1. Gökyüzü Mavi Kaldı / YAŞAR KEMAL & SABAHATTİN EYUBOĞLU
2. Yöneticiliğin Kuralları / RICHARD TEMPLAR
3. Şeffaflık Toplumu / BYUNG CHUL HAN
4. Gen Bencildir / RICHARD DAWKINS
5. Zaman Yönetimi / MELISSA RAFFONI
6. Virata Ya da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri / STEFAN ZWEIG
7. Bir Çöküşün Öyküsü / STEFAN ZWEIG
8. Korku / STEFAN ZWEIG
9. Lyon’da
Kendinden başka kimseye anlatmak zorunda değilsin artık neyi niye yaptığını. Dünyanın en iyi foxrot dansçısı mı olacaksın? Ol. Kimse bakmıyor nasılsa. Gidip palyaço okuluna mı yazılacaksın? Yazıl. Kimse izlemiyor nasılsa. Dünyanın en iyi romanını mı yazacaksın? Yaz. Kimse okumuyor nasılsa. Tuzdan heykeller mi yapacaksın? Yap. Gürültü sel olmuş her şeyi eritiyor nasılsa. Çok iyi, en iyi insan mı olacaksın? Ol. Sen göstermek için çılgınca çaba harcamadıkça kimse ilgilenmiyor nasılsa. Görünmez adamların , görünmez kadınların gücüne sahibiz hepimiz. Harika!
Arkadaşlar , kendini cezalandırdığın kırbacı bazen elinden alıp sonra da oturup yaralara beraber bakıp gülmek için değil midir?
Kimse kimseyi iyileştirmez, sadece beraber gülmek diye bir şifa vardır.
Doğum ile ölüm arasında omuzlarımıza yüklenen en ağır yüktür toplum baskısı. Genelin bilerek ya da bilmeyerek kabul ettiği prensip, fikir, inanç, davranış gibi ortalama tabuları azınlıkların da kabul etmesi beklenilmekte, tek tipleştirmeye çalıştırılmakta, aksi durumda ise gerek psikolojik gerekse şiddete varacak eylemlerle zoraki bir kabulleniş diretilmektedir. Bu insanoğlunun tamamının içinde bulunduğu, yaşarken farkına varamadığı ama içsel bir şekilde rahatsız olduğu bir sorundur. Bundan tamamıyla kurtulmamız mümkün değil ama en azından "elâlem ne der?" sorusunu kendine sormayarak, sordurtmayarak bir yerden başlayabilirsin.