Çocukken Saint-Exupéry'nin Küçük Prens'i, Şeker Portakalı'nın Zeze'si, Pal Sokağı Çocukları'nın Nemecek'i, biraz yıllar geçince Tutunamayanlar'ın Selim Işık'ı, Kürk Mantolu Madonna'nın Raif'i, Anayurt Oteli'nin Zebercet'i, Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ı, Tanpınar'ın Hayri İrdal'ı, Suç ve Ceza'nın Raskolnikov'u, Milena'nın Kafka'sı, Kafka'nın Gregor Samsa'sı, Fante'nin Arturo Bandini'si, Bukowski'nin Henry Chianski'si, Goncharov'un Oblomov'u, Camus'nun Meursault'u, Turgenyev'in Bazarov'u, Palahniuk'un Tyler Durden'ı, Monte Kristo Kontu'nun Edmond Dantes'i sanıyordum kendimi...
İnsan bir çukurdaydı ve bu çukur tek kişilikti. İçindeki sahne de seyir yeri de boşaldığında "insan kalıntılarıyla hayal kurma saati" başlıyordu.
Reklam
Yeryüzü tanrıyı oynamaktan hoşlanan insanlarla dolu.
Cebimdeki biletle geçmişe yolculuk ediyorum.
Bir başkası olmanın hafifleten duygusuna evimizdeki mutfaktan gelen güzel bir kokuya yönelir gibi yönelmiş ve teslim olmuşuzdur.
Kahveye şeker ya da süt eklemedim. ( Bunu yaptığımı söylerken övünmüyorum, sert kahve içen sert kahve masalına da inanmam.)
Reklam
132 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.