,
sabah beni okula götüren babamın eline uzanmış yolda ezberlerdim.
öğlen de yarım gün oruç tutar akranlarımın çorbasını
Halk şarkılarını, kendi millet adıyla adlandıran tek millet olan Türk milleti de kadim zamanlardan beri her şeyini, sözleri ve ezgileriyle türkülere yansıtmıştır. Türkülerde metin teşkil eden maniler ve koşmalar, Orta Asya çağlarından beri bu milletin en güçlü şiir ırmaklarından biridir ve hala çağıldar. Dağ başındaki bir insan, hiç ölçü, vezin, kafiye, imgeleme gibi hususlarda tek satır bile okumadan harikalar yaratan bir milletin estetik ve duygu sosyal zemini gerçekten övünülmeye değer.
Namık Açıkgöz
""bilig bildi boldı eren belgülüg
biligsiz tirigle ölüg körgülüg
biliglig er ölse adı ölmez ol
biligsiz tirig erken adı ölüg”
Bu dörtlüğü, biraz fasıla ile yine Uygur ve Arap harfleriyle yazılmış,
Kutadgu Bilig’den rastgele seçilen iki beyit takip etmektedir. Akabinde ise
geniş satır aralıklarıyla ve yalnız Arap harfleriyle yazılmış bir dörtlük bulunur. Onun ardından da a a ba ca kafiye şemasına sahip üç Türkçe beyit
kaydedilmiş.