Son zamanlarda fark ettim ki, ‘’başkasının tecrübesi’’ denen şey o kadar da matah bir şey değil. Adı üstünde, onun tecrübesi.
Onun hikayesinin akışında, onun kahramanlarının karakterleriyle oluşmuş.
Benimse, hikayem de kahramanlarım da başka.
Benim hikayem de ben varım.
Ben zaten başlı başına bir ‘’kendimden başka kimseye benzemez’’im. E sen de öylesin. Peki o halde, seninle neden hikaye cümleleri değiş tokuşu yapalım değil mi?