Ne diyor Firdevs Hanım o Umutsuz Aşk romanında:
"Saadet sadelikle mümkündür. Yazıp da sadeliği bozmayacağım. Yaşadıklarım benim için önemsiz olduğundan değil, o insanları kendime saklamak için. Kahraman olamayacaklar yazık. Ben başka şeyler yazacağım.
Albert Camus'un "Yabancı" adlı romanı yüzeysel olarak bir insanın başından geçen bir olayı ele alır. Ancak roman karakteri Meursault incelendiğinde hayatın gerçekleri karşısındaki çaresizliği ve hayatı anlamlandıramayışından kaynaklı olan bir kimlik problemi dikkat çeker. Toplumdaki yerini bulamayan kahraman kendi içerisinde ciddi bir "yabancılaşma" sorunu yaşar ve varoluşunu sorgulamaya başlamaktadır. Sosyal alanda kendine uygun bir profil bulamayan kahraman birtakım buhranlarla başından geçenleri bize aktarmıştır.
Ve bir gün aramak değil, vazgeçmek çıkarır karşınıza aradığınızı.
Kaderin garip bir cilvesidir bu.
Bazen iki insan vazgeçtiğinde bulur aradığı her şeyi.♡
Çatışmalar bitip,ortalık durulunca Rus Kurmay Başkanı keşfe çıkar.Bakın adam gördüklerini nasıl yazar:
"İlk sırada diz çökmüş beş kahraman .Omuz çukurlarına yasladıkları mavzerlerle nişan almışlar. Ama tetiğe asılamamışlar .Yakaları kaskatı ,tahta gibi .Hele bıyıkları, sakalları.Her biri birer fütuhat oku gibi.Ya o gözler?...Şu dayanılmaz tipinin bile örtüp kapatamadığı güzel gözler!... Apaçık !...İnanın apaçık!... Ki hiçbir heykeltıraş benzerini yapmayı başaramaz.
Sonra debelenip sırtındaki sandıkları atmaya tenezzül etmemiş iki katır. Yanında başları semaya dönük,altı masal güzeli Mehmed...Cephaneyi bir avuçlamışlar ki ,biz hayatı ancak böyle avuçlayıvermişizdir. Böylesine kaskatı kalmışlar..."
Ve Sağ Başla Binbaşı Mustafa Nihat.
"Yarabbi, bu nasıl bir ayakta duruştur ki,sanki huzurunda diz çökmüş sana yalvarıyor. endamı ,düşmanı dize getiren bir tekbir velvelesi gibi.Bütün gece yağan kar fişeklerinin yuvalarını bile kapatamamış.
Sol eli boynundaki dürbünü kavramış, sağ eli belli ki, semaya uzanıp rahmet dilerken taşlaşmış.Sanki kale sancağı...Hayrettir ,duruşu inançlı, bakşı erkekçe.O gür ,kömür karası saçları beyaza bulanmış..."
Sevgili kadınlar, bir erkeği mutlu etmek istiyorsanız yapacağınız şey çok basit. Ona açabileceği bir kavanoz verin.
Ne demek istediğimizi biraz daha açalım. Mesela evde büyük bir kavga oldu diyelim. Bu durumda büyük bir ihtimal erkek küsmüş bir şekilde odasına gidecektir. Kavga konusunda haklı da olabilirsiniz haksız da. Aslında bunun çok da