Kendisine söylenenleri son derecede rahat bir dinleyiş tarzı vardı. Bununla beraber araya garip bir mesafe koymasını da biliyordu. Bu mesafe, yalniz yaptığı işlerden veya mevkiinden gelmiyordu, Mustafa Kemal’liğinden geliyordu. Atatürk her şart içinde kendisini empoze edenlerdendi. Bakışında, jestlerinde, ellerinin hareketinde,kımıldanışlarında ve yùzünün çizgilerinde bütün bir dinamizm vardi. Bu dinamizm etrafini bir cesit sessiz sarsıntı ile dolduruyordu. Öyle ki birkaç dakikalık bir konusmadan sonra bu mütevazi ve rahat adamin, bu öğreticinin anında bir uçtan öbür uca geçebilecegini, meselâ en rahat ve kah-kahal bir sohbeti keserek en çetin bir karar verebilecegini ve deha gücü bu karari verdikten sonra yine aynı noktaya dönebilecegini düsünebilirsiniz. En iyisi istim üzerinde bir harp gemisi gibi çevik, harekete hazir bir dinamizm diyelim
Bu sene içinde okuduğum en iyi kitaplardan biri. Hatta son 5 sene içinde okuduğum en iyi kitaplardan biri. Belki de hayatım boyunca okuduğum en iyi kitaplardan biri. Bu öyle bir kitap ki sadece okuyunca size bir şey katmakla kalmıyor, sizi araştırmaya da yönlendiriyor. Kitapta baş kahraman Simonini ve birkaç kişi haricinde gerisinin tamamı gerçek.
Kendisine söylenenleri son derecede rahat bir dinleyiş tarzı vardı. Bununla beraber araya garip bir mesafe koymasını da biliyordu. Bu mesafe, yalniz yaptığı işlerden veya mevkiinden gelmiyordu, Mustafa Kemal’liğinden geliyordu. Atatürk her şart içinde kendisini empoze edenlerdendi. Bakışında, jestlerinde, ellerinin hareketinde,kımıldanışlarında ve yùzünün çizgilerinde bütün bir dinamizm vardi. Bu dinamizm etrafini bir cesit sessiz sarsıntı ile dolduruyordu. Öyle ki birkaç dakikalık bir konusmadan sonra bu mütevazi ve rahat adamin, bu öğreticinin anında bir uçtan öbür uca geçebilecegini, meselâ en rahat ve kah-kahal bir sohbeti keserek en çetin bir karar verebilecegini ve deha gücü bu karari verdikten sonra yine aynı noktaya dönebilecegini düsünebilirsiniz. En iyisi istim üzerinde bir harp gemisi gibi çevik, harekete hazir bir dinamizm diyelim
Fakat bugün belki "Muhaceret Komitesi" diyebileceğimiz daha yüksek bir Yahudi idâre uzvu muhakkak ki, vardır. Bu yüksek Yahudi Kahal'ının tarihte değişik isimler altında her zaman mevcud olduğuna dair yazılı deliller vardır. Meselâ Istanbul'da "Sanhedrin " adı altında kurulmuştu ve Yahudiliğin başında "Büyük satrap" bulunuyordu. Daha sonra çeşitli hareketler görüldü; Fransız Masonları ve Birinci Dünya Harbi'nin büyük kuvvetlerinin kumandanları arasında bunlara rastlandı.
Protokoller ile alakalı bir sual daha kalmaktadır ki; o da şudur: Bir Dünya programı için açık veya gizli bir Yahudi teşkilâtı kurulmuş mudur?
Tevrat'ın, Talmud'un, ve hattâ belki de Protokoller'in vaazlarına göre, Dünya Yahudileri'ni idâre edecek bir gizli "Yahudi Hükümeti "kurulmuş mudur?
Hiç şüphe yoktur ki; Yahudi cemaati dâhilinde, daha İsa'nın doğumundan önce "Kahal" veya "Cahilla" diye bilinen bir teşkilât, ruhanî Yahudi Devleti'nin siyasî uzvu olarak vâzife görüyordu. O halde Yahudi Milleti'nin bu teşkilâttan hâlâ bir şeyler muhafaza ettiğini kabul edebiliriz.
#spoiler icerebilir#
"Prag mezarlığını okumak isteyen kitaba otopsi yapmayı göze almalıdır " çünkü kitabı çizersiniz , sayfa kenarlarına notlar alırsınız eğer hunharca kitabın kalbini -cigerini sökemezseniz bu kitabı okuyamazsiniz :)
Prag mezarlığında çok nefret edeceğiniz bir baş karakter var... kişiliği ikiye bölünmüş bir nevi