Ektikle­rimizin karşılığını aldığımız bir tarla olan bu dünyada buğday aynı zamanda güzel bir metafor değil midir? Neyin peşine düştüysek ona dönüştüğümüz, neyi talep ediyorsak o olduğumuz bir dünyada yolların buğdaya çıkması bir tesadüf müdür?
Hacı Bektaş Veli
Pir, kapı­sına gelenin aslında neyin açlığını çektiğini görmüştür. Ona asıl yemeği, asıl doymayı, asıl lezzeti teklif etmiştir. Ancak görmeyene, duymayana ve bilmeyene altın veril­se bilir mi eline tutuşturulan bu şeyin değerini? Yunus da çiğdi, açılmamıştı henüz gözleri. Duymuyordu he­nüz kulakları ve bilmiyordu asıl yemeği.
Reklam
"Bir avuç toprak, biraz da suyum ben. Neyimle övüneyim? işte buyum ben... "
“ Dolap niçin imlersin Derdim vardır inilerim Ben Mevla'ya âşık oldum Anın için inilerim Benim adım dertli dolap Suyum akar alev alev Böyle emreyledi Çalap
Peki ya biz? Biz başarısız mı olduk? Madem yedik bilgi meyvesinden, dünyaya gönderilmekle öğrendiğimiz bilgi nedir? Ma­dem elimizden kaçırıldı ölümsüzlük otu, bu ölümlü be­denler bize neyi anlatmak içindir?
Hz. ADEM
Âdem ve Havva cennet bahçesinde huzurla dolaşırken bir yılan süzülerek görünür olur saklandığı yerden.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.