Burgazada'dan kalkar, İstanbul `a gelirdi. Bir kahveye oturup çay içerdi, simitle... Simidin masaya dökülen susamlarını avucuna doldurup atıverirdi ağzına.Sırtında o eski paltosu yahut balıkçı ceketi ,ayağında ayaküstü diktirdiği kahverengi kumaştan pantolonu, başında keten şapkası...Beyoğlu'na çıkar, Cumhuriyet'te dokunulmayan yalnızlığı içinde otururdu,buraların adamı olmayan biri gibi. Balıkların ,kuşların, otların,bulutların adamı ,dostu ve yazıcısı... ``)
Mavi çizmemi hatırıma getiriyorum bayramı duyunca Halının altına bir yıl evvel serilmiş, Boylu poslu uzanmış, Ve böylece yüzündeki kırışıklar yok olmuş, takviyeli poşetimi hatırlıyorum Koyu kahverengi keten pantolonumu hatırlıyorum çizgili çizgili Çizgilerden herbiri ruhumun kanatlarıydı Haftalar öncesinde alıp baş ucuma bırakıp her baktığımda mutluluk adına dünyaları elde ettiğim renk renk sevinçlerimdi Her bayram apansız hatırlarım
Reklam
Mavi çizmemi hatırıma getiriyorum bayramı duyunca Halının altına bir yıl evvel serilmiş, Boylu poslu uzanmış, Ve böylece yüzündeki kırışıklar yok olmuş, takviyeli poşetimi hatırlıyorum Koyu kahverengi keten pantolonumu hatırlıyorum çizgili çizgili Çizgilerden herbiri ruhumun kanatlarıydı Haftalar öncesinden baş ucuma bırakıp her baktığımda mutluluk adına dünyaları elde ettiğim renk renk sevinçlerimdi Her bayram apansız hatırlarım
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
"Kırık bir telefon," yazıyordu telefonumun ekranında açık olan son dakika haber sayfasında, "Kan lekeleri içinde kahverengi bir kazak, kot bir pantolon, bir çift kahverengi keten ayakkabı..."
Gece Yarısı Notları
ben ondört yaşımdaydım ilk şiirlerimi yazdığımda  ve ilk aşık olduğumda bisiklete binen bir oğlana  - ama ondört yaşında hiç aşk şiiri yazmamış olmamı  aşkı anlamadan hiç konuşmayan bir sağduyuya mı bağlamalı -  sonra okulda bir ablaya aşık olacaktım  sonra saçları oluklu mukavva gibi dalgalı yaşlı bir memura  sonra -inanmaycaksın belki- sinemada