238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048bin okunma
Taş Devri Diyeti
TAŞ DEVRİ DİYETİ Taş Devri diyetini uyguladıktan en çok bir hafta sonra yorgunluğunuz ortadan kalkar. Kendinizi gençleşmiş hissedersiniz ve daha erken uyanırsınız. Bu sağlıklı beslenme ilkeleri sağlıklı ve hastalıklı herkes için faydalıdır. Hem hastalık önleyici hem de tedavi edicidir (kısmen ya da tamamen). Sadece fazla miktarda protein almaması
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
Ayşegül Genç Hanım'ın okuduğum ilk kitabı Kuğu Boynu'ndan sonra tüm kitaplarını almaya karar vermiştim. Gelen kitapların bir sırası yok. İçimde bir şeyler var deyip, İç Bir Şey'i okumaya karar verdim. Çalışıyor olmaktan çokça vakit bulamasam da, kitabın incelemesini yapmak için o kadar heyecanlıydım ki, bugün iş çıkışı ilk işim kitabı bitirmek
İç Bir Şey
İç Bir ŞeyAyşegül Genç · İz Yayıncılık · 2017206 okunma
Mavi çizmemi hatırıma getiriyorum bayramı duyunca Halının altına bir yıl evvel serilmiş, Boylu poslu uzanmış, Ve böylece yüzündeki kırışıklar yok olmuş, takviyeli poşetimi hatırlıyorum Koyu kahverengi keten pantolonumu hatırlıyorum çizgili çizgili Çizgilerden herbiri ruhumun kanatlarıydı Haftalar öncesinde alıp baş ucuma bırakıp her baktığımda mutluluk adına dünyaları elde ettiğim renk renk sevinçlerimdi Her bayram apansız hatırlarım
Mavi çizmemi hatırıma getiriyorum bayramı duyunca Halının altına bir yıl evvel serilmiş, Boylu poslu uzanmış, Ve böylece yüzündeki kırışıklar yok olmuş, takviyeli poşetimi hatırlıyorum Koyu kahverengi keten pantolonumu hatırlıyorum çizgili çizgili Çizgilerden herbiri ruhumun kanatlarıydı Haftalar öncesinden baş ucuma bırakıp her baktığımda mutluluk adına dünyaları elde ettiğim renk renk sevinçlerimdi Her bayram apansız hatırlarım
Midene her giren Ruhunu tehdit ediyor :/
Kemal Özer Siz Gıda Güvenliği Hareketi’ni kurdunuz. Deccal Tabakta kitabını yazdınız ve şimdi Şeytan Ye Diyor kitabı ile İnsan Ne Yemeli Yememeli? sorusuna cevap veriyorsunuz. Gelecek nesillerimizin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için bireysel bir savaş veriyorsunuz adeta. Çabalarınız takdire şayan… Peki, sizin Gıda Hareketi’ni başlatmanıza
Reklam
Matthew ona bakmıyordu. Baksaydı bile, tam olarak neye benzediğini göremezdi. Sıradan bir gözlemciyse ona baktığında şunları fark ederdi: On bir yaşlarında bir çocuk. Sarı renkli, keten yün karışımı kumaştan yapılmış fazla kısa, fazla dar ve fazla çirkin bir elbise giydirilmiş. Solmuş kahverengi, denizcilerinkine benzer şapka takıyor. Şapkanın altından görünen kıpkırmızı saçları, iki kalın örgü hâlinde beline kadar uzanıyor. Yüzü küçük, beyaz, ince ve oldukça çilli. Işıkta ya da kimi durumlarda yeşil, diğer zamanlarda gri olan gözlere ve büyükçe bir ağza sahip.
Elindekileri bırakıp evi dolaştı. Oturma odasını, iki yatak odasını, mutfağı, banyoyu gördü. Lambaları, muslukları denedi. Ayakyolunun kapısını açınca orayı da denedi. Bütün pencereler dışardan telli, kahverengi keten perdeliydiler, iyi hoştu ama odalar sanki eşyayla tıklım tıklımdılar. Hele sedirli, koltuklu, masalı, sehpalı oturma odası... Dün gece avukat, "Eşyasıyla tuttum," demişti. "Başka koyacak yeri yokmuş. Yarın çantanızı alıp gidebilirsiniz."
Sayfa 114Kitabı okudu
Muasır Medeniyetler Mertebesi
“Kahverengi ceketimin cebindedir, o gün üstümde o vardı. (Ah bu sıradan günleri bir anda ayrıcalıklı kılabilme yeteneği; o gün, o gün, o gün...) Kahverengi ceket: en sevdiğim ceket. İnsanların sevdikleri giysileri vardır; keten gömlekler, kadife pantolonlar, kaşe ceketler, yün bereler, mavi çoraplar... (Mantıksız bir sıralama oldu; diğer giysileri kumaşlarına göre sıraladıktan sonra çorapların renginden söz etmenin ne gereği var?) İnsanların sevdikleri giysileri vardır; beyaz keten gömlekler, gri kadife pantolonlar, kahverengi kaşe ceketler, siyah yün bereler, mavi pamuklu çoraplar... Çoraplar. İnsanlar çorapları bile sever yeri geldiğinde. Benim de kahverengi ceketim var, seviyorum onu.”
Sayfa 150 - Can Yayınları (Epub)Kitabı okudu
kalan_
Ölmüşsün, gerçekte olduğu gibi rüyamda da ölmüşsün, sadece farkında değilsin. Önce sözcükleri duyuyorum. Birisi, kim olduğunu bilmediğim birisi, görmediğim ağzıyla, daha önce duyduğum sözcükleri söylüyor. Daha önce bu kadar acıtmayan sözcükleri. Ölmüş, diyor. Ölmüş! Göğüs kafesini açmış doktorlar; kaburgalarını bir levyeyle kanırtıp seni ikiye
Reklam
O şaibeli yumuşakçalara tapıyorum bile.
Kadın fırfırlı, fildişi rengi keten bir elbise giyiyordu. Belli ki Free People'dan alınmıştı. Uzun kahverengi saçlarını savurdu ve koyu renk gözlükleri olan, yeni tıraş olmuş adama doğru eğildi. Konuşmalarını hayal etmeye çalıştım. Kadın, "İstiridyeleri çok severim," diyordu. Adam, "Ben de," diye cevap veriyordu. Kadın, "Ama midyeleri sevmem," diyor ve şarabından bir yudum alıyordu. Adam, hemen onu onaylayarak, "Ben de sevmem," diyordu. "Midyeler biraz şaibeli yumuşakçalar." Kadın gülüyor ve yanaklarına sürdüğü Mac marka allıkla aynı renk olan şarabından bir yudum daha alıyordu. Allığı çok mu sürdüm acaba, diye düşünüyordu. Bir de ruh eşiyle tanışıp tanışmadığını merak ediyordu.
Sayfa 5354 - PenaKitabı okudu
Sağ tarafta kahverengi ahşap kapılarıyla bir gömme dolap duruyordu. Narcisse içindekileri inceledi. Keten gömlekler. Kot ve kumaş pantalonlar. Marka takım elbiseler... Onlara uygun ayakkabılar. Weston botlar , Prada mokasenler , Tod's ayakkabılar... Chaplain gösterişçi bir şıklığı olan , modern bir züppeydi.
İnsanların sevdikleri giysileri vardır; beyaz keten gömlekler, gri kadife pantolonlar, kahverengi kaşe ceketler, siyah yün bereler, mavi pamuklu çoraplar... Çoraplar. İnsanlar çorapları bile sever yeri geldiğinde. Benim de kahverengi ceketim var, seviyorum onu.
Can Yayınları
Nihan artık eskimiş olan duş hortumunu yerinden sökerken abim ve ben elleri arkasında arsa kazan dozerleri izleyen amcalar gibi onu izliyorduk “Keten ipliğini uzatsana”dedi Nihan arkasını dönmeden Ha o kahverengi ipliğin adı o muymuş ? Keten iplikten ve beyaz banttan kendinden gurur duyar gibi yaptığını bakıp “Artık su da akıtmaz”dedi sonra bizim bön bön baktığımızı fark edip “niye öyle bakıyorsunuz?”diye sordu “Hayatımızda ilk kez duş başlığını değiştirip musluk tamir eden bir kız görüyoruz da ondan”dedi abim “Hmm evet her neyse büyürken annemin yemek yapmasını değil babamın tamirat yapmasını izlerdim ben Daha ilgili çekici geliyordu daha sonrada babamın çırağı haline geldim her yaz bir yerleri tamir etmeden rahat edemezdi Bir yaz çatıyı onarırdık Bir yaz badana yapardık Bir yaz banyoyu yenilerdik”
Doğadan alıkoyduğum şey tonları yerleştirmekte belirli bir sıra, belirli bir doğruluk; doğayı inceliyorum ki saçma-sapan şeyler yapmayayım, aklı- başında kalabileyim... Öte yandan, kullandığım renk doğadakinin aynıymış, değilmiş bu beni çok ilgilendirmiyor tuvalimde güzel durduktan -doğada olduğu kadar güzel durduktan- sonra... Courbet’nin yaptığı bir portre -erkeksi, özgür, çok güzel derin kızıl kahverengi ve altın tonlarıyla, yanında daha soğuk bir mor ve hepsini vurgulayan siyahlarla boyanmış, gözü dinlendirmek için bir kıyısına az renklendirilmiş beyaz keten parçası atılmış -evet, Courbet’nin yaptığı herhangi bir portre başka birinin, yüzün renklerini dehşet verici bir aynılıkla yansıtmaya çaba gösteren başka bir ressamın yaptığından çok daha doğru, çok daha gerçek, çok daha iyidir.
Sayfa 156 - Yapı Kredi Yayınları
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.