Küçük bir şey onu muazzam heyecanlara götürebilir. Küçük bir yaprağın arkasında bir dünya gördüğünü zanneder de koca dünyayı görmeden yaşar. İçinde bir türlü aslını öğrenemediği bir kâinat bulunduğuna kanidir.
Kur'an-ı Hakîm nasılki şükrü netice-i hilkat gösteriyor; öyle de Kur'an-ı Kebir olan şu kâinat dahi gösteriyor ki: Netice-i hilkat-i âlemin en mühimmi, şükürdür. Çünki kâinata dikkat edilse görünüyor ki: Kâinatın teşkilatı şükrü intac edecek bir surette herbir şey, bir derece şükre bakıyor ve ona müteveccih oluyor. Güya şu şecere-i
Plazalarda hava geçirmez pencere ardında; kainat, klavyelerinin elektron boşluğunda dolanıyor zannedenler.
İşe başlayıp işi bırakanlar, her başladıkları işe bir bakıma bırakmak için başlatılanlar.
Bir baltaya sap olsa diye kafası delinen; içine bir an dönüp tüm baltaları banyo köpüğüyle değiştirenler.
Bir de milletin efendisi olacakken tüm ekinlerinin plastik olduğunu anlayıp kendi karın boşluğuna gömenler.
Büyük çoğunluğumuz bundan ibaret, geri kalanımız T cetveliyle gece gündüz ayna boylarını ölçüyor. Ölçerken; gözleri, yansımadaki göz bebeklerine değmesin diye tüm varlıklarını tüketiyorlar.
Bütün sanat dallarını içinde barındıran bir eserdir kâinat.Yaratıcı, bu sanat eserini ilmek ilmek dokuyarak kudretini göstermek için gözler önüne sermiştir.