Emre Timur'un bir kitabından daha az yara almış, müphem hafıza kayıplarının üzerinden 24 saat geçmemişti ki kendimi yazarken buldum.
Zamanın akan ırmağı içinde hepimiz Kafka'nın dönüştüğü, palyaçonun listesini yaktığı yerdeyiz. Buda'nın sezdiği, Nietzshce'nin ağladığı, Yunus Emre'nin aradığı, Mevlana'nın "Ne olursan ol yine gel dediği",
mızgin ve frok için
ah! Tamara (bitmemiş bir şiirin ipuçları) yaşam ve ölüm
iki hasım şimdi
iki şüpheli şahıs
her an birisindir
her an ikisi
Samanyolu uzanmış sere serpe
hasat bitmiş
Korkuna yenildiğinde kalbin hapishanen olur çünkü hayatı kendi içinde yaşamaya mahkum etmiştir seni .... sayfa 27 :)
...
Aklın teröründen deliliğe
İnsanların kötülüğünden şiire sığınırım .... sayfa 24 :)
Soğuk bir yazı olacak, daha ilk cümleden belirtmek isterim. Kitabı okuduktan sonra sıcağı sıcağına yazsaydım, çok daha soğuk bir yazı olabilirdi, olacaktı da. Lâkin birtakım cenaze durumları ve lokanta işlerinden bir türlü fırsat bulamadım. Fırsat bulduğum ilk gün yani bugün, fakültemin açıldığı bugün yazmak istedim.
Kitabı daha önce görmüştüm