135 syf.
10/10 puan verdi
Ermeni Taşra Edebiyatının bir temsilcisi Hamasdeğ
"Asıl adı Hampartsum Gelenyan'dır. Edebi mahlas olarak kullandığı Hamasdeğ ise kendi adı ile erkek kardeşleri Asdur ve Eğya'nın adlarının başlangıçtaki harflerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu mahlas anlamsız bir sözcük olmayıp. Ermenice'de takımyıldız anlamına gelen hamasdeğutyun sözcüğünü çağrıştırır. Hamasdeğ.
Güvercinim Harput'ta Kaldı
Güvercinim Harput'ta KaldıHamasdeğ · Aras Yayınları · 201129 okunma
Yalan değilmiş eskiden her şeyin daha güzel olduğu; bir nostalji sayıklaması değilmiş. İşte gözlerimle görüyordum. Sokaklar eğri büğrü olsa da kagir evlerin hepsi bahçe içinde tek ya da iki katlı, kiremit damlı. Bütün şehir gibi burada da yüksek duvarların arkasından sokağa sarkmış portakal ve turunç ağaçları, nar dalları var, aralık kalmış kapılardan çekincesiz göz attığımda taşlığın iki yanına sıralanmış gülhatmiler, sarmaşık gülleri, büyük ve keskin kokulu karanfiller, duvar diplerinde mor, kırmızı, pembe, beyaz sardunyalar. Hepsinin güzelliğine işte ben tanığım.
Sayfa 37
Reklam
Bu cümleler hüzünlü :/
Evlerle de tanışıklığım var. Ben geçerken, her biri önüme atılıp bütün pencereleriyle bana bakar gibidir. “Merhaba, nasılsınız?.. Ben de iyiyim. Bana mayısta bir kat ekleyecekler!” Yahut: “Sağlığınız nasıl?.. Ben yarın onarıma giriyorum…” gibilerden konuşmalarını duyar gibi oluyorum. Aralarında daha çok sevdiğim, candan dostlar vardır. Bunlardan biri, bu yaz bir mimarın bakımı altına girecekmiş. Her gün yoklayacağım. Tanrı korusun, bakıma alalım derken büsbütün yeryüzünden etmesinler. Açık pembe bir evciğin başına gelen hiç aklımdan çıkmaz. Pek sevimli küçücük bir kagir yapıydı. Bana öyle güleryüzle, biçimsiz, hantal komşularına öyle gururla bakardı ki, önünden geçerken içim hazla dolardı. Geçen hafta o sokaktan geçerken dostuma bir bakayım dedim; kulağıma bir feryat çarptı: “Beni sarıya boyuyorlar; şu halime bak!..” Vicdansızlar! Barbarlar!.. Öyle kıyasıya boyamışlar ki, fırça değmedik ne sütun, ne saçak kalmıştı. Zavallı dostumu, sapsarı bir kanaryaya döndürmüşlerdi. Üzüntüsünden az kalsın ben de sarılık oluyordum.
Sayfa 6
İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar. İrili ufaklı, birbirinden farklı, Ahşap evler, kâgir evler yaptılar. Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, Evlerin içi devir devir değişti Evlerin dışı pencere, duvar. Behçet Necatigil
"Şehre bakıyorduk denizden: Nevzat, Demir, bir de ben. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir
Sayfa 619Kitabı okudu
İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar. İrili ufaklı, birbirinden farklı, Ahşap evler, kâgir evler yaptılar. Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, Evlerin içi devir devir değişti Evlerin dışı pencere, duvar.
Reklam
367 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.