Başlangıçta kitabı sadece okuyordum ama sonradan bir de baktım sanki ben de maceranın içerisindeyim ve bu "Uçuk Kaçık" aileyi gizlice izliyorum. Kimi yerlerde durumun absürtlüğüne gülerken kimi yerlerde kendimi kahramanlara tavsiyeler verirken bulduğum bile oldu. Beni içine çeken: kahramanları ile birlikte üzüldüğüm, duygusallaştığım, güldüğüm hatta kahkaha krizlerine girdiğim bir kitaptı. Kitabı yazan Salih Uyan'a ve basan yayınevi Carpe Diem'e çok teşekkür ederim
Bu arada kitabın imzalı olmasına ve içeriğine bayıldım Hep böyle devam etsin lütfen
12/10
7'den 70'e herkese tavsiye
Her şey Bahtiyar Dede'nin Yunanlı bir işçiye çiğköfte ikram etmesi ile başlıyor. En ufak şeyde girişimci ruhu uyanan, kafasında türlü planlar kuran Mesut Bey de Yunanlı adamın çiğköfteyi çok sevdiğini öğrenince Atina'da bir çiğköfteci açmaya karar verir. İnternette girişimci arar, bulur, anlaşırlar ve ilk partiyi yollarlar. Derken olanlar olur...
Mesut bey çiğköftenin içinde yurtdışına gizlice tarihi eser kaçırmaktan hapse atılır. Bu olayı tek başlarına çözmeye kalkışan Emir, dayısı Reha ve Bahtiyar Dede'nin başına gelenler dudak uçuklatacak, emin olun.
Peki siz okudunuz mu? Okuyanları yorumlara bekliyorum, okumayanlara ise hemen bu seriyi almayı tavsiye ediyorum
Yayınevi : carpediemkitap
Yazar : Salih Uyan
Instagram hesabım : @/kitapseverin_gunlugu2020
Instagram'da etiketim : #/kitapseverin_gunlugu2020