Merve Damla Mungan 8k

402 syf.
8/10 puan verdi
Kendi halinde bir adam işinden evine dönerken asla beklemediği bir şeyle karşılaşır. Aynı apartmanda oturan bir kız kendini asarak intihar etmiştir. Gördüğü şey onu çok derinden etkiler. Boş ve anlamsız geçen hayatına bir anlam bulduğunu düşünerek kızın neden kendini astığını bulmaya çalışır. Adam eve gizli gizli girerek kıza dair ne varsa toplamaya başlar. Yazdığı yazılara ulaşır sonunda. Ve yazdığı yazılarda anlattığı yerlerden kendisi de geçmek üzere bir yolculuğa çıkar. Hayatına bulduğu amaç ve anlam budur artık.. Bu kızın gülüşünün olduğu bir fotoğraf bulmak ve kızın adını öğrenmek. Çünkü hiçbir yerde adı yazmaz ve kimliği de yoktur kızın. Yazılarda yazan her yere tek tek gitmeye başlar. Kaldığı yerlerde kalır, konuştuğu kişilerle konuşur. Ama bir şey bulamaz uzunca bir süre.. Gittiği son yerlerden birinde kıza ait bir fotoğraf bulur hem de kız burda çok güzel gülümsüyordur. İşte hayatımın anlamı der bunu görünce.. • Bu ne normal bir intihar ne de buna şahit olan adam sıradan ve normal bir adam.. Kız kişilik bölünmesine sahip adam ise ondan çokta farklı değil.. Bunu ve daha fazlasını ancak kitabı tamamen okuduğunda anlayacaksın.. Bu kız aslında tek başına değil ve onunla birlikte üç kişi daha var.. Her sayfasını heyecanla okudum eserin, merakla çevirdim sayfaları ve sonunda o kadar şaşırdım ki.. Okumalısınız ben sevdim eseri, keyifli okumalar
Bir Kalan Olmalı
Bir Kalan OlmalıDersim Özel · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2023127 okunma
Reklam
164 syf.
9/10 puan verdi
Hayatın unsuru insanlar.. Öyle çeşitli öyle birbirinden başka ki. Aşkı yaşama şekilleri, para kazanma şekilleri, öğrencilikleri, cinsel eğilimleri.. Herkes birbirinden çok başka.. Belki de bunun nedeni hayatın insanların karşılarına çıkma şeklinin çeşitliliğindendir.. Kimisine oldukça cömert davranan hayat kimisine hiç tanımadığı insanın taziyesinde karın doyurtabiliyor. Bildiğim ve anladığım tek şey ilerleyen ve gelişen her şeyin insana iyi gelmediği. Sınırları, saygıyı ve mahremiyeti bir bir yıkan sevgili teknoloji hayatın kime ne kadar cömert davrandığının en acı şekilde yüzümüze vurulduğu, bizi en çok içine çeken alan. Kim ne sever , kim ne yer, kim nerelere gider ? Bunların hepsi kendimizden çok ilgilendiğimiz alanlar artık. Tüm bunların arasında bize hayatın asıl gerçeklerini gösteren şeylere ihtiyacımız var. Şehirlerin, insanların gerçek, doğal ve olağan yüzleri diyebiliriz bunlara. . Hayatın aslında olduğu şekliyle karşımıza çıktığı birbirinden güzel insan öyküleri. Doğal, içten ve samimi yaşanmışlıklar her biri. Yazarın bizi hayatın gerçeklerinin peşinden götürdüğü cesur bir kitap diyelim hatta. Ben hepsini ayrı ayrı sevdim. Okumalısınız, çok seveceksiniz. Keyifli okumalar
Hepyek
HepyekSeray Şahiner · Everest Yayınları · 2019517 okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
Bize göre çok basit ve önemsiz gibi görünen bir hayvan sizce neler hissediyordur aslında ? Hiç düşünmeden ağır yükler taşıttığımız, bir canlı olduğunu düşünmeyip makina gibi davrandığımız, duygusuzca azarladığımız, susadığında ya da üşüdüğünde bunu önemsemediğimiz hatta neye ihtiyaç duyduğunun farkında bile olmadığımız herhangi bir hayvan.. Aslında ne kadar basit geliyor. Adı üzerinde o bir hayvan duyguları bile yok diye düşünüp canımızın istediği gibi davranıyoruz. Oysa onlar bize bazı şeyleri konuşarak anlatamıyor olsalarda hisli ve canlı varlıklar.. Atlar mesela.. Hepimiz onları asil oluşlarıyla biliriz. Hatta en güzel hayvanlardan biri olarak düşünür çoğumuz. Ama onlara bile hisleri olduğunu ve bir canlı olduğunu unutup o şekilde davranırız. Halbuki bir şey yapmalarını beklediğimizde şefkatli ve iyi davrandığımız zaman onlarında bize istediğimizi yaparak karşılık verdiğini göreceğiz. Özellike hayatımızı kolaylaştırmak üzere kullandığımız hayvanların ayrı bir özene ve sevgiye ihtiyaçları vardır.. • Bir At bize kendi cinsleri ve insanlarla ilgili çok güzel dersler veriyor. Oysa biz insanlar nasıl zalim ve acımasız oluyoruz karşımızda duran bir hayvan beklediğimizi yapmayınca.. Düşünebilen bir varlık olarak biz insanlar maalesef güzel yaklaşmadan, insan gibi davranmadan ve sevgi göstermeden karşımızdaki bir hayvandan bile istediklerimizi yapmalarını bekliyoruz.. Çoğu yerde gözlerim dolarak okudum, mutlaka okuyun. Keyifli okumalar
Siyah İnci
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168.8k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
200 syf.
9/10 puan verdi
Herkesin sırrı vardır. Küçük ya da büyük bazen bilinmesi hayatın seyrini değiştirecek sırlar. Bazende olarak ömür boyu sırtımızda taşıyacağımız yükler halini alan sırlar. Üç erkek kardeş bir baba bir anne , gelinler ve onların anne ve babalarından oluşan geniş bir aile var. Her biri şu an bulunduğu durumdan memnun değil. Kimi eşinden kimi annesinden ve babasından şikayetçi. Hayatını zindan eden bir kişi seçmiş kendine ve ömrünü ona kin duyarak geçiriyor. Tek tek anlatmaya başlıyorlar dertlerini. Neden böyle davrandıklarını, aslında ne düşündüklerini. Herkese tek tek söz hakkı verilince anlaşılıyor ki aslında hepsi kendince haklı. Hatta aslında ona kin duyan kişinin hayatını kolaylaştıracak hatta kurtaracak kararlar vermişler. Ama işte her biri sadece kendi bakış açısından baktığı için işin aslını göremiyor. Kolay olanı seçip kin duyuyor hayat boyu. Ve tabii sırlar.. Hayatlarının büyük bölümünü oluşturan şey sırlar.. • İnsan sadece kendi bakış açısıyla bakınca aslında onun için iyi olabilecek şeyleri bile göremez. Ve sırlarımız hayatımızın temelini oluşturan asıl taşlardır.. Çok severek okudum , farklı bir hikayeydi. Okuyunuz , keyifli okumalar
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20235.1k okunma
77 syf.
8/10 puan verdi
Kitap birbirinden güzel ondokuz adet öyküden oluşuyor. Kitapların çoğunda hayvanları baş rolde görüyoruz. Öyle ya çocuklara duyguları ve hisleri anlatmanın en güzel yolu hayvanları konuşturmak, anlatmak istenileni onlara yaşatmaktır. Kardeşlik, dostluk, merhamet, sevgi ve bunun gibi bir çok duygunun ne demek olduğunu ve karşıdakine nasıl yansıdığını bazen kısacık bazen de bir kaç sayfa süren öykülerle anlatıyor yazar. Ustalığı çocuklar üzerinde de oldukça etki bırakacak cinsten. Yazar kendini sevdirmeye çocuklardan başlamış. Çok isabetli bir karar olmuş. Çünkü anlatımını çocuklara indirgerken de oldukça başarılı. Öykülerin bir diğer özellikleriyse okuyucunun kendini öykünün içinde hissetmesi. Sanki o anlatılan hayvanların yerinde kendimizi buluyoruz bir an. Ya da bir dostluk hikayesindeki ikinci kişi biziz. Bazen de Kral’ ın kendisi yerine geçebiliyoruz. • Yazar ustalığını çocukluktan bize aşılıyor bu güzel eserde. Gerçekçi anlatımıyla sadece çocukların değil büyüklerin de okuması gereken bir kitap olduğunu kanıtlıyor. Ben bu tarz çocuk kitaplarını çok severek okuyorum, tavsiye ederim size de. Keyifli okumalar
Erik Çekirdeği
Erik ÇekirdeğiLev Tolstoy · Can Çocuk Yayınları · 20091,009 okunma
Reklam
232 syf.
9/10 puan verdi
Herkesin hayatında vardır; bavula sığdıramadıkları. Bazen hayatında olan bir insandır bu, bazen yaşadığı bir olaydır.. Bazende kişi kendini sığdıramaz o bavula. Ne yapsa , ne düşünse kendini nasıl değiştirse de olmaz. Bir türlü sığmaz o bavula.. Farklı dediğimiz çoğu insanın uymadığı , kimin tarafından belirlendiği belli olmayan kalıplar varya, işte o kalıplara uymayan kişiler bavulun dışında kalıp, o bavula bir türlü sığdırılamayan insanlardan oluşuyor.. Ama her insan o bavula girmek zorunda mı ? Ya da bavula her sığmayan aykırı olarak mı bilinmeli.. Asla değil. Eğer beni o bavula cebren sığdırmaya çalışacaklarsa ben sadece kendim olarak dışarda kalmayı tercih ederim. Hayat aykırı olanları, farklı düşünenleri, özgün olanları kabul edecek, elbet bir gün.. • Her biri birbirinden güzel, kimi zaman bağlantılı kimi zaman bağımsız öykülerden oluşuyor kitap. Yazarın kalemini ve anlatımını çok beğeniyorum. Daha önce romanlarını okumuştum harikaydı. Öyküleri de çok güzel, tavsiye ederim. Keyifli okumalar
Bavula Sığmayan
Bavula SığmayanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20222,741 okunma
88 syf.
7/10 puan verdi
Beş kızına bakmaya çalışan bir adam odun ve kömür satarak çocuklarının geçimini sağlıyor. Yılın en çok odun ve kömüre ihtiyaç duyulan zamanlarından birinde , adam yine uzun uzun çalışma saatleri sonrası evine gidiyor. Tek isteği kızlarına bakabilmek. Bazılarına göre beş kızının olması onun için üzücü bir durummuş gibi düşünülse de o kızlarının her birini çok seviyor. Adam kişiliği gereği başka insanların sıkıntılarını kendine dert etmeyi alışkanlık haline getirmiş durumda. Sanki çok çalışıp evdekilere bakmak zorunda değilmiş gibi birde konuştuğu ya da gördüğü herkesin derdine ortak ediyor kendini. Sürekli odun ve kömür götürdüğü bir manastıra yine gittiğinde bir kadının seslerini duyuyor uzaklardan. Yaklaşıp baktığında bu kadının kömürlüğe kapatılmış bir genç kız olduğunu görüyor. Hemen oradaki rahibelere haber verip kadını ordan çıkarıyor ve kadının oyun oynarken kendini saklanmak amacıyla oraya kilitlediğini söylüyorlar. Adam kadının memelerinden süt aktığını fark ediyor ve kadın ona bebeğinin ondan alındığını söylüyor. Rahibeler bunu inkar edip oyun oynadığını söylüyor tekrar. Adam bu kadını ordan kurtarmayı kendine dert ediniyor bu seferde.. • Bir insanın hayatını aslında hep böyle küçük şeyler oluşturur diyebilir miyiz ? Sanırım öyle. Hayatın normal akışında karşımıza çıkan olaylar aslında hayatın ta kendisini oluşturuyor. • Farklı bir eserdi. Ben çok sevemedim çünkü anlayamadım kitabın yazılma amacını bana biraz gereksiz geldi. Okumak isteyenlere, keyifli okumalar
Böyle Küçük Şeyler
Böyle Küçük ŞeylerClaire Keegan · Jaguar Kitap · 01,321 okunma
32 syf.
8/10 puan verdi
Uzun yıllar önce rakı içmek üstü açık yerlerde yasaklanır. İçkilerin hepsi değil. Sadece rakı ve bu yasak üstü açık yerler için geçerli. Yani insan eline bir şemsiye alırsa sokakta rakı içebilir. Oldukça gülünç olan bu yasağı konu alarak rakı severler meyhanelerde farklı şekillerde içmeye devam ederken, onlara kadınlarda katılıyor. O dönemde artık kadınlar için olan kısıtlamalar ve yasaklar kaldırılıp kadın ile erkek eşitlenmiş. Erkekler bu durumdan pek şikayetçi bir şekilde kadınlara olan yasakların kalkmasından dert yanıyorlar bir yandan. Diğer yandan rakının yasak oluşuna dair sarhoş ağızlarıyla erkekler atıp tutuyorlar. Hele ki aynı meyhanede iki tane birbirini sevmeyen kadın denk gelirde üzerine bunların ikiside sarhoşsa gelinde görün çıkan şamatayı. Rakı dam altında içilirmişte, dışarda içilmezmişte, kadın kısmı meyhanede rakı içemezmişte.. Bunların hepsi bir güzel tartışılıyor meyhanede karşılıklı atışmalarla. Üzerine birde polis gelince buyrun eğlenceye.. • Kısacık ve çok eğlenerek okuduğum bir eserdi. Klasik oluşu ve kadınlarıda konu alması bence çok daha güzelleştiriyor kitabı. Okuyunuz, keyifli okumalar
Meyhanede Hanımlar
Meyhanede HanımlarHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20222,131 okunma
105 syf.
9/10 puan verdi
Sonsuz gibi başlayan bir kuraklık bütün köylüyü tehdit etmeye başladı. Bunu bildikleri için hepsi evlerini terk edip kuraklık bitene kadar barınabilecekleri başka yerlere gitmek üzere yola çıktılar. Yaşlı bir adam ve köpeği hariç. Koskoca köyde sadece bu ikisi kaldı. Adam gitmeye kalksam yolda ölürüm, öleceksem köyümde öleyim dedi. Ve yaşlı adam ile köpek için yaşam mücadelesi başladı. Yaşlı adam elindeki bir mısır tohumunu ekti. Yıllarını bu işe vermişti. Tohumun yeşermesindeki yolun her anını biliyordu. Kuyuya yorgan atarak suyunu çektiriyor ve her gün bu tohum için su çıkarıyordu. Bu şekilde tohum biraz büyüyüne kadar su çıkardı. Yemek için bütün köyü aradı. Biraz tohum buldu bir süre köpeğiyle idare etti. Onlar bitince sıçanların tohumları sakladıkları yerleri buldu. Bir sürede bu şekilde idare ettiler. Tohum yeşermeye devam ederken bir gün kuyunun suyu bitti. Yaşlı adam her gün 20 km uzaklıkta bulduğu bir havuzdan su taşıdı. Yiyecekleri de tam anlamıyla bitmişti. Köyde bol miktarda sıçan vardı.. Yemek olarak bir süre onları kullandılar.. Mısır fidesi yeşermeye devam ediyordu hasat zamanı yakındı.. Ama artık sıçanlarda bitmişti tamamen aç kaldılar.. Biri diğerini gömene ya da yiyene kadar devam etmek zorundalardı.. • Asla bitmeyen bir mücadelenin hikayesi.. Yaşlı bir adam ve köpeğinin sonsuz bir kuraklıkla savaşı. Çok güzeldi, mutlaka okuyun
Günler Aylar Yıllar
Günler Aylar YıllarYan Lianke · Jaguar Kitap · 20204,415 okunma
56 syf.
9/10 puan verdi
Dünyaya minik bir kara balık olarak küçük derede dünyaya gelmiş olan bir canlı hayatın sadece o dereden ibaret olmadığını düşünüyor. Buna yürekten inanıyor üstelik. Etrafında yaşayan herkesi de buna inandırmaya çalışıyor. Bu dere nerden gelip nereye gidiyor, hiç merak etmiyor musunuz ? Diye önüne gelen herkese kafa tutuyor. Ben merak ediyorum ve eminim başka yerlerde de bizim gibi yaşayanlar var diyor. Bir gün karar veriyor ve o derenin nereye aktığını bulmaya gidiyor. Bu yolun çok çetin olduğunu bir çok kişiden dinliyor ama vazgeçmiyor. Bütün tehlikelere rağmen yoluna devam ediyor ve işte, orada.. Kocaman bir deniz.. Hayatın sadece o küçük su birikintisinden ibaret olmadığını herkese kanıtlıyor.. • Minik bir balığın kendinden çok büyük düşünerek daha güzel ve büyük bir dünyaya ulaşma hikayesi. Yılmadan vazgeçmeden inancının peşinden oldukça cesurca gidiyor. Harika bir kitaptı küçük büyük herkes okumalı, keyifli okumalar
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331.2k okunma
Reklam
80 syf.
7/10 puan verdi
Yozo ile sevgilisi denize atlayarak intihar eder. Sevgilisi intiharı başarıyla gerçekleştirir ve ölür. Ama Yozo kurtulur. Bir sanatoryuma yatırılır. Bu süreçte bütün arkadaşları ve diğer yatan hastalar Yozo nun hastanede geçen vaktini güzelleştirmek için çok çabalarlar. Sevdiği ve keyif aldığı ne varsa oraya taşırlar. Oyunlar ve müzikler onu mutlu edecek ne varsa. Onun yanında kalırlar ve istediği her şeyi yapmaya çalışırlar. Böylece günlerini geçiren Yozo ise aklını ölen sevgilisinden alamaz. Yaptığı her şeyde onu düşünür ve hüzünlenir. • Kısa ama güzel bir eserdi. Japon edebiyatından okuduğum üçüncü kitaptı. Ben beğendim. Yazarın kendi ile konuşmalarını içeren kısım ayrıca güzeldi. Keyifli okumalar
Soytarı Çiçekleri
Soytarı ÇiçekleriOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20231,597 okunma
320 syf.
8/10 puan verdi
Melodi on iki yaşında olmasına rağmen tek kelime konuşamıyor, yürüyemiyor, elini ve kollarını kontrol edemiyor.. Çünkü doğuştan gelen bir hastalığı var. Onun deyimiyle beyniyle vücudu arasındaki bağlantı iyi çalışmıyor. Beyni vücuduna gereken komutları veremiyor. Ama beyninin vücuduyla bağlantılı olmayan kısmı oldukça sağlıklı ve iyi çalışıyor. Hatta yaşıtlarına ve çoğu yetişkine göre fazlasıysa zeki. Bu yüzden sesi yerine geçen bir makinaya sahip ve bunun sayesinde konuşabiliyor. Okulunda ilk zamanlar çok fazla sıkıntı çekiyor ama zamanla herkes Melodi’ nin ne kadar özel ve zeki bir çocuk olduğunu anlıyor. • On ikinci yaşının yazı Melodi için çok farklı ve güzel geçiyor. Kendi gibi çocuklara özel yapılmış bir kamp buluyor. Her şey onlara özel ayarlanmış ve hiçbir tehlike yok. Melodi ilk defa ailesinden ayrı bir hafta geçirecek olsa da bu kamp onu çok heyecanlandırıyor. Gerekli izinler ve başvuru tamamlandıktan sonra yolculuk başlıyor. Melodi tek başına ailesi olmadan kamptaki diğer çocuklarla bir sürü macera yaşayabileceği bu kampa gidiyor. Zipline, yüzme, tekne gezisi, uçuş, parti, ata binme.. Daha önce asla yapmadığı bir sürü şeyi burda ilk kez yeni arkadaşlarıyla yapıyor hatta tek arkadaşlarıyla diyebiliriz. • İlk kitabını çok severek okumuştum. Bu kitap devamı niteliğinde ve yine çok güzeldi. Melodi’nin hayata tutunma hikayesi okunmaya değer, keyifli okumalar
İçimdeki Melodi
İçimdeki MelodiSharon M. Draper · Timaş Genç · 20222,507 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
Bir bebeğin doğmak isteme sancılarıyla başlıyor kitabın birinci bölümü. Kadın bir önceki doğumunda bebeği çok uzun sürede doğurmuştu. Bu doğumu da bu şekilde olmamalı diyordu doğumu bekleyen adam. Dışarda vakit geçmek bilmiyordu. Bir türlü gerçekleşmiyordu doğum. Eğer erkek olursa Johannes olacaktı bebeğin adı. Babasının adı. Küçük Johannes olacaktı bebekleri.. Zaman bir türlü geçmedi. Adam beklemeye devam etti. İçerden su kaynatma sesleri geliyordu. Demekki doğum devam ediyordu. Vee bir kadın kucağında bebekle çıktı sonunda içerden. Erkek olmuştu işte. Küçük Johannes doğmuştu.. • Kitabın ikinci kısmı ise ihtiyar Johannes’i anlatıyor. İhtiyar Johannes her zaman olduğu gibi sabah uyandığında ilk iş olarak kusmaya gidiyor. Evet kusmadan güne başlayamıyor. Doğduğundan beri böyle. Ama bugün kusmuyor. Doğduğundan beri ilk defa.. En yakın arkadaşıyla yengeç tutmaya gidiyor her zamanki gibi. Erna.. Öleli bir kaç yıl oldu ama bugün onun elini tutuyor.. Yanında, bunu hissediyor. Göremiyor ama elini tutuyor bu his kesin.. Sürekli Erna ile konuşuyor.. Evinden çıkıp en yakın dostunun saçını kesmeye gidiyor. Çünkü doğduklarından beri böyle yapıyorlar. Yolda en küçük kızı ile karşılaşıyor ama kızı onu görmüyor.. Üzerine üzerine geliyor.. Ve içinden geçip gidiyor.. İhtiyar Johannes çok şaşırıyor.. En yakın dostu yanına geliyor ve sende artık bizim gibi öldün diyor.. • Bir doğum ve bir ölüm hikayesi.. Küçük Johannes doğuyor ve İhtiyar Johannes ölüyor. Bir gecede ve uyurken üstelik.. Yazarın okuduğum ilk eseriydi. Güzeldi, anlatımı ve kitabın konusu ilgimi çekti. Okuyunuz, keyifli okumalar
Sabahtan Akşama
Sabahtan AkşamaJon Fosse · Monokl Yayınları · 2016601 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
Kadın.. Evde çalışan kadın, işte çalışan kadın, çocuk doğuran kadın, çocuklara bakan yine kadın, itilip kakılan kadın, kocasından azar işiten kadın, ailesi tarafından hor görülen kadın, çocuğu tarafından ezilen kadın, kaynanası tarafından hizmetçi yapılan kadın, her yaştan ve yakınlıktan karşı cinsin taciz ve tecavüzüne uğrayan varlık kadın… Tüm bunlara rağmen hayatta hep dik ve güçlü duran yine kadın. Öyle acı hikayelerle dolu ki kitap.. İçim acıdı okurken.. Ve dedim ki bir avuç kadını her şekle soktunuz da yinede hayatınızın bir köşesine sığdıramadınız.. Ama dönüp dolaşıp yine de kadınsız bir hayat süremiyorsunuz.. Ne denir ki.. Bu konuda yazacak öyle çok şey var ki lügatımda. Bir kadın olarak her zaman güçlü oldum ve olmaya da devam edeceğim. Hiçbir şekilde ayaklarımın üzerinde durmaktan vazgeçmeyeceğim. • Yaralanmış bir çok kadının hikayesini ve nasıl iyileşmeleri gerektiğini anlatan kısa kısa dersler var kitapta. Çoğu yara doğup büyüdüğümüz aileden bize miras maalesef bunu bilmek oldukça üzücü.. Okuyup anlamak ve kendimizden bir şeyler bulmak adına harika bir eserdi. Özellikle kadınlar okumalı, keyifli okumalar
Görünmeyen Kadınlar
Görünmeyen KadınlarGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 2023719 okunma
64 syf.
8/10 puan verdi
Bir kadın, bir anne.. Kızının her hücresini oluşturan bir varlık. Önce hücrelerini sonra ona bağlı olarak diğer vücut bütünlüğünü oluşturan her şeyi. Sonrasında da yaşamına dair her ayrıntıyı. Kızı yıllar sonra onun ölümünün ardından annesini yazmaya başladığında anlatıyor hepsini. Tavırlarını, onu doğurmadan önce nasıl bir kadın olduğunu, onu nasıl yetiştirdiğini, kızdığında yüzünün biçimini.. Yalnız başına kaldığında onu nasıl büyüttüğünü anlatıyor en çok. İlk başta babasıyla çalışmaya başlayıp babası öldüğünde yalnız başına işleri nasıl çekip çevirdiğini övünerek anlatıyor. Bir anne kızına en fazla ne verebilirse oda hepsini veriyor. Yıllar ona acımasız bir gelecek hazırlıyor maalesef. Yavaş yavaş hafızasını kaybettiği bir hastalık başlıyor bedeninde.. Bir anne günden güne kızının önünde bir çocuğa, çoğu zaman ise hiç tanımadığı bir kadına dönüşüyor.. Ve sonunda ölüyor.. • Bir kadın için olabilecek en zor şeylerden biridir sanırım annesini yazmak. Aslında hem güzel hem de çok zor. Eğer annesi yaşıyor olsaydı belki güzel olurdu. Ama hem hastalığını hem de ölümünü yazmak çok zorlu bir eylem olmalı.. Yazarın her eseri gibi bu da mutlaka okunmalı, keyifli okumalar
Bir Kadın
Bir KadınAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,661 okunma
431 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.