Kendini mi assa kahve mi alsa!
Öğle vakti yaklaşıyordu. Birkaç seçeneği vardı. Her şeyi bırakıp başka şehre kaçmak, becerebilirse - başka bir ülkeye. Tuvalette kendini asmak. Tüm parasını toplayıp beş karton sigara ve o kadar şişe de rakı aldıktan sonra odasına kapanıp geberip gitmeyi beklemek. Aşağı inip sandviç ve duble kahve almak On beş dakika sonra sonuncu seçenekten başlamaya karar verdi.
Sayfa 33 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Puromu yaktım - iki kibrit harcadım - Akşam gazetelerinde pek bir şey yoktu Haydarpaşa'ya kadar bulmaca çözdüm İskelede saçları çok iyi taranmış bir kız bana baktı Bakışından tedirgin oldum Giyimsizdi, boyasızdı, bakımsızdı Vapurla Karaköy'e geçtim Tokatlı'ya uğradım Köprüden aldığım Fransız dergilerini karıştırdım Kirazla bir kadeh
Reklam
GECE YARISI YOLCULARI | 17
GÖKHAN VE CEREN Çok kaybı vardı Gökhanın. Duygunun yüzüne vurduklarını unutamazdı. Bir değil, bin günah işlemişti ve binlerce kez özür dilese de, bu sefer gerçekten kaybetmişti. Utanıyordu ve içindeki yaz, kışa dönüyordu. İlk defa böyle üşüyordu ve kat kat giyinse de hiçbir şey değişmeyecekti. Bu sefer harbiden kaybetmişti. Sadece Duygu değil,
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Masa kültürünün üç ayrılmaz parçası vardı. Kahve, sigara, rakı. Çay aramazdı. Kahve tiryakisiydi. Günde 30 civarında Türk kahvesi tüketirdi. Çalışırken peşpeşe isterdi. Köpüklü severdi. Sade içerdi. Savaş yıllarında şeker çok kıymetliydi, karaborsada bile bulmak çok zordu. Ömrü savaşlarda geçen jenerasyonun tamamı gibi, Mustafa Kemal de mecburen şekersiz içmeye alışmıştı. Yurtiçi seyahatlerine eşlik eden kütüphanecisi Nuri ve garsonu İbrahim, ne olur ne olmaz belki gittiğimiz yerde bulunmaz diye düşünerek, yanlarında mutlaka çiğ kahve, çekilmiş toz kahve, cezve taşırlardı. Son kahvesini 7 Eylül 1938 sabahı içti.
Sayfa 429Kitabı okudu
Öğle vakti yaklaşıyordu. Birkaç seçeneği vardı. Her şeyi bırakıp başka bir şehre kaçmak, becerebilirse-başka bir ülkeye. Tuvalette kendini asmak. Tüm parasını toplayıp beş karton sigara ve o kadar şişe de rakı aldıktan sonra odasına kapanıp geberip gitmeyi beklemek. Aşağıya inip sandviç ve duble kahve almak. On beş dakika sonra sonuncu seçenekten başlamaya karar verdi.
Reklam
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.