Jean Paul Sartre ile Simone De Beauvoir ile 20.yy'a doğru yolculuk yapmaya hazır mısınız? 20.yy'daki Fransa'daki yeni akımların gelişmesini sağlayan iki kişinin hayatlarını ufaktan ziyaret edelim.
Varoluşçuluk akımının temsilcisi Jean-Paul Sartre ile başlıyoruz yolculuğumuza. İlk başta varoluşçuluk akımını kısaca anlatmam gerektiğini
Bak! Kenya'da görünümüyle ve hikâyesiyle büyüleyici bir çiçek var. Mercan renginde, sümbüle benzer. Ona yaklaştığında, dokunmak için uzandığında onun aslında çiçek olmadığını, kuşlardan kamufle olmak için yüzlerce böceğin oluşturduğu harika bir tasarım olduğunu fark edersin. Onlar bütün yaşamlarını öyle geçirirler. Bizler, bütün bu sosyal baskının altında tek tipleşmemek için çaba sarf eden böcekler, birleştiğimizde bu farklılıkların doğurduğu fevkalâde sonuçlarız.
Yıllarca aynı hatta kanat çırpan bu yaşlı martı artık son seferlerini yapıyor, ilk defa Boğaz’ın ortasında bir simit parçasına değil manzaraya bakıyordu
Ben yürümeye başlayınca denizlerin üstünde
Karalarda koşanlar durup bana baktılar.
Ben de gittim
Sığınacağım adaları birer birer batırdım.
Özdemir Asaf
“Kandırıldım” diyor biri durmadan. Sesi çok tanıdık , çok derinden , çok da yakından geliyor bu defa. “Herkes beni kandırdı. En çok da ben, kendimi ..”